taarruz, ateş ve hareket ile düşmanın bulunduğu yere gidip muharebe vasıtaları ile imha veya esir etme amacı güden bir muharebe şeklidir.
konvansiyonel harp kavramının temelini oluşturur.
dördüncü nesil savaş veya
asimetrik savaş çağı olan günümüzde, küçük birlik seviyesinde halen uygulanmaya devam edilebilir bir genel şablonu vardır.
özetlemek gerekirse, muharebede kesin sonuç ancak taarruz ile elde edilebilir. diğer bütün muharebe şekilleri, elinizdeki kuvvetler taarruza geçebilecek hale gelene kadar geçici bir tedbir olarak düşünülüp uygulanmalıdır.
taarruzun 7 temel amacı vardır :
1. düşman kuvvetlerini yok etmek
2. bir bölgeyi ele geçirmek
3. düşmanı ikmal ve benzeri kaynaklardan mahrum etmek
4. durumu geliştirmek ve bilgi elde etmek
5. düşmanın dikkatini istediğimiz bir noktaya toplamak
6. düşmanı bulunduğu yerde sabit tutmak
7. düşman taarruzunu bertaraf etmek
bir taarruz harekatında başarıya ulaşabilmek için
baskın,
sürat,
siklet merkezi,
esneklik ve
cüret gibi özellik ve kavramlardan en üst derecede fayda sağlamak gerekir.
taarruzda dört farklı manevra çeşidi mevcuttur:
1. cephe taarruzu
2. yarma
3. kuşatma
4. çevirme
çanakkale muharebeleri esnasında 19ncu tümen komutanlığı görevini yapan yarbay
mustafa kemal, inisiyatif kullanarak çıkartma yapan düşmanı karşılamak için ordu ihtiyatı olarak bekletilen tümeninin 57nci alayını taarruza kaldırırken tamamen taarruz prensiplerine sadık kalmıştır.
düşmanı tespit etme konusunda hayati öneme sahip bu taarruz fikrini oluşturan ruhu 1914 mayıs'ında
zabit ve kumandan ile hasbıhal kitabında şu şekilde açıklamıştır :
"amaç ve hedefin temeli taarruz olmalıdır. yani bu geçici savunma kesin olmayıp sonucu taarruza dayalı ve taarruza yönelik bulunmalıdır. çünkü, düşmana darbe indirmek ona taarruzdan başka bir yolla olamaz. özetle, taarruz fikri, hiçbir zaman subay ve komutanın düşünceleri, harita çalışmaları da dahil olmak üzere dışında kalmamalıdır."