• birisi bu insanları, şu durumu izah etsin n'olur, türkçem bitti bu konuda.

    tamam ispatla yükümlülük var suç isnadında ama 4-5 yıl geriye dönüp bakıyorum, adamı içerde tutmaya yetecek bir ton delil, şahit, görüntü var. akşama serbest.

    kişiler "zanlı" evet fakat bahse konu suç, salınınca hemen devamı edilen, taciz edilenin peşine düşülen bir durum. örneğin, barzo kızı taciz ediyor, alıkonulup ifadesi alınıyor, salınıyor, gidip kızı öldürüyor.

    bahsi geçen suç kazara birinin malına cüzi zarar verilmesi gibi bir şey değil ki sen en küçük bir şüphede adamı salasın.

    şu otobüs minibüs olaylarının bile görüntüleri yeter diyorum, yetmiyor mu bi hukukçu açıklasın. kanuni düzenleme mi gerekiyor, vekillere yönelelim iletişime geçelim nedir yani?

    her gün her gün bu ne lan?
  • eli kolu bağlı olmayan hakimdir. ceza muhakemesi kanununa göre tutuklama bir tedbirdir ve hakime bu konuda oldukça geniş bir takdir hakkı tanınmıştır. eskiden kırmızı ışık ihlalinde bile kıçımızı yırtmamıza rağmen adam tutuklayan hakimlere ne oldu ben de gerçekten hayretler içindeyim sözlük
  • adaletin olmadigi ulkede adalet beklemek , milli piyango bileti alip zengin olmayi beklemek gibidir.

    15 yillik akp iktidarinin adalet sistemini yozlastirmasinin sonucudur.
  • hukukçu değilim ama bildiğim kadarı ile elleri kolları bağlı hepsinin . bu " tutuksuz yargılamayı " ve " adli kontrolle serbest kalma " olayını düzenleyen kanunlar " sakat " doğmuş.

    amaç hukuki iyileştirme yapmak değil de cezaevlerini bi şekilde boşaltmak olunca sonuç bu.

    hoş akp' nin hangi işi doğru da bu da olsun.
  • aklıma karpuz kabuğu düşmesine neden olan hakimlerdir. amaç insan yapımı kanunları başarısız gösterip, tanrıdan gelen(!) ilahi kuralların reklamını yapmak olabilir mi? ölümü gösterip, sıtmaya razı edilmeye mi çalışılıyoruz?

    "bakın hakimler ve onların insan yapımı kanunları işe yaramıyor! bize kadılar ve şeriat kanunları gerek!"

    bu mudur?
  • "fg" plakalı araçlarını parkettikten sonra inip kasıla kasıla yürürlerken etraflarına adaletsizlik kusarlardı, yıllar içinde zaten yamuk olan şekilleri iyice insanlıktan çıkan onlar kendilerinden olmayan ne varsa acımasızca yok etmeye başladılar, yok ettikçe de daha çok kibire kapıldılar, kibir arttıkça daha da körleşip masalsı bir kötülüğe sürüklendiler. hep haklı, çok haklı hissettiler.
    sırıtarak"güzel allah'ım bize verdikçe veriyor"diyecek kadar abesle iştigal ettiler.

    canımdan aziz bildiğim 75 yaşında melek bir doktorun neredeyse gönüllü gibi çalışan özel hastanesine hükümet destekli ayak oyunlarıyla vergiler çıkarıp, adamın devletten alacaklarının tahsilini de hukuksuz geciktirip, haciz gelecek hastaneyi yok paraya satınalma kisvesi ile gaspettikten sonra kendi hastaneler grubunun bilmem kaçıncı tabelasını yavşak bir gülümseme eşliğinde asarken kalp krizi geçiren hastane eski sahibine o mıymıy konuşma sesleriyle "hastalık günah kefaletidir, kıymetini bil" dediklerini duydu bu kulaklar.
    bir ara beraber kafaları çekip birileriyle sevişmiş ve baskılanmış bedenlerinizdeki ilk orgazmınızın sarhoşluğu ile hep aynı gidecek zannetmiş olabilirsiniz çapsız arkadaşım.

    bunlar şimdi devlet geleneğinden bihaber kabile kültürüyle yoğruldukları için zora gelince ilk fırsatta dönmemek üzere araziye uyarlar, birbirlerini gözlerinin içine bakarak satarlar ve alıngan/kırılgandırlar da. düne kadar böcek gibi ezmeye çalıştıkları delikanlılar toparlanıp da karşılarında güçlü-kararlı duruş gösterince kaçabiliyorlarsa topukları kıçlarına çarpa çarpa kaçıp o sırada da salya sümük ağlarlar. hatta "neden kendinizi toparladınız" diye gücenirler.
    acımaya bile tiksinirsin şu hallerine...
    ama devlet unutmaz!!!!

    oltaya gelip de kafeslendikten sonra ifade verirlerken:

    "iiiiii iribimin pilikisi figi mi dink gilmiş hiç firkindi diğilim" falan dediler ağlak suratlarıyla.

    işi olmayanlarından hepinizin eşi aynı yıl 100 kpss puanı ile öğretmen olmuş, hepinizin pilikisi de figi denk gelmiş he mi?

    yıllarca bu olup bitene müsaade eden allah'tan korkmaz kuldan utanmazlar şimdi yüksek başka başka köşelerde tutuşmuş çıkacak yollar arıyorlar.

    tüm bunları yaşadıktan sonra şüphe ve tepkiler normal ancak olay bu kadar basit değil.
    şimdi varolan kürsüye saygı duyup beklemek lazım.
    çok bilmeyin, çok yanılırsınız.
    biraz sabır...
  • o kadar entry girilmiş halen daha gerçek sebebi yazan yok.

    hapishaneler ağzına kadar dolu beyler. sebep bu.
  • tutuklama en son başvurulabilecek adli tedbirlerden biridir ve hakimin tutuklama tedbirine başvurabilmesi için cmk m.100 /2 de sayılan tutuklama nedenlerinin bulunması gerekir. ancak 3. fıkrada sayılan suçların işlendiği konusunda kuvvetli şüphe varsa 2.fıkradaki tutuklama nedenleri aranmaz.
    çocukların cinsel istismarı bu sayılan suçlar arasındadır yani hakim tutuklama nedenleri ile bağlı değildir.
    cinsel taciz ve istismar suçları kişinin sadece kendisini değil ailesini de etkileyen çok ağır sonuçları olan suçlardır. asılsız çıkan suçlamalar neticesinde yerini yurdunu terk etmek zorunda kalan insanlar oluyor. her ne kadar aklanmış dahi olsanız bir kere lekenmişseniz geri dönüşü yok.hakimlerin bu nedenle daha temkinli yaklaştığını düşünüyorum. malesef ki bu,gerçek ruh hastası sapıkların aramızda dolaşması için bir fırsata dönüşüyor.

    tutuklama nedenleri
    madde 100 – (1) kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

    (2) aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:
    a) şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.
    b) şüpheli veya sanığın davranışları;
    1. delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,
    2. tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,
    hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa.

    (3) aşağıdaki suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir:
    a) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı türk ceza kanununda yer alan; (2)
    1. soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
    2. kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
    3.(ek: 6/12/2006 – 5560/17 md.) silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),
    4. işkence (madde 94, 95)
    5. cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
    6. çocukların cinsel istismarı (madde 103),
    7.(ek: 6/12/2006 – 5560/17 md.) hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),
    8. uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
    9. suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),
    10. devletin güvenliğine karşı suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
    11. anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
  • ortada görüntü var suç işlediğine dair bariz bir delil varken neyin serbestliğidir bu anlamak güç. bu şeref yoksunu hakim müsveddeleri bu suçluları serbest bırakarak hukuka en büyük darbeyi zaten vurmuş oluyorlar. adalet çarkı bu şeref yoksunları tarafından işleyemez hale geldi. bu resmen suçu ve suçluyu korumaktır. suça iştirak etmek kadar ağır bir suçtur. serbest bırakarak adaletin işleyişine engel olmak suç değil midir? suçluyu serbest bırakıyor sonra da o suçlu yarın gidip başka birini taciz ediyor ya da tecavüz ediyor. bu nedir şimdi? illa birilerinin ölmesi mi lazım adaletin işlemesi için? daha kaç tane özgecan vakası yaşamalıyız?

    pozitif adaletmiş siktritmeyin pozitif adaletinizi ab yasalarını. ben hakim olsam takmıyorum sikerim böyle yasayı deyip içeri atarım. eğer adaletin içinde adalet yoksa ne diye oradasınız?
  • toplumun vicdanını bu derece yaralayan olaylarda dahi göz göre göre hukuku çiğnemelerinin yegane sebebi hakim savcı kadrosunun tepeleme akp'li dolu olmasından kaynaklanır.bağımsız ve tarafsız bir iddia makamı ve karar merci yok bu ülkede.
    hakim savcı mülakatından geçebilmeniz için öncelikle sağlam referanslarla gerçek bir akpli olduğunuzu kanıtlamanız lazım.
    tümü akp'li olduğundan talimatlarını gevrek gevrek konuşan adalet bakanından dolayısıyla uzundan alarak her dosyada akp zihniyetine göre karar vermektedirler.
    bu ülkede adalet bulmak istiyorsanız ya akp'li olacaksınız ya da zengin ve güçlü. aksi taktirde kafasında parke taşı patlatılan çocuğa karşı cinayete teşebbüsle yargılanması gereken sapık tacizci bir pislik olsanız dahi asla sizi tutuklatacak, kamu vicdanını rahatlatacak kanun maddesi bulamazlar.

    kktc devletinde adalet bakanlığı diye bir bakanlık bulunmamaktadır. sebebi yargının tam bağımsız ve tarafsız olmasının sağlanabilmesi için iktidarın; devletin üç sac ayağından biri olan yargının tüm kademelerinden uzak tutulmasıdır.
hesabın var mı? giriş yap