• taksim dayanışması: tüm meydanlar halka açılsın
    taksim dayanışması, parkta eylemliliğin devam edeceğini duyurdu ve türkiye'nin tüm meydanlarının halka açılmasını talep etti

    80 bileşenden oluşan taksim dayanışması, gezi parkı'nda bir basın açıklaması yaparak taleplerini duyurdu ve parkta eylemliliğin devam edeceğini bildirdi.

    2011'de kamusal alan olan gezi parkı ve taksim meydanı'nı olduğu gibi korumak için kurulan dayanışmanın talepleri şöyle:

    • gezi parkı, park olarak kalacaktır. ne taksim’de topçu kışlası’na ne de tüm doğa ve yaşam alanlarımızın talanına izin vermeyeceğiz.

    • gezi parkı’ndaki direnişten başlayarak halkın demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan, yüzlerce insanın yaralanmasına neden olan sorumlular, başta istanbul valisi, emniyet genel müdürü olmak üzere derhal istifa etmelidir. gaz bombası kullanılması yasaklanmalıdır.

    • ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, haklarında hiçbir soruşturma açılmamalıdır.

    • taksim başta olmak üzere türkiye’deki tüm meydanlarında, kamusal alanlarda toplantı, eylem yasaklarına son verilmelidir.
    açıklamadan öne çıkan bazı cümleler şöyle:

    ''emekçilerin, işçilerin kazanımlarının yok sayılmasına, kentlerimizin, ormanlarımızın, suyumuzun talan edilmesine, okullarımızın satılmasına, hastanelerimizin kent dışına sürülmesine, mahallelerimizin kentsel dönüşüm projeleriyle yıkılmasına asla izin vermeyeceğiz.''

    ''... tüm muhalif kesimlerinin, renklerinin buluşmasıdır. türkiye tarihinde bu direnişle oluşan kırılma noktası şunu göstermiştir: halkın yaşamını etkileyen hiçbir konuda halka rağmen adım atamazsınız, atamayacaksınız. baskılarınız, yasaklarınız, şiddetinizle halka boyun eğdiremediniz, eğdiremeyeceksiniz.''

    ''5 gündür süren direnişimiz iktidarın otoriter eğilimleri yükselterek, baskıyla, şiddetle, zorla, ülkeyi cezaevine dönüştürerek toplumun üzerinde yaratmaya çalıştığı korku atmosferinin sökmediği gösterdi. direniş meydanlarından seslendiğimiz gibi: bu daha başlangıç, mücadeleye devam edeceğiz.''
  • eksik taleplerdir.

    siz polisten ne kadar nefret edip, ne kadar hepsinin belasini bulmasini istiyorsaniz, polis de sizin icin aynisini istiyor.

    halbuki polis sizindir, sizi korumak icin vardir. polisler de sizin aranizdan cikiyor, onlar da sizin gibi annesi-babasi-kardesi-cocugu-arkadaslari olan, maasla gecinen insanlar.

    polislerin protestoculara bocek gibi davranmasi, insanliktan nasip almamiscasina saldirmasi, kasitli olarak zarar vermeye calismasi onlara verilen emirlerden degil, teskilattaki denetimsizlik ve yozlasmadan, ama en onemlisi onlarin icindeki nefretten ve onyargilardan kaynaklaniyor. tipki sizler, bizler gibi...

    surada en siddetli anti-fasist pozisyon alan arkadasa polis gibi guc versek, fasistlere saldirmayacaginin garantisi yok.

    her polisin her dengesiz davranisini iktidarin fasist politikasi olarak degerlendirmek, cozume yonelik isabetli bir tespit degil.

    fasist bir hukumet istemedigimiz kadar, fasistce kontrol edilen, icinde fasistleri barindiran bir polis teskilati da istememeliyiz. siddet egilimleri siddetle bastirilmis polisler yerine, kendini sorgulayabilen ve eylemlerinin sorumlulugunu tasiyabilen, halka hesap veren polisler istemeliyiz.

    ben bu sorularin cevaplarini istiyorum:

    - bugun nasil oluyor da, polisler malini-mulkunu korumasi gereken insanlara sadistce saldirabiliyor?

    - bugun herkesin paylastigi, polisin sadist saldirilarini gosteren videolardaki polisler nasil oluyor da diger meslektaslari tarafindan engellenmiyor?

    - bugun nasil oluyor da, sivil polisler yuzlerinde gaz maskesiyle toplumsal olaylarda boy gosterebiliyor?

    - bugun nasil herkes "polis provokatorler"den bahsedebiliyor? bunlarin varligi nasil oluyor da kaniksanabiliyor?

    - bugun nasil oluyor da hala emniyet mudurleri, "insanlarin cadirlarini toplayip yakan polisler gorevden alinmistir" diye aciklama yapmiyor?

    hukumet, yasanan olaylarin faturasini birkac emniyet mudurune veya birkac polis memuruna keserek kurtulamamali. daha sistematik bir degisim sart.

    bugun hukumetten isteyecegimiz, hukumetin kendisine ceki duzen vermesinin yanisira, seffaf bir polis teskilati kurmak olmali. hepimizin polise ihtiyaci var.

    "bu polis akp'nin polisidir" deyip, butun bunlara yol acan sebepleri arka plana atarak, butun elestirilerimizi tayyip erdogan'in fasizmine yonlendiremeyiz. bugun akp gitse, polis yine orada olacak.

    bu gosteriler sadece gezi parkini kurtarmayla bitmesin.

    hukumetten ozurun yaninda, somut seyler alarak bitsin.
  • taksim dayanışması talepleri tam metni şudur:

    taksim dayanışması olarak aşağıdaki taleplerin hükümet tarafından bir an önce yerine getirilmesi için somut adımların atılmasını bekliyoruz.

    gezi parkı, park olarak kalmalıdır. taksim gezi parkına topçu kışlası adı altında ya da başka herhangi bir yapılaşma olmayacağını, projenin iptal edildiğine dair resmi bir açıklamanın yapılmasını, atatürk kültür merkezinin yıkılmasına ilişkin girişimlerin durdurulmasını,
    taksim gezi parkı’ndaki yıkıma karşı direnişten başlayarak halkın en temel demokratik hak kullanımını engelleyen, şiddetle bastırma emrini veren, bu emri uygulatan ve uygulayan, binlerce, insanın yaralanmasına, iki yurttaşımızın ölmesine neden olan sorumlular, başta istanbul, ankara, hatay valileri ve emniyet müdürleri olmak üzere tüm sorumluların görevden alınmasını, gaz bombası ve benzeri materyallerin kullanılmasının yasaklanmasını,
    ülkenin dört bir yanında direnişe katıldığı için gözaltına alınan yurttaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını, haklarında hiçbir soruşturma açılmayacağına ilişkin açıklama yapılmasını,
    1 mayıs alanı olan taksim ve kızılay başta olmak üzere türkiye’deki tüm meydanlarımızda, kamusal alanlarımızda toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesini; ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.

    bunun yanı sıra; 27 mayıs 2013 saat 22.00'dan bu yana ülkemizin meydanlarında, caddelerinde, sokaklarında ve tüm kamusal alanlarında yükselen tepkilerinin içeriğinin, ruhunun, beklentilerinin, taleplerinin yetkililer tarafından fark edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. yaşananları “marjinallikle” açıklamaya çalışmak görmezlikten gelmek anlamına gelir. gezi parkına müdahale ile simgeleşen iktidar anlayışının yurttaşlarımızda “yaşam tarzına ve inançlarına müdahale ve hor görülme” biçiminde algılandığı ve buna kadını, erkeği, genci, yaşlısı ile büyük bir toplumsal tepki gösterdikleri; “biz varız, buradayız ve taleplerimiz var” biçiminde yanıt verdikleri görülmektedir.

    yükselen bu tepkinin içeriğinin; “başta 3. köprü, 3. havaalanı, kanal istanbul, aoç ve hes’ler olmak üzere ekolojik değerlerimizin talanına ve güncel olarak tabiatı ve biyolojik çeşitliliği koruma kanunu tasarısına ilişkin itirazların, ülkemize ve bölgemize ilişkin savaş siyasetine karşı duruşun ve barış talebinin, alevi yurttaşlarımızın hassasiyetlerinin, kentsel dönüşüm mağdurlarının haklı taleplerinin, kadınların bedenleri üzerinde denetim kuran muhafazakar erkek politikalarına karşı yükselen sesin, üniversite, yargı ve sanatçılar üzerindeki baskılara karşı direncin, başta türk hava yolu işçileri olmak üzere tüm emekçilerin hak gasplarına karşı taleplerinin, tüm cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadelenin, yurttaşların eğitim ve sağlık hakkına ulaşımının önündeki tüm engellerin kaldırılması istemleri” olduğunu iktidar sahiplerine iletmek istiyoruz.
  • yetersiz gozukmekle birlikte temiz bir baslangictir.

    listeyi 20 maddeye uzatip, her seyi tek bir olay ustunden cozmeye kalmak gercekci olmaz.

    klasik pazarlik modeli. karsi tarafin hemen olmasa da kabul edebilecegi bir teklifle gitmek, her bir halti isteyip hicbirini almak yerine, basari ile sonuclanir.

    bir ihtimal bu taleplere ok denirse, orada zaten #direngeziparki bundan sonrasi icin dogru mesaji vermis, dogru kazanimi yapmis olacaktir: sozu dinlenen bir halk.

    o yuzden "x nerede", "y yok" demeyin. mevzu gezi parki ile basladi; cozum de gezi parki ustunden baslamalidir.

    daha yol uzun.
  • taleplerin hepsi yerindedir. ifade özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması talebi yani gerçek demokrasi talebi içlerinde bence en önemlisidir. bunun yanı sıra direnişçi kitlenin kimlikleri açıklanırken bile toplumdaki rahatsızlıkların karşısında duran kitlelerin adının duyurulması (örneğin tüm cinsel ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı mücadele edenler) önemlidir bence. ayrıca platform hareketin bu adımlar atıldıktan sonra nasıl şekilleneceğine direnişin karar vereceğini de belirtmiştir. ortada bir "bunları verin dağılalım" durumu söz konusu değildir.

    edit: ama seçim barajı meselesine değinilmemesi beni de çok üzdü. belirteyim.
  • bireylerin taleplerinin yanında cılız kalmıştır:

    http://subjektif.org/…-istekleri/#sokak_ne_stiyor-2

    fakat bir başlangıçtır, desteklenmesi gerekir.
  • beni tatmin etmemiş taleplerdir.
    en basiti ilk olarak seçim barajının düşürülmesi gerekiyor.
    bir diğeri de, yakın zaman içinde erken seçim kararı alınmalı. hükümet kendine güveniyorsa şu kriz ortamından sonra bir güvenoyu yoklaması yapmak zorunda çünkü.
    umarım bunlar cumhurbaşkanı'ndan istenir.
  • taksim dayanışması platformunun içeriğine bakıldığında başlangıç için yerinde isteklerdir. zira taksim dayanışması taksim'in halktan koparılarak elit bir kent merkezi haline getirilmesine karşı kurulmuş ve kent merkezinin halka ait olmasını savunan bir platformdur. seçim barajı ve diğer konularda topa girmesi platformun amacını aşan bir konu olabilir ve yaşananların ideolojik bir amaç kapsadığı argümanını güçlendirebilirdi. onun yerine platform önceden savunduğu ilkelere, tüm yaşananların sorumlularının hesap vermesi ve gözaltındakilerin serbest bırakılması gibi talepleri ekleyerek kendi konumunu sağlamlaştırmıştır. ilerleyen süreçte muhtemelen direniş merkezlerinde forumlar, söyleşiler, çalıştaylar yapılacak ve buradan çıkacak talepler ile yeni bir platform kurulacaktır. en azından benim umudum bu yönde.
  • kanımca yurt çapında yapılan eylemlerin üzerine yatma ve içini boşaltma girişimidir. her şey gezi parkı protestosuyla başlamış, ancak buranın kapsamını çoktan aşmıştır. anlaşılan taksim eylemini organize edenler şu anda işin ne boyutta olduğunun pek farkında değil. şu bilinmelidir ki bir veya birden fazla talebi karak mercilerine ulaştırmaktan ziyade eylemlerin ana konusu "bu ülkeyi kafanıza göre yönetemezsiniz" mesajıdır. talepler doğru ve haklıdır, destekliyorum; ancak şu yaşanan kutsal olayların önüne geçmeye, onu etiketlemeye, sokaktaki her vatandaşın sadece bunlar için savaştığını göstermeye çalışmasın. bu uyanış amacına ulaşırsa eğer oluşan ortam içerisinde zaten o listedeki talepler bir bir hayat bulacaktır.
  • son derece yeterlidir. daha fazlası olsa, bütün direniş karışacaktı emin olun ki.

    evet, bireylerin talepleri daha fazlaydı ama ne yazık ki noel babaya gönderilen istek listesinden bahsetmiyoruz. faşizme karşı omuz omuza derken, faşistlerin alası bozkurt işaretleri ile dolanmadı mı taksim’de? böyle bir kitleden nasıl ortak bir talep götürülecekti? neyse uzatmaya gerek yok.

    istifa diyenler de bir dursun düşünsün, arınç’a “tayyip de istifa etsin bir zahmet” mi diyeceklerdi. gelin, bana “patronuna söyle istifa etsin” deyin, ne kadar komik bir düşünelim. ayrıca istifa taleple olmaz, bu şekilde direnişle zorlanır.

    sivil direnişimiz, (devlet) babasına atar yapan bir ergendi. başka bir şey değil. baksanıza en öne çıkan kahramanımız çarşı oldu, hiçbir örgüt değil. bu çok büyük bir kazanımdır, çünkü önceden dayak yiyip, köşede ağlayan çocuktuk, büyüdük. yetişkin olursak, o zaman sınayalım gücümüzü.

    ayrıca politik olarak da çok başarılı; kent hakkımızı, özgürlüğümüzü ve sembollerimizi istedik. o kadar makul ki, vermedikleri zaman öfkemiz tekrar bilenecek ve mücadelede büyüyeceğiz.
hesabın var mı? giriş yap