• göçmenlerin dilinde kullanımı yavaş yavaş azalmış olan kelime.sebebini at arabalarının azalmasına bağlayamamak mantıksızlık olur.
  • batı trakyada at arabası yerine kullanılan tabir
  • trakya yöresinde bir çeşit otomobil ama her otomobil her zaman taliga olamaz. taliga olmak için viranlık olmak, hareket halinde sesler çıkarmak ve arkadan veya önden bakılınca asimetrik bir yapıya hasıl olmak gerekir. buna rağmen sorun çıkarmadan hizmetinize devam edebiliyor olmalısınız. bununla birlikte sahibiniz de hafif yaşı geçkince ve takkeli bir dayı ise direkt taliga sıfatına erişebilirsiniz.
  • tekerlekleriyle taşıma bölmesinin bağı yaylı olan, tek atın çektiği, çift oklu (at iki okun atasına giriyor), üstünün kapalı olması gerekmeyen, dört tane ağaç ama demir çemberle kaplamalı tekerli at arabası. daha çok köy-şehir arası gidiş gelişlerde otomobil gibi insan taşımaya yarar. halen üretimi en çok balıkesir'de varmış, keşan'daki üretim bitmiş veya azalmış. bu sınıftan bir de briçka var. gene at çekiyor. tekerleri büyük. iki tekerlekli. tek at çekiyormuş. zamanında karaağaç'taki büyük çiftlik sahipleri briçkayla edirne'ye gelirlermiş.
    edit: arkadaşlar havalı adlandırılışının karavan olduğunu söylüyorlar.
  • gay argosunda araba demektir.
  • edirne ve çevresinde esmer vatandaşların hurda malzeme, karton vb. atıkları yüklemek için sıklıkla kullandığı atlı araba. parayı bulamadıkları günlerde de inşaat önlerine taligalarını çekip demirleri alıp satarlar. akşama şarap parası lazım malum.

    talika diye sözlenir genelde ama doğru yazılışı taligadır.
  • araba, beygir arabası.
  • ben küçükken kasabalarda yük taşıyan at arabaları hala yaygın olarak kullanıyordu. at arabası genel ad olmasına rağmen buna trakya’da taliga deniyor. bana göre taliga dendiğinde öyle süslü faytonlar aklıma gelmiyor. çok daha basit, biraz da eski püskü, estetikten çok işlevi ön planda olan bir at arabasını tarif ediyormuş hissine kapılıyorum. taligaların rusyanın batısından başlayıp güneyde balkan ülkelerini kapsayan şekilde yayıldığını görüyoruz. 16.yy'dan itibaren 20 yy'a kadar ( belki kırsal bölgelerde hala kullanalar olabilir) 700 kg ve altı yükleri taşımak için kullanılmış. rus edebiyatında sıkça rastladığımız bu sözcük alexandre dumas'ın rusya gezisini anlattığı hikayede ve jules verne'nin micahael stragoff'unda karşımıza franszıca télègue olarak karşımıza çıkıyor.
    sözlüklere baktığımızda bu kullanımın rus, slav ve macar halklarına özgü olduğunu görüyoruz.
    slav dilinin edebi atası sayılan kilise slavoncasında bu isim talega olarak yer bulmuş. rusçada talega dört tekerlekli at arabası demek.
    macarcada bu kelime iki tekerlekli hayvanlar tarafından çekilen arabalar için kullanılıyor. el arabasına da bu arabaya benzetilerek talicskázik arabacık deniyor. talicskázik taliçkacık kelimesini ne kadar andırıyor değil mi?
    köken olarak rusçaya hazar hanlığı döneminde girdiği ve türkçe kökenli bir dilden geldiği varsayılıyor. rusça etimoloji sözlüklerinin böyle demesine rağmen en azından batı türkçesinde bu kelimenin izine rastlanmıyor.
    ispanyolcada talega yük taşımak için kullanılan çuvallara deniyor. bunun hem coğrafi hemde kültürel olarak bağlantısını göremiyoruz. ibranice de talikha yürümek anlamına geliyor. hazar hanlığınıın yahudilik ile bağı olduğu düşünüldüğünde belki demek için bir neden bulabiliriz.
  • (bkz: talika)
hesabın var mı? giriş yap