• ben diyeyim 100, siz deyin 150 yıllık bir kahve. yaşlı insan portresi fotograflamak isteyenler için harikulade ortam, nefis insanlar...
  • adı thames'tan gelir. anlatmıştı bir ara antepliler. tam hikayeyi hatırlayamadım.
  • kökenleri 400 yıl öncesine dayanan kahve. tekke camii'nin bir parçası imiş evvelden, kahve çekilir ve satılırmış burada, sonraları bir kahve evine dönüşmüş. buradayken yüzlerce yıl evveline dönmüş gibi hissederseniz kendinizi; mimarisi sayesinde asla duman altı olmaz, müdavimlerin yaş ortalaması oldukça yüksektir, ramazan aylarında eski zamanlarda olduğu gibi müzik yapılır ve en önemlisi dünyanın en güzel kahvesi içilebilir. antep'te görülmeye değecek nadir yerlerden birisidir.
  • bundan edirnede de var, hatta meydanı da var. tahmis meydanı
  • (bkz: tahmis)
  • lise yıllarımda okuldan kaçmak kelimesinin karşılığı. bir tarih yatar o heran yıkılacakmış gibi duran yerde. hergün aynı kürsüde aynı gözlüklü, göbekli amcaların oturması. çiviyle çakmışlar sanki amcamı, maltepesine gurban olduğum. giderdik gelirdik müdavimleri hep aynı yerde oturur. üst kat daha genç işidir, dedeler aşağıda takılır. yıllardır sigara dumanından kapkara olmuş tavandaki vantilatör langur lungur döner ama düşmez o, tırsmamak gerek. çayın bile tadı farklıdır, kaçak çay olmasından değil, başka bir şey bu, tarihsel birşey. 6-7 kişiyle 148 çay parası ödemişliğimi hatırlarım.

    en son bir sene önce gittim, şaşırdım,üzüldüm. nitekim eline fotoğraf makinesini geçirenin götünün kaltığı bir zamandayız, sanırsın fotoğrafçılık hobisi olmayanı sikiyorlar memlekette. bak arkadaşım fotoğraf çek.. çekme demiyorum ama insan gibi çek, usturuplu çek, ama her otu boku çekme, burnumuz kaşındı, karıştıramadık senin yüzünden. foto için eğilip bükülürken donunda görünmesin bi dikkat et, okey attım yere senin yüzünden.

    lan 10 sene önce tahmisde mini etekli kız göreceksin deseler "siktir lan, kağıtları dağıt" derdim. diyorum ki şu güzel ortamı bozuyosun burcucum.
  • ününü çıok duyup bir kahvesini içelim dedik iki gün önce, ama restorasyondaymış, bitmemiş yani hala tadilatı. kısmet
  • antep'te tarihi bir kahve.

    nisan'da gittiğimizde restorasyondanydı, girememiştik. iki gün önce yine antep'teydik, baktık ki açılmış.
    duvarda kahvenin eski halini gösteren fotoğraflar var, oraya bakarak konuşuyor ve diyorum ki, artık burası kahve değil kafe olmuş.

    güzel bir yer, antep'te görülmesi gereken yerlerden biri. türk kahvesi çok güzel, eminim çayı da öyledir. ortamı iyi, dekoru güzel, olmuş yani.
    fakat orada "yüzyıllar" yok işte. kalmamış. "yeni yapılmış ama eskileştirilmeye çalışılmış" havası çok belirgin.

    mesela, yeni sandalyeler bile öyle "kahve sandalyesi" gibi değil. "bi sandalye çekivermek" için fazla ağır, fazla şık.

    yani bu kahve güzel, gidilip oturulur, bir şeyler içilir, gazete dergi okunur filan ama, "tarihi" kahvede gaziantep life dergisi biraz sakil duruyor. allahtan masanın birinde antepli birkaç amca kağıt oynuyordu da durumu kurtarmıştı ucundan.
  • bakırcılar çarşısının bitiminde karşınıza çıkan eşsiz kahvedir. içindeyken tarihi buram buram hissedersiniz, atmosferi bambaşkadır. özellikle sütlü menengiç kahvesi ve yanında getirdikleri kuruyemiş ile ortam bütünlüğü tamamlanmış olur. bu mekan için en büyük eksi ise üst katına yerleştirdikleri lcd televizyon olmuştur ve dilerim tez zamanda bu yanlıştan dönüp televizyonu kaldırırlar.
  • eski resimlerine bakıp ilk fırsatta koşa koşa gittiğim tarihi kahvehane. ama maalesef görür görmez hayal kırıklığına uğradım. 400 yıllık tarihi kahvehanede o lcd televizyonların, masanın üzerindeki kartondan masa numaralarının ne işi var güzel kardeşim. saray muhallebicisi'ne veya sütiş'e gitmekle tahmis'e gitmek arasında bir fark olmasın mı?

    400 yıl be, 400 yıl ...
hesabın var mı? giriş yap