• sylvia plath'ın kızı freida hughes tarafından bir şiirle protesto edilmiş filmdir ayrıca.. populer sinemaya annesinin bir nevi kurban edildiğini düşünmektedir sanki.. :

    now they want to make a film
    for anyone lacking the ability
    to imagine the body, head in oven
    orphanin children..the peanut eaters, entertained
    at my mother's death, will go home
    each carrying their memory of her,
    lifeless- a souvenir.
    maybe they'll buy the video..
    they think i should give them my mother's words
    to fill the mouth of their monster
    their sylvia suicie doll.
  • kimi rolleri oynayabilmek icin oscar almis olmanin hic bir anlam ifade etmemesi gerektigini ispatlayan film. ne olurdu gwyneth'cim devam etseydin salon filmleri yapmaya, o soğuk, gereksiz yüzünü hollywood filmlerinde eskitmeye, çürütmeye de rahat bıraksaydın kafamizdaki gercek sylvia'yi. simdi ben plath siirleri okurken senin yuzunu nasil savusturacagim aklimdan? cabuk gir odana gozum gormesin seni allahin cezasi.
  • berbat bir film.. sylvia plathi anlamaktan aciz insanların, sylvia'yı zaafları olan aciz biri gibi göstererek ted hughes'ı aklamaya çalışan, zırvalar silsilesi.. film boyunca evde hem hughes'a hem filmi çekenlere ana avrat düz gittim.. halen sinirlerime hakim olamıyorum.. bırakın bazı şeyleri de paraya çevirmeyiverin, çok mu yani, bak yine sinirlendim küfredip sözlükten atılacam sizin yüzünüzden... neyse...
  • bile bile gittim. filmin ne kadar boktan oldugu daha gitmeden belliydi ama bu kadar olacagini da hic tahmin etmedim. bu filmde emegi gecen herkesin ölünce kemikleri sızlar inşallah, hatta ölmeden de sızlar inşallah. sylvia gibi bir insan bu kadar yüzeysel ve çarpık bir şekilde anlatılabilirdi. zavallı kadının hayatının sadece ted bey'le olan bölümü filme yansıtılmış ama o da ne yansıtma. kadının hayatı boyunca tek derdi sanki ted'di. o yuzden ondan once 2 kere intihar etmeye calisti zaten. ayipotesi. cık cık cık. bu kadın şair yahu. herkesin gıptayla baktıgı bir sair. filmde bundan eser yok. filmde sadece kocasını kıskanan ve bu yüzden depresyona giren bir sylvia var. ya dusundukce bile hala sinirlerim bozuluyor. bir de oscar'a aday gosterilcekmis belkim. insanin oha filan olasi geliyor. ben kadinin kizinin yerinde olsam kesin dava ederdim film ekibini. daha fazla yazamicam, yazdikca depresiyorum.
  • teknik açıdan bakıldığında,
    öncelikle görüntü yönetmeninin, onunla birlikte ışıkçının ve ardından da
    sanat yönetmeni, kostümcü ve makyajcının ellerini sıkılıp sırtlarını sıvazlanmaını gerektiren filmdir.
    tabi ki bu ekibi yönetene de selamlar.
    işin içerik ve anlatımı bir yana tamam, ama bu konularda verilen emekleri göz ardı etmemek lazım.
    filmde, duvarıma asmak isteyebileceğim 20 tane sahne vardı belki yahu!
  • sylvia plath neden acı çekmiş, neden kendini öldürmeye kalkışmış? filmde hughes'dan öncesi -sağolsunlar- bikaç cümle içinde sylvianın ağzından dökülüyo. tabi ki, inmeden derinine,nedenine filan, sonra da kendisini aldattığı için intihara sürüklenen plath. budur filmin özeti.
    ama normal tabi, pembe filmlerinden sonra namluyu bu sefer de "arıza"lara yöneltti hollywood, (bkz: the hours). doğaldır ki, (ve ticaridir ki) 'parmakla gösterilen, toplumun dışında varolan bir kadının dramı, ilgi çekici olacaktı. onun hayatla neden alıp veremediği diil. şiirleri, başarı saplantısı, hayatındaki diğer insanlar hiç diil.
    bi pavese bekliyoruz şimdi hollywooddan, olanca magazinselliğiyle.
  • kiralik katillerini bile pazarlayan ruh hastası bir ülkenin güzel bir kac parcasından birini daha pazarlayarak ve bunu yapılabilecek en duygusuz en kotu ve cirkin sekilde yaparak nefretimi güclendirdigi bir boka benzemeyen deli bir kadın olsun,tavuk gibi ortada gezinen cocuklar olsun birde film bunun ustune hic bisey anlatmasın anlasılmaz olsun sacmalayalım sanat sansınlar mantıgıyla cekilmis sinirlendiren film.
  • her ne kadar bir kadın yönetmenin elinden çıkmış olsa da kadın duyarlığının ve mentalitesinin kenarından bile geçememiş film. tükete tükete bridget jones'dan slyvia plath'a kadar gelmiş hollywood'un, yeni trend arayışında öne çıkan "arıza kadın biyografi"lerinin umarız ki en sonuncusu.
  • --- spoiler ---
    iki insan bile değiliz. tanışmadan önce bile seninle sadece iki yarımdık. birbirimizin üstündeki büyük boşlukları ve eksiklikleri doldurmak için yaratılmıştık. ve birbirimizi bulduğumuzda sonunda bütün olduk... sonra sanki mutlu olmaya dayanamaz hale geldik ve kendimizi yeniden iki parçaya böldük.
    --- spoiler ---

    sylvia plath'in nevrotik yanından çok, aşık yanından bahsettiği için eksik bulunan film.
  • broşürde yer alan bilgiye göre çaykovski'nin "sylvia'yı bilseydim kuğu gölü'nü yazmazdım." şeklinde yorumladığı bale.

    içinde mitolojik karakterlerden bazılarını barındıran, enfes bir dekora, kostümlere ve müziklere sahip gerçekten keyifli bir gösteri. her eserin seveni olduğu gibi sevmeyeni de olacaktır bu yüzden mutlaka izleyin iddialı bir yorum olsa da izleyin, hem eros size küçük bir sürpriz yapacak!
hesabın var mı? giriş yap