• uzun kirpikli insanlara olan hayranlığımın yanına takdirimi de eklememi sağlamış uzantı.

    ergenlik zamanlarında kestim ben kirpiklerimi; uzar diye. uzamadi ama. sonra da uzun kirpikli insanlara hep imrendim. şu ilk görüşte insanların dişine, eline bakanlardan degil de kirpiklerine bakan insan oldum ben. rimel denen kozmetik ürüne harcadım varımı yoğumu, umut bağladım. en pahalısı neyse onu da aldım, salı pazarında satılanları da. yok efendim takma kirpik etkisiymiş, yok yoğunlukmuş, yok suya dayanıklıymış hepsine ayrı ayrı inandım da günlerce, gecelerce sürdüm kirpiğime ben bu rimeli. bazen hepsini birden sürdüm. kirpiklerim top top oldu da, toplu iğneyle falan ayırdım.
    kimi geceler rimeli çıkarmadan uyudum. sabah kalkınca bir kat daha sürdüm. böyle şey diye, kirpiklerim kaşlarıma değsin diye kaşlarımı aşşa düşürdüm. kızgın ama kirpikleri uzun insan oldum o zamanlar.
    arkadaşlarımla çok kafa patlattık bu kirpik işine. kozmetik ürünleri satan yerlerden en kaliteli olanını da aldık, plastikten yapılmış olanı da. beceriksizliğimizden midir bilmem ama takamadık bir türlü. cımbızla tuttuk, kirpikler yamuldu. kimisi yapışmadı, içilen kahvenin içine düştü. kimisi yanağımıza yapıştı falan. öyle deme, epey mesai harcadık bu işe. olmadı.

    ipek kirpik dediler. ekleme yapılıyormuş. araştırdık. yok, kullanılan ilaç zararlıymış, yok gerçek kirpikleri döküyormuş, yok alerji yapıyormuş. okuduk, sorduk. onu da başaramadık bi.

    geçenlerde kuaförde dediler. hep diyorlar da, yaz ayı denize giriyorsun, duş falan dediler, kışa takalım keyfini sür.
    taktırdım. kirpik taktırdım. normal insanın bir gözüne 7-8 tane takıyoruz ama sana 13 tane taktım, dedi kuaförüm. gözlerin büyük demek istedi herhalde. güzel de durdu. kaşlarıma değmesi için hiç kızgın insan gibi yapmadım kendimi mesela.
    bir sürü yakından fotoğraf çekildi. "kirpikler nasıl çıkmış" diye bakıldı falan. "ayy, çok doğal duruyor yaaa"lar söylendi bolca. bu zevk u sefa sadece bir gün sürdü. o kirpiklerin takıldığı gün ve gecesi ki 24 saat etmiyor.

    gecenin ilerleyen saatlerinde gözlerimin üzerindeki ağırlıktan nasıl kapanıyor gözlerim nasıl.. hayır, uykum yok ama engel olamıyorum. artık yapıştırıcıdan mı, yoksa gerçekten her biri ok ok olan o kirpik dallarının ağırlığından mı nedir gözlerim düşüyor istemsiz. uyumak istemiyorum. çünkü, yüzükoyun uyuyan bir insanım. kirpiklere zarar gelsin istemiyorum. ee, bi yere kadar dayanabildim tabi, uyudum. sabah uyanınca ilk iş aynada kirpiklerime bakmak oldu. yattığım taraftan bir kaç tanesi yamulmuş, düzelttim parmağımla. yüzümü yıkamadım o sabah. düşmesinler diye. ama ya sonra..

    hadi bir gün iki gün yıkamadın yüzünü, ya banyoya nasıl gircen bakiym sen? dedim kendime. çareler aradım, çıkmaz yolları zorladım. bildiğin deniz gözlüğüyle duşa girdim ben. evet, yaptım bunu arkadaşım. kirpiklerim düşmesin diye yaptım. sonra duşumu aldım kuaföre gittim, çarşıya.. fön çektirirken yine sakındım ısıdan kirpiklerimi, yamulmasınlar diye. hayret ettiler, nasıl düşmedi, diye. güldüm sadece.
    kuaförden çıkıncada doooğru alışveriş merkezine gittim, arkadaşlarımla buluştum. ama bende havaları gör sen, sanırsın kiralık ev arıyorum. böyle kafayı bi yukarı kaldırmalar, bi göz süzmeler, bi kirpikleri kırpıştırmalar, teeeey teeey!

    bi de şey oldu, ben o günlerde çok üzüldüm bi'şeylere. evet, takma kirpiklerime rağmen mutlu olamayıp, ağladım. unuttun yani kirpiklerimin uzun olduğunu. yoksa niye üzüleyim ki; kirpiğim uzun lan benim! sonra ağlatan nedenlere bir kere daha isyan ettim. "neden ağlatıyorsunuz beni, ya kirpiklerim düşerse?!" bir yerde hayata bağlıyor, ışık oluyor öyle deme. ama ağlanmasa daha iyi sanki. kimse kimseyi üzmesin mesajını vereyim böylelikle.

    düşündüm sonra, yazın taktırsa insan bunu, göz altı aydınlatıcısı kullanmak zorunda falan kalmaz, valla. tente görevi gördüğü için, göz altlarını güneşten falan korur bu. hem zaten denize deniz gözlüğüyle girince de yadırganmazsın, mis!

    bu kirpikleri çıkartınca çıplak gibi hissediyorsun kendini bi de o var. envayi çeşit kiprik aldım, kendimin kobayı olucam. başarıcam bunu. takma kirpik güzel şey. insanı bi'havalara sokuyor. makyaj falan da yapmasan oluyor o saatten sonra ama işte, duşa girerken deniz gözlüğü şart.
    sonra da türkiye'de kadın olmak zor falan.
  • demet akalın'ın "ben onlarsız bir hiçim" dediği aksesuarımsı..
  • yapıştırıcısını ayrı alıp, düzgünce kullandığınız sürece muhteşem kolay bir aksesuar kendisi...
    bir de kirpik dipleri belli belirsiz ince olanlarını kullanırsanız gerçek kirpik falan zannedebiliyor insanlar, mac'in kirpikleri özellikle efsane ama günlük hayatta plasik görünümü veriyorlar.
    daha az sık ve tek boyda olanları daha uygun.
    bir de uzun geliyorsa kirpiklerin boylarını hafif kısaltırsanız süper oluyor.
    yapıştırıcı olarak da, beyaz yerine şeffaf veya eye liner gibi siyah olanlarını tercih edebilirsiniz.
    uygulmadan kirpik dibine ince bir liner çekip, kirpikleri rimelleyip yapıştırıp tekrar liner çekip, takma kirpiklerle birlikte tekrar rimel sürerseniz kirpikleriniz takma kirpiğe yapışır daha doğal durur.
  • bakışlara dramatik etki veren aksesuar.

    nasıl vermesin ki, ağır olduğu için gözünü tam açamıyorsun, sonra gelsin duygulu, yoğun bakışlar...

    ismi lazım değil bazı arkadaşlar gibi uzadığı için kirpiklerimizi kesmek zorunda kalmasak da, fena sayılmayacak, en azından günü kurtaracak yoğunlukta kirpiklerim var da yine de takıyorum düğündür, eğlencedir... bayılıyorum bunlara ya!

    böyle takıyorsun, bir anda bakışların falan değişiyor, müthiş bir şey değil mi? hepsini ayrı seviyorum da böyle yoğun, siyah ve uzun olanları daha bir seviyorum.

    gaza geldim bir tane aldım geçen, aşırı bir şey, bir yerde takmak imkansız ama aldım. niye aldın o zaman diye sormayın, bazı şeylerin cevabı yoktur, bilim henüz her şeyin cevabını bulacak kadar gelişmedi. öyle uzun ki, türkan şoray görse, piyasadan filmlerini toplatır, öyle bir şey. gözümü tam açabilirsem uçları alnıma değer, üstelik üstünde küçük taşlar falan var... evde taktım denemek için, eşime gösterdim, "nerede takabilirim bunu sence?" dedim, insan doğru dürüst bir öneri bekliyor, o ne yaptı? güldü, sanki komik bir şey var. "burada takabilirsin." dedi. üffff hiç anlamıyor erkekler böyle şeyleri, ayrıca insanlar eşleriyle dalga geçmemeli. haklı bile olsalar...

    acilen bu kirpiği takacak bir organizasyon bulmam lazım ama öyle zor bir şey ki bu istediğim. belki yılbaşı partisine falan artık. yurtdışına falan gitsek ne güzel olurdu! dünya para verdim bi de bunlara ya... keşke kirpiği alınca uçak biletini de hediye etseler. mecburen giderdik yani kirpiği kullanmak için...
  • takı dünyası adlı, toka, ıvır zıvır, milyon çeşit anahtarlık, ucuz peruk satılan dükkanlarda kolayca bulunan süslenme malzemesi. hatta elini sallasan buna çarpıyor o kadar kolay bulmak. iki milyon muydu? neydi, zamanında. pek ucuza merak gidermek için makul bir fiyat. öylece alıp takıvereceğinizi sanıyorsanız salaksınız. çünkü bunun ayrıca yapıştırıcısı var ve bu yapay kirpik kutusunun içinde değil kendisi. "ama ben kendinden yapıştırıcılı sandıdım", san tabi, mahsuru yok zaten. sonra da yapıştığını sanıyosun "pıt" düşüyo, sanıyosun düşüyo, kapasiten dolduktan sonra, artık sanmamaya başlıyosun. noluyor? ortalık kirpik kılı dolmuş, paket boş kalmış oluyor. "hadi be! ordan" deyip fırlatıp atıyorsun kutuyu.
    takma bişey satıyosan yapıştırıcısını da yanına koy ki, müşteri mağdur olmasın..
  • takması ilk sefer için çok kolay olmayan ama kolayca alışılan ve çok acayip bir model almadıysanız tahmin ettiğinizden çok daha doğal duran süstür. bir arkadaş yardımı ile takmak en mantıklısıdır. ilk takıldığında gözde bi yapışma hissi yaratır ama kısa sürede geçer. yalnız çıkardığınız zaman göz kapağınızı iyi yıkamazsanız ve acemi olduğunuz için yapışkanı boca etmişseniz* ertesi gün de zaman zaman yapışma hissi duyabilirsiniz. çıkarması çok kolaydır, ucundan çekersiniz ve hoop geliverir. günlük kullanım için pratik değildir ama ara sıra takması gayet eğlencelidir.
  • audrey hepburne yakisan, belki de bir tek ona yakisan sey.
  • bunların bir de tek şerit halinde değil üçlü üçlü sıra ile yapıştırılanları var. boylarına siz karar veriyorsunuz. uzun ya da kısa olabiliyor. 3 ay boyunca kalacağı söylendi bana ve yaptırdım. fakat kimseye önermiyorum bu işlemi. zira 3 hafta sonra takılan kirpikler o kadar sertleşiyor ve birbirine karışıyor ki sorun haline geliyor. kaşınması var bir de. ve siz serbest kaşıyamıyorsunuz. başlangıçta ilk 15 gün güzel kullanılıyor. gözünüze kalem çekmeden bile canlı canlı görünebiliyorsunuz. kalem çekerseniz, 2-3 gün kalem orada öylece düzgün hali ile kalıyor. bozulmuyor. fakat işte sonrası ızdırap. bir de ilk günlerde sabah uyandığınızda üst kirpik alttakilerle karışıyor. gözünüz kapanıyor.tek tek narin hareketlerle düzeltmeye uğraşıyorsunuz.

    yarın ilk iş bu kirpikleri takdırdığım yere gidip çıkartma işlemini yaptıracağım. kendi kirpiklerim de gitti belki. belki değil kesin gitti!

    takma kirpik yaptıracaksanız bunları düşünün. takılan kirpikler zamanla kılıç ucu kadar sertleşip size mutsuz, karamsar ve pişmanlık dolu an'lar yaşatabiliyor.
  • fazla makyaja ihtiyaç duymadan gözleri 2 kat büyük ve etkileyici gösteren, kadınları oldukça değiştiren ufak detay.
  • tek başına mücevher etkisi yaratır.

    ne kolye, ne küpe başka hiçbir süs eşyasına gerek kalmaz.
    baş, kulak, boyun kısmında yani...
    elbette bilezik yüzük vs takın canım..
    60'ların tasma şeklindeki kolyesiyle uyum sağlayabilir.
    bir de fularla...süper olur!..
hesabın var mı? giriş yap