• taharet borusu anomalileri, yabanci evlerde (üşengeçsek kendi evimizde), otellerde, pansionlarda falan sık sık karşımıza çıkan bir sorundur.büzüğümüz, dübürümüz illa ki dışkılama sonrası, suyun coşkun ferahlığıyla tanışmak, arınmak ister.gâvursanız problem değildir, zira onlar kağıtla yetinmeye programlanmış ilkellerdir, ama türk insanı için taharet borusunda akan suyun tazyiğinden, debisine, borunun çapından, açısına kadar her detay önemlidir.öyle ki mükemmel bir uyum sonrası güne temizlenmiş bir şekilde başlarsınız.oysa ki kıçın su ile buluşmaması gün boyu düşüncelerinizi götünüzde tutacaktır.
    eğik borular, yüksek debi, ve tazyik sahibi ise götünüzün yanaklarına ya da okuduğunuz neşriyata (gazete kitap yoksa deterjan muhteviyatı), pantalona su sıçratarak sizi rezil edebilir, aynı şekilde minik çapta eğik bir boru erkekseniz yüksek şiddetle testislerinize arzulanmayan bir basınçta su sıçratarak şok etkisi taratabilir.bunlar elbette birbiriyle kombine olarak ele alınması gereken problemlerdir.
    borunun eğikliği el ile giderilmeye çalışılırken yakında kağıt var ise onun ile düzeltilmeli, götü tutturana kadar su açık bırakılmalıdır.zor ve yorucu bir işlemdir.eski tip borular kolay bükülebilirken, tümleşik taharet borularının ayarsızlığı ancak parmakla bi kısmında su çıkmasını sağlayarak yenilebilir.
    yüksek tazyik problemleri için yine en uygun yöntem kesik kesik (occulting) su vermek yöntemiyle acıyı azaltmaktır.
    bazen nasıl oluyorsa artık, taharet borusundan sıcak ya da daha beteri ılık su gelir.bu durumda kıçınıza işiyorlarmış hissiyatına kapılabilirsiniz.bunun da kolayı var elbette, diyebilmek
  • isterdim ama yoktur, bide kullandığınızı hayal edin ve asla suyun rengine bakmayın.
    ve unutmayın, yabancı tuvaletlerdeki taharet borusunu bulduğunuz gibi bırakın, herkesin götünün ayarı sizinle bir değildir.
  • paslanarak rengi yeşile dönmüş taharet borusunu işeyerek eski rengini anlık olarak kazandırmamız da şahane bir girişimdir.sizden sonra gelen daha gönül rahatlığıyla bükerek(eliyle) kıçına isabet ettirebilir.
  • uzun süre kullanımda olmayan taharet borusunun içinde biriken hava, bu uzun bekleme süresinden sonra, suyla karışık olarak, musluğu ilk kullanan talihsiz kurbanın götünde patlayabilir.. kesik kesik ve hiddetli bir biçimde deriye nüfuz ederek can acıtırken bir yandan da kişinin suratında engellenmeyen bir tebessüm yaratır(mış)*
  • bazı lüks tuvaletlerde taharet borusunun ucuna suyu istenilen açıda fışkırtmaya yarayan fayansa sabitlenmiş özel bir mafzallı boru sistemi konmaya başlamıştır. bu sayede su kümesi direkt olarak hedefe göre ayarlanabilmekte olup, taharet borusunu eğme bükme kıvırma ve kıvırtma gereklilikleri tamamen ortadan kalkmaktadır. tabiiki bu sistemde kişinin bu özel mafzal sistemini kendi göt ölçüsüne göre ayarlaması gerekmektedir. bu durumda mafzala dokunmaya iğrenen kişileri düşünerek tuvalet üreticilerine şöyle bir tavsiyem olabilir: tuvaletin girişine özel bir joystick monte edilsin ve otomatik servo motor kontrollü bir mekanizma ile su hüzmesi kişinin kontrolü ile tam hedefe doğru yönlendirilsin. hatta daha gelişmiş bir sistem olarak aynı bireylerin ortak kullandığı tuvaletlerde kişinin göt ölçülerini belirleyen manyetik kartlar olabilir. tuvalete giren kişi kartını okutarak otomatik olarak suyun yönlendirilmesini sağlayabilir.
  • uzerine kitaplar yazılan, akademik araştırmların bir dönem populer konusu olan duburden gidiklanmalari yapısalcılık perspektifinden ilgili açıklayanların cevabı, tezi.
  • borunun performansiyla dogrudan ilgili olan iliski:

    misal, borunun kalibrasyonu yatay eksende bozuk ise loblarin ic yuzeylerine su fiskirtir, yine de temizler, iyidir.

    dikey eksende yukari dogru bozuk ise kuyruk sokumunuza hidroterapi yapmaya calisir, tazyik ile oynanarak bu durum dengelenebilir.

    ayni eksende asagi dogru olan kalibrasyon bozuklugunu 2 baslik altinda incelemek gerekir:

    -bayanlar icin: su kendi halinde takilir asagida, muhtelif manevralarla ilgili uzuv su akiminin uzerine denk getirilebilir.

    -erkekler icin: bu tehlikeli bir kombinasyondur. dikey eksende asagi dogru olan kalibrasyon bozuklugunun en kotu neticeleri verdigi bir aralik vardir ki; su gitmesi gereken yere gitmez, ancak "degmeden gecme" olayini yapabilecek kadar da ayarsiz degildir. haliyle ma$$aklara isabet eder, bilhassa kis mevsiminde, vucuttaki cogu kasin anlik bir spazmini muteakip ananı avradını dedirtir.
  • her halükarda pis ilişkidir. eğer kıçınız, üzerine oturduğu klozetten büyük veya biraz kemikli bir yapıda ise dübürü taharet borusuna denk getirebilmek için bir f-15d savaş uçağındaki silah sistem subayının bombalanacak hedef üzerine nişangahı işaretlemesi kadar hassas bir süreç* sizi bekliyor demektir. yalnız arada tek fark vardır; pilot hedeflenecek yeri görebiliyorken siz hedef olacak noktayı* göremezsiniz. bu, ilk sorundur. çözmek basittir. ikincisi, suyun tazzik oranıyla ilişkilidir. ne kadar çok tazzik o kadar çok acı demektir. suyun şiddeti fazla gelir ise kıçınızı bir ayna misali kullanıp klozet etrafını ıslatabilirsiniz. ıslanan bir tuvalet ise aile saadetini bozabilir, aman dikkat. son olarak, suyun çıktığı deliğin fiziksel durumu acaip önem taşır. dübürünüzün fazla tazzikten acı çektirmeden yıkanması, kıçınızı bir sağa bir sola kıvırmadan dübürü taharet borusunun kitlenebileceği** pozisyona sokmak ve mutlu bir şekilde tuvaletten çıkmanız, taharet borusu denen zamazingo ile doğrudan alakalıdır. şahsen tuvalet olayına çok önem verdiğimden dolayı, ilk defa oturacağım klozetin baktığım ilk yeri bu taharet borusu olur. bir de oturup taharet borusunun fışkırttığı su dübüre değil de kıçınızın loplarına değiyorsa işte o zaman kara kara düşünmeye başlayın veya bir çekiç bulup olayı tatlıya bağlayın derim ben.
hesabın var mı? giriş yap