tabure
-
istanbul'da herşeyin toplu bulunduğu bir yer vardır biliyorsunuz. tabureciler de çağlayan'daki yeni adalet sarayının aşağısındaki caddede sağlı sollu toplanmış durumda efendim. tabure alasınız gelirse bilginize,
zira biliyorsunuz; tabure barın bel kemiğidir -
disilerden mürekkep tabur. amazon taburu.
-
-
beni güldüren oturgaç. nasıl mı ?
bilirsiniz, ruhsar zamanları... menkibe hanım, devamlı oğluna kız aramakta. hatta o kadar hırs yapmış ki, sokaktan geçen kızları bile çevirip oğluna götürmektedir. yine böyle bir bölümde, sokakta güzel bir kıza denk gelir, "gel seni çok beğendim, oğlumla tanıştırayım" der. dizi ya, kız da hemen okeyler. yürürler. şöyle bir sohbet geçer aralarında;
- kızım senin adın ne bakiim ?
* tabure teyze.
- tabure mi ? aa, o ne biçim isim ?! bundan sonra senin ismin mürüvvet olsun.
daha geyik bir diyalog yazılabilr mi allah aşkına :) -
4 ayaklı, göte meraklı olarak da tanımlayabileceğimiz ve oturak yeri daha ziyade yuvarlak olan nesnedir.
-
kadın taburu.
-
banyo taburelerine rahatlıkla oturak diyebiliriz. hem destekli olanına, kenardan tutunanına tabure demek zorunda kalmayız.
(bkz: kürsü), götaltı
(bkz: banyo taburesi)
(bkz: oturak/@ibisile)
(bkz: sandalye), koltuk, yatak, yorgan, battaniye, kundak, dünyadaki cennet -
sırt ağrılarının önemli müsebbiplerinden.
-
sır ve kol dayayacak yeri olmayan iskemle.
-
dilimize fransızcadaki tabouret sözcüğünden geçmiştir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap