• joan fontaine ve cary grant'in basrolleri paylastigi 1941 yapimi bir alfred hitchcock klasigi, bir "film noir", bir gerilim filmi.. konusu da soyle: parasiz pulsuz bir adamla zengin bir kadin evlenirler.. bir sure sonra kadin kocasinin kendisini oldureceginden suphelenmeye baslar.
  • 1941 yapımı alfred hitchcock filmi. joan fontaine'e en iyi kadın oyuncu rolünde oscar kazandıran film, citizen kane ve the maltese falcon ile birlikte oscar adayı olup da ödülü how green was my valley'e kaptıranlardan. başrol erkek oyuncu ise cary grant.
    çapkın ve yakışıklı johnnie trende karşılaştığı ağırbaşlı ve güzel lina'dan etkilenir. lina ise olayın bokunu çıkarıp johnnie'ye deli gibi aşık olur. kısa sürede evlenen çiftimiz yeni evlerine yerleştiklerinde lina bazı gerçeklerle yüzyüze gelecektir. johnnie beş parasız biridir ve borçlarını ödemek için kumar oynamaktadır. hitchcock usta tüm film boyunca öyle bir gerilim verir ki, lina'nın düşündüklerine ortak olur ve johnnie'nin beklenen adımı atması için bekleriz. cinayet romanları yazan isobel sedbusk karakterinin de filme dahil olup, johnnie'nin ilgisiyle karşılaşması şüphelerimizi doruk noktasına taşır. scrabble oyunu olsun, sütü olsun, otoyoldaki araba sahnesi olsun her sahnede gerilim yaşarız. kitapçıdan aldığı kitaplarla dışarı çıkıp da arkadaşına rastlayan lina'nın göründüğü sahnede sol taraftaki posta kutusuna mektup atan figüran tahmin ettiğiniz üzere alfred hitchcock'dur.
  • bir adet lezbiyen çift bulunduran film. zamanının ötesindeymişsin hiçkok, rispek!
  • cary grant i supheli koca rolunde cok basarili bulmadigim film, bu adam ne yaparsa yapsin kotu rolunde begenemiyorum

    bir de filmde johnnie nin arkadasi beaky tam bir suluk gibi yapisiyo bunlarin evine, yahu kardesim insanlarin ozel hayati denilen birsey var, her boka neden maydanoz oluysun diyo insan izlerken.

    son olarak, joh fontaine cary grant in mesajini alinca sevincten tam 20li yillarin sessiz filmlerindeki gibi rol yapiyo bir anlik baya bi guldum o anda
  • sonu yine ters koseye yatiran hitchcock filmi. ayrica, the limits of control adli filmde tilda swinton'in oynadigi filmsever karakterimiz, masada duran iki espreso fincaninin yerini degistirir, bu filme alinti vererek.
  • lp'nin muhteşem ötesi bir şarkısı daha. çok uzun zamandır hiç bir şarkıya bu kadar takılıp arka arkaya defalarca kez dinlememiştim. bu saate kadar hakkında burda bir şey yazılmamış olması da ayrıca şaşırtıcı

    suspicion
  • agatha christie romanlarının sağda solda göründüğü, katilli, siyahlı beyazlı bir alfred hitchcock filmi. başlarda "ee nerde bu kuşlar" etkisi yaratsa da birden bire stresten tırnak yemeye sebebiyet veriyor. iyi film ya izlenir!
  • en sevdiğim yönetmenlerden biri ile en sevdiğim oyunculardan birinin aynı filmde buluşması kadar tat aldığım bir şey yoktur sinemada. ancak alfred hitchcock'un yönettiği bu hafif gerilimli filmde hem senaryoyu hem de senaryonun zaaflarından dolayı cary grant'in performansını beğendiğimi söyleyemem. ismi şüphe anlamına gelse de yaşanan olaylar seyirciye gerilimi tam anlamıyla yaşatacak, onları heyecanlandıracak, hatta yer yer korkutacak şeyler değil. bu nedenle film bir türlü sizi içine alıp sürükleyemiyor. bir şeylerin yüzeysel olduğunu düşünüp filmi izlemeye devam ediyorsunuz. izlenmez demiyorum ancak hitchcock sinemasına aşinaysanız çok büyük beklentilerle izlemeyin demek istiyorum.
  • lost on you'dan sonra en sevdiğim lp şarkısı. onu da other people takip ediyor zaten. böyle bir ses, böyle bir yorum olamaz!!
  • 1941 yapımı olup gayet beğendiğim filmdir kendileri. romantik film gibi başlar sonra germe görevini yapar. diyalogları da gayet hoştur, cary grant abimiz güzel rol keser. aferin hitchcock böyle devam.
hesabın var mı? giriş yap