• mardinin kültürel zenginliğinin başlıca sebebi olan hristiyan azınlık. en eski hristiyan topluluklarından biri.
  • bir din kategorisi olmayıp, türkiye'nin güneydoğusunda yaşayan (ekseriyet mardin) halktır. dinleri hıristiyanlıktır.
  • inşa etmiş oldukları evlere bakınca şok olduğum topluluk:

    http://www.panoramio.com/…070358?tag=suryani evleri
    http://gezenbezgin.blogspot.com/…adim-kilisesi.html
    http://www.panoramio.com/m/photo/22070315
    https://www.google.com.tr/…%3bd%7c0l5dfhyi0upkqm%3a

    ne ile geçinmişler de inşa etmişler hiç bilmiyorum ama bunun salt maddiyatla alakası olmadığı açık. türkiye'nin büyük çoğunluğunu gördüm, özellikle kırsal alanlarda, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar teplerine anca kerpiç dam koyarlar, gerisi hikaye. şehirler desen estetikten uzak laz müteahhit binaları. bu ülkede hala türk milliyetçisi olup azınlıkları küçük görenler var ya, ona şaşırıyorum.
  • kurdlerin yok ettigi bir anadolu halki. hatta yok ettikleri yetmiyormus gibi bu adamlarin adet ve torelerini, halk oyunlarini ve giyimlerini kendilerininmis gibi satiyorlar.

    bu azinlik, emperyalist guclerin umrunda olmaz cunku turklere karsi savas konusunda ise yaramazlar. sayi olarak azlar.
  • suryanilerin cogunlugu ortodoks olup, katolik olan bir azinlik grubu vardir; ki bunlar keldani adiyla anilir. suryanilerin en yuksek din adami olan patrik sam'da, patrik'ten sonra gelen en buyuk din adamlari olan metropolit ise mardin'dedir.
    ayrica (bkz: deyrulzafaran)
  • köken olarak hz. nuh'un oğlu sam'a dayanan kavim. semitik ırka mensup bu topluluğun yerleşim alanları genelde mezopotamya bölgesidir. bu geniş coğrafya üzerinde beş bin yıllık gibi uzun geçmişe sahiptirler.

    elli asırlık tarihi süreçte isim değişikliğine uğradıkları söylense de, son yirmi asırdır süryaniler diye çağırıldıkları kesindir.

    süryani ataları aramiler; hiristiyanlığın, antakya şehrine girdiği ve hıristiyan dünyasının üç büyük kürsüsünden ilki olan antakya elçisel kürsüsünün kurulduğu dönemde (m.s. 37-43) bölgede etkin durumdaydılar. çeşitli putlara tapan aramiler'in büyük çoğunluğu, isa mesih'in öğretisini kabul ederek hıristiyanlığa geçiş yapmışlardır. buna paralel olarak arami olan isimlerini terk ederek süryani tabirini kullanmaya ve ayni zamanda konuştukları aramice lisanına da süryanice demeğe başlamışlardır.
    o dönemde, bölgede yeni gelişen hıristiyanlık inancı ile süryani ismi özdeşleşmiş, bu iki öğe halk arasında aynı anlam ve manada kullanılır olmuştu. isa mesih'in havarileri ile bölge halkı süryani adını o kadar benimsediler ki antakya kilisesini bu isimle çağırmaya başlamışlar ve bu ismi antakya kilisesinin dini simgesi haline getirmişlerdir. üçüncü antakya patriği mor iğnatiyos nurani'nin, m.s. 107 yılında romalılara yazdığı mektubunda görüldüğü gibi "antakya süryani kilisesi" değimini kullanmıştır.
    arami kralı v. abgar, m.s. 34 yılında hıristiyanlık inancını kabul ettikten sonra, mezopotamya'nın çeşitli bölgelerine elçiler göndererek, hıristiyanlık inancının bu coğrafyada yayılmasına öncülük etmiştir. bölge halklarının süryanice (aramice) konuşuyor olmaları bu süreci hızlandırmıştır. böylece biri diğeri ile özdeşleşmiş, ayni anlam ve manada kullanılan hıristiyanlık inancı ile süryanilik, kısa zamanda mezopotamya bölgesine yayılmıştır.

    günden güne gelişen süryaniler, yaşadıkları topraklar üzerinde kültür ve sanat alanında eşsiz eserler bırakarak bölgenin sosyal yaşamını derinden etkilemişlerdir. birçok alim ve bilgin yetiştirerek, bölge medeniyetine yön vermişlerdir.

    süryani bilginleri, dilbilgisi, konuşma (hitabet) ve şiir gibi filoloji bilimlerine yoğunlaşmışlardır. bunun yanında mantık, felsefe, tabiat bilimleri, matematik, astronomi, jeoloji ve tıpla uğraşmışlardır. bu değerli bilginler, teorisel din biliminin, ahlakın, kilise ve toplum hukukunun da derinliklerine dalmış bu konularda önemli çalışmalar yapmışlardır.

    uzun zamanlar toplum ve din tarihi, coğrafya, kilise müziği ve hikaye anlatma sanatına değinmişler, genel olarak insani eğitimin en bilinen alanlarını kapsamışlar, bilginin meşalesini doğu ve batı dünyasının en uzak bölgelerine taşımışlardır.
    yunan edebiyat eserleri, zenginliğine, mükemmelliğine ve üstünlüğüne rağmen her ne kadar süryani ve latin edebiyatı için bir model olduysa da; bir bütün olarak değerlendirildiğinde süryani edebiyatının mükemmelliği üzerine geçememiştir.

    süryaniler, tarihlerinde romalılar, persler, bizanslılar, araplar, moğollar ve türkler zamanında en doğru tarihsel dökümanlara sahip olan toplumdur. m.s. 4. yüzyıl yunanca yazan alimlerin eserleriyle çalkalanırken, edessa (urfa) okulu bu yazıların en seçkinlerini süryanice'ye çevirmekte gecikmemiştir. edessa okulu yunanca eğitimi vermeye de başlamış, 12. yüzyılın sonuna kadar olan sürede en ünlü okulları arasında yerini almıştır. diğer bir yandan çeşitli süryani alimleri, felsefe ve bilim kitaplarını önce süryanice'ye daha sonra arapça'ya çevirmek için büyük çabalar harcamışlardır. bu edebi hareket ve onun etrafında gelişen çalışmalar sayesinde, asılları kaybolmuş olan yunanca hıristiyanlık kitapları, süryanice'ye yapılmış çevirileri sayesinde korunabilmiştir. süryani yazarlarının ürettikleri eserler, kendi dönemlerinde adeta başvuru kaynağı olmuş ve çeşitli dillere çevrilmişlerdir.

    beş bin yıllık geçmişe sahip bu zengin kültürün mirasçıları süryaniler, günümüzde yaklaşık olarak beş milyon tahmin edilen nüfuslarıyla türkiye, suriye, irak, lübnan, ürdün, israil ve hindistan'da yaşamaktadırlar.

    kaynak : http://www.midyat.net/ ve http://www.suryanikadim.org/
  • coskun sabah da bir suryanidir.
  • cogunu kurdlerin katlettigi toplum. kurdler katlettikleri suryanilerin kulturunden yagmalar yaparak, kendilerinin ulus olma ugraslarina arac ediyorlar. bu gun kurdlerin kendilerine ait oldugunu iddia ettikleri cogu halk oyunu, giyim kusam, yemek, gelenek, gorenek suryanilere aittir.
  • tanidikca kendini sevdiren, hayran biraktiran, sicacik, insan gibi insan/insanlar. kotusu yokmu dur ? bilmem .. omrum geldi geciyor, henuz rast gelmedim .. rast gelenler kotulesin. benim dilim varmaz ..
  • genel olarak iyidirler. çok yakın bir arkadaşım süryanidir. mardinlidir. hani diyoruz farklılıklarımız zenginliğimizidr diye ,bu sözü eğer çevrenizde farklı insan yoksa sadece klişe olsun diye söylersiniz ama çevrenizde sizden farklı bir ırktan ,dinden, mehzepten veya en basiti farklı bir bölgeden yakınınız varsa o zaman kültürel çeşitliliğin güzelliklerini fark edip inanarak savunursunuz.
hesabın var mı? giriş yap