• kızılbaşların yörük türkmenlerine "tahtacı" adı verilir. bir yerde yerleşmemişlerdir. çadırlarda yaşamakta, sürüleri ve özellikle ormanlarda kerestecilikle geçimlerini sağlamaktadırlar.

    tahtacıların ocaklarındaki pirleri yaz aylarında onları ziyaret etmektedir. tahtacıların pirlerine "yanın yatır" denilmektedir.

    tahtacılar anadolu'ya horasan'dan gelmişlerdir. bir kısmı bağdat yakınlarına, çoğu da çukurova'ya yerleşmişlerdir. anadolu'da yaşayan tahtacıların 150 bini aştığı ileri sürülmektedir. kadınları kilim, halı ve aba dokumaktadırlar.
    ayinlerini çadırlarda yapmaktadırlar. adetlerini hala yaşatmaktadırlar. tavşan eti yememekte, hindiden hoşlanmamaktadırlar.

    "sarı kız" efsaneleri ünlüdür. bütün tahtacı kızılbaşları sarı kız'ı kutsal saymaktadırlar. tahtacıların her ferdi yedi yılda bir kere sarı kız'ı ziyaret etmeye mecburdur. çanakkale'deki kaz dağı'nı bu amaçla ziyaret edenler sarı kız'ın nefes evladı sayılırlar. nefes evladı demek tarikata dahil olmak anlamına gelmektedir. antalya'da yaşayan tahtacılar 23 ağustostan 11 eylüle kadar sarı kız'ı ziyaret etmektedirler. edremit tahtacıları ise sarı kız'ı her yıl ziyarette bulunmaktadırlar.

    tahtacılar ilkbaharda çadırlarını bozarak yaylalara, ormanlık bölgelere hareket etmektedirler. ancak hepsinin hedefi sarı kız tepesidir. burada toplanmakta, günahlarını affettirmektedirler. sarı kız tepesinde ziyaret edilen bir çam ormanıdır. buraya "köşk bağı" adı verilmiştir. aynı yerde taşlardan yapılmış bir de mağara vardır. burası "sarı kız mabedi"dir. tahtacı çadırları yarım ay şeklinde sarı kız yatırına doğru iki dizi halinde kurulmaktadır. mabedin yanında sadece dedenin çadırı bulunmaktadır. oba bu şekilde tamamlandıktan sonra tören başlamaktadır. tahtacılar teker teker sarı kız mihrabı'nın önüne gelerek sağ yana yatmak suretiyle yeri, kapının yanında duran dedeye doğru yedi kez sürünerek yaklaşıp önce dizini sonra elini öpmektedirler. arkasından izbe halindeki karanlık mabede sağ yanları ile sürünerek giren tahtacılar, beyaz mermere örtülü yeşil çuha üzerinde duran alaca derneği yedi kere öpmektedirler. aynı şekilde geri dönerek kapıya varmakta, dedeye niyaz ederek ayağa kalkmaktadırlar. sarı kız adağı olarak sunulan kurbanlar teslim edilmekte, ayrıca oymak beyinin çadırında "imam hakkı" olan adakların vergisi verilmektedir.

    akşam olunca sofralar kurulmakta, büyük bir ateş yakılmakta, kesilen kurbanlar pişirilerek sofraya getirilmektedir. sazlar çalarken şarap bardakları elden ele dolaşmakta, geç vakitlere kadar içilip eğlenilmektedir.
    ertesi gün göç başlamaktadır. buna "dönüm göçü" denilmektedir.*
  • doğu akdeniz'den kuzey ege'ye kadar sahil ve iç bölgelerde ormanlık alanlarda çeşitli obalarına rastlanabilecek kültürel, dini (belki etnik) gruptur.

    batı anadoluda olduğu için oryantalist yabancılar tarafından ilk keşfedilen araştırma konusu yapılan ve oryantalist kafanın anadolu'yu anlamadığı-anlayamayacağı için türlü türlü teorilere konu olan bir topluluktur.

    ha türk veya doğulu kafa iyi bir sonuca ulaşıyor mu? dersen o da meçhul. günümüz araştırmacıları da kah sünni islam'a bağlamak, kah taa luvi'lere ulaştırmak, kah orta asya türk şaman topluluklarına bağlamak yönünde aklına gelen teoriyi üretiyor.

    şaşırtıcı mı?

    hayır. misal "bu alevilik nereden çıkmıştır" diye bir soru sorsanız herkes, efendim hz. ali ile muaviye bilmem ne de"...

    kardeş o şiilik.

    alevilerin niye içki içtiğini, neden semah döndüğünü şöyle kabul edilebilir ve delil gösterilebilir (ispat edilebilir demiyorum bak. en azından bir tek delile razıyım lan) teoriye bağlayan yok ortada.

    bu minvalde; bu başlık ve internette bulacağınız yüzlerce teoriye bağlı olarak;

    1-tahtacılar ile ağaçerileri arasında ilişkiyi gösterir (osmanlı belgeleri, selçuklu belgeleri, deyişler, meseller, hikayeler dahil) bir bağ bulunamamıştır.

    2-tahtacıların etnik olarak ayrı bir topluluk olduğu yönünde bir bulgu yoktur.

    3-tahtacıların yanyatır ve hacı emirli ocaklarıyla ilişkisi vardır. ancak bu ocakların üst ocağı (misal hacı bektaş gibi) bulunamıştır. oysa bu alevi örgütlenmesinde bir eksikliktir.

    4-sosyal yaşayış ve dinsel olarak: a) kapalı topluluk olmaları, b) göçebe olmaları c) bölgesinde sünniler ile ciddi biçimde sürtüşmelerden dolayı diğer alevi topluluklarında görülen ve nesilden nesile aktarılan cem ritüellerinde bozulmalar olmuş, sorgu-görgü adetleri ve müsahiplik, dede, ocak, talip gibi aleviliğin olmazsa olmazları bir hayli tavsamış ve görüntüde kalmıştır.

    sonuç olarak: ilk araştırmalar almanlar tarafından 1800'lü yılların ortasında yapılmış (ve bu tahtacılar daha sonradan türkleşmiş kayıp bir kavimdir sonucuna ulaşılmış) olmasına rağmen, bu topluluğa dair gerçekten bilimsel bir araştırmaya ihtiyaç vardır. bunu yapabilecek insan sayısı azdır. zira osmanlı kaynaklarını okumak gerekir. tahrir defterleri gibi. misal bunu ilk deneyenler tahtacı sıfatına/ismine (her neyse) 16. yüzyıl kayıtlarında rastlıyor. daha eskiye giden bir kaynak var mı?.. 16. yüzyıla kadar bu insanlara ne ad veriliyor?

    çoğu sitede yazanların büyük bir kısmı kulaktan dolma ve daha önce yapılmış yanlışların papağan gibi tekrarından ibarettir.
  • öz be öz türk olmalarına rağmen türkiye'de azınlık muamelesi gören topluluk.

    türkmen soyundan gelirler. şamanizmle karışık bir islam inançları vardır. mesela elli yıl öncesine kadar ölüler giyinik gömülürlermiş, annem hatırlar o günleri. bu gibi gelenekleri nedeniyle hrıstiyan bir toplumdan evrilmiş oldukları düşünen tarihçiler de var.

    yine de aleviliğin en eski akımlarından birine mensup oldukları söylenir. bu nedenle, diğer alevi topluluklarından biraz daha katı ve kapalıdırlar. islama diğer alevilerden daha mesafeli bir mezheptir tahtacıların aleviliği. yukarıda da söylediğim gibi, şamanizm de barındırır içinde.

    türk aleviliği nedir derseniz, tahtacılar en somut örneğidir. doğudaki kürt-iran-arap aleviliğinden en az düzeyde etkilenmeyi başarmışlardır.

    sünnilerle araları genel anlamda iyidir ama köyleri genellikle yüksek rakımlardadır çünkü eskiden çok baskın yemişler. annemin mersin'deki köyüne gitmek için, mersin il merkezinden sonra neredeyse 150 km daha yol gidiyorsunuz mesela. insanların çok olduğu yerlerden uzak kalmayı tercih etmişler, korkudan olsa gerek.

    baba tarafı sünni bir vatandaş olarak tek derdim, annem eski ailevi alışkanlıkları gereği rakı içmek istediğinde, babamın "her gün içilmez, haram" demesi ve takışmalarıydı. babam da çok dindar bir adam değildir ama neticede sünni müslüman işte; ayda yılda bir içersen bir şey olmaz da; öyle her gün içersen günah. tahtacılar ise pek sever rakıyı; karı-kız demezler; içimleri iyidir. *

    netice itibariyle, tahtacılar bir renktir bu ülkede; saklanmak, griye boyanmak zorunda bırakılan bir renk...
  • kuzey ege'den başlayıp doğu toroslara kadar uzanan ege ve akdeniz kıyı şeridinin iç kesimlerinde ormancılıkla geçinen ve hızla yerleşik hayata geçen türkmen alevi topluluğudur. genellikle iktidar tarafından hor görülmüşler ve dışlanmışlardır. zaten tahtacılar da osmanlı boyunca devletten uzak durup kendi içlerine dönük bir hayatı tercih etmişlerdir. bu nedenle askere gitmemek için çoğu kez acem veya kıpti (roman) olarak kendilerini nüfusa kaydetirmişlerdir. çepni aşireti ile alevilik ve türkmenlik dolayısıyla ortak noktaları olmakla birlikte çepni aşiretinden oldukları iddiası gerçeklik taşımaz.
  • ınvesting.com'da tahtacı tahtacı diye sövüyor herkes. ben de sanıyorum ki tahtacı lakabıbda telegramda vs. spekülasyon yapan bir adam var, bunlara yatırım tavsiyesi veriyor sonra hisse senedi düşünce de sövüyorlar. meğer hissenin en güçlü kişisi, kağıdı yükseltip düşüren kişiye deniyormuş. eskiden bilgisayar yokken borsa tahtasında işlem yapılmasından gelmiş günümüze.
  • freko durumu şöyle anlatmış idi:

    80'lerin sonlarından 90'ların ortalarına kadar beyoğlu ve özellikle istiklal caddesini islah etmek, itten kopuktan kurtarmak yüce davasıyla yıllarca görev yapmış sivil polis ekiplerinin kod adı.. böyle anılmalarının sebebi, istiklal caddesinde bahsedilen tarih aralığında hava kararmasını müteakip yoldan geçen herkesi ellerindeki kalas ufağı sopalarla evire çevire dövmeleriydi.. hışımlarından birçok kurunun yanında yaşlar da nasibini almış, ofisinden geç çıkmış kelli felli bir avukat da sopalarını yemiştir örnek olarak.. o tarihlerde istiklal caddesi henüz trafiğe açık olduğu için, gene örnek verelim, pera palasta işi bitmiş bir kimse taksime gidecekse ve hava kararmış ise mecburen taksi ile bu mesafeyi aşmak durumundaydı..

    bir bakıma vahşet gibi görünse de, bu planlı çalışma sonucudur ki bugün insanlar kızlı-erkekli, hatta sadece kızlı ya da kız başına istiklal caddesinde gecenin üçünde fink atabilmekte, ara sokaklarında barlar tıklım tıkış iş yapabilmektedir..

    son zamanlarda bölgede görülen yoğun suç artışı bu adamların yakın tarihte yeniden göreve dönebileceklerini akla getirmektedir.. bu durumda yanan yaşlardan olmamak için üste başa itina göstermek, yerli yersiz nara atmamak gerekecektir*..

    yok böyle bişii diyecek olanlar, aktüel dergisi arşivlerini araştırabilir..
    (frackman reloaded, 06.08.2003 11:45)
  • tahtaci da halk tabiriyle alevi manasına gelir.
    genellikle ege de ormancılık ve odun işçiliği ile uğraştıklarından tahtacı olarak anılırlar.
  • eskiden yörük olan, bugünse çokluğu yerleşik ege ve akdeniz yaylarının alevi türkmenleri.
  • kimse yazmamis, ayni zamanda bir borsa terimidir.

    (bkz: tahta yapmak)
  • yörükler (alevi olmayan) ile ilginç bir ilişkileri olan topluluk. birbirlerini sever sayarlar. yörük yurduna ağaç kesmeye gelen tahtacılara sahip çıkar yörük, ayranından içirir. lakin bir tahtacı kızını bir yörük oğlanı kaçırırsa ki normal şartlar altında beraber olamazlar, tahtacılar kızlarını mundar olmuş sayarlar. benzer bir şekilde yörüklerde tahtacılara kız vermezler.
hesabın var mı? giriş yap