174 entry daha
  • 1977 ile 2018 yapımlarının hikâyenin kaba hatları dışında bir benzerlik, ortaklık aramaya gerek yoktur, zira 2018 yapımı yeniden çevrim değil, nazire sayılabilecek bir esinlenmedir.

    ilk filmdeki technicolor'ın cıvıl cıvıl muhteşem renkleri ikinci yapımda kasvetli bir renk şemasıyla değiştirilmiş. bu da yönetmenle senaristin cadılık, kötülük, insan doğası üzerine giriştiği pek de iç açıcı olmayan sorgulamayla ilişkili olsa gerek. ilk filmdeki çağdaş cadılar teması ikincide de korunmuş. ancak ikinci filmde bu cadılık, iyilik kötülük meseleleri almanya özelinde avrupa'nın yakın tarihinden olaylarla karşılaştırılmak istenmiş; yönetmenin bu karşılaştırmada ne kadar başarılı olduğu tartışılır bir konu, ama pek çok yerde seyirciyi ters köşeye yatırışını takdir etmek gerek.

    kör gözüm parmağına olmasa da liliana cavani'nin il portiere di notte'siyle luchino visconti'nin la caduta degli dei'sine göndermelerde bulunan bölümleri/sahneleri var, spoiler verir durumuna düşmemek için ikinci gönderme için uzun bıçaklar gecesi deyip geçiyorum. bu aynı zamanda yeni kuşaktan bir italyan yönetmenin ustalarına bir saygı gösterisi. keza en kokmaz bulaşmaz dinibütün gruplardan olan amish'lerin yapımının hikâyesine katılmasının da sebebi bu sorgulama. amerikan yapımı olup da amish'leri konu alan filmlerin çoğunluğunun yine benzer sorgulamalar yapan kara filmler ya da polisiyeler olduğunu belirteyim.

    bu sorgulama meselesindeki aksaklıklar bir yana 2018 yapımı, bir kez başladıktan sonra -kopukluklara rağmen- kendini seyrettirmeyi başaran bir film. başroldeki tilda swinton'un rol seçimlerinin de bu sorgulama meselesiyle ilintili olduğunu tahmin etmek zor değil. filmin kafamda bıraktığı sorular, kötünün ve iyinin tanımlanması üzerine ağır bir tartışmanın başlangıcı olacak şekilde dönüp duruyor. günümüzün en önemli felsefi soruları arasında bunun hâlâ yer alması da ayrıca düşündürücü değil mi?

    ek: 2018 yapımının sonlarındaki cadılar arası hesaplaşma sahnesinin prodüksiyonunun, filmin geri kalanının -aslında dört dörtlük sayılmayacak olan- prodüksiyonundan açık ara geride olması, karakterlerin ağzından açıkça "paylaşılan sanrı" olarak tanımlana dinlerle ahlak öğretilerinin propaganda malzemesi olan, bizdeki samanyolu tv'nin o ahlaki öğütler veren fantastik dizilerine benzemesi de bir beceriksizlikten ya da ihmalden ziyade bu janrla dalga geçmek üzere yapılmış bir tercih olarak düşünülebilir.

    -bundan sonrası spoiler içerir-

    dahası 1977 yapımında iyi insanların kötü cadılara galip geldiği final yerine, 2018 yapımında aslında kimin ve neyin, kime ve neye karşı galip geldiğinin pek de belli olmadığı bir finalin tercih edilmiş olması da bu tartışmanın ne derece kesin bir cevabının olabileceğine dair bir başka gösterge.
77 entry daha
hesabın var mı? giriş yap