• "talih diye okumuştum bir yerde, kör değil cahildir. talih diye düşündüm, istatistik ve olasılığı bilmeyenlerin tesellisidir."

    orhan pamuk- yeni hayat
  • bayramda eve gitmek için pahalı pahalı uçak biletlerine bakarken sirketinin son is gunu seni memleketine bir is icin ucakla gondermesidir talih.
  • yaşar kemal şiiridir.

    gün vurdu dağların ardına
    göğün maviliğini
    özlediğimiz an
    gün vurdu dağların ardına
    sabah buram buram tüttü
    bacalardan

    terk etti yuvaları kuşlar
    dudaklarda şarkılar güldü
    köy çocuklarının topladığı yıldızlar
    harman yerlerine döküldü
    nura bulandı başaklar
    taze bir ninniyle gerindi toprak
    alınlarda billur ter damlaları
    ve sebepsiz yaşamak

    gün vurdu dağların ardına
    bir sabah buğusu halinde huzur
    dağıldı tarlalara
    gün vurdu dağların ardına
    yaban gülleriyle büyüyen talihim
    selam durdu bahara…
  • bu kelimenin tamamen astrolojik olduğunu söylesem şimdi, tefe mi konarım göklere mi çıkarılırım bilemedim. talih kelimesi, arapça tali' (tali yoldaki tali değil, yükselen/ascendant manasındaki tali) sözcüğünün bozulup kemikleşmiş halinden başka bir şey değil. ki bunu şimdi işkembe-i kübradan sallıyor değilim, şöyle on altıncı yüzyıldan on yedinci yüzyıldan sözlükleri biraz karıştırsanız talihin tali olduğunu söyleyecekler size. tali de malum, astrolojinin kilit meselesi. bir insanın doğum haritasının hazırlanmasında, bir senenin zayiçesinin/horoskopunun düzenlenmesinde, bir önemli karar alacakken o kararın hayırlı mı hayırsız mı olacağının tayininde, malum, astrologların hesapladığı ilk şey. günümüzde yükselen burç filan da diyorlar galiba. tamam da nasıl hesaplayacağız derseniz orasını artık saatine bin tele isteyen modern müneccimbaşılarına soracaksınız. benden bu kadar.
  • olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu. gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına için için kapanmak mı daha soylu yoksa bir dertler denizine karşı silaha sarılıp son vermek mi onlara?

    (bkz: hamlet)
  • bende olmayan şey. eli talih kovalar,bizi kör salih demiş, atalarımız.
  • “talih düpedüz yüksek bir orospudur.” *
  • bu talih, uçan bir kuştur ve yakalanmak ister. eğer koşar, çabalar, yılmaz, sabreder ve nihayet onun üzerine atılırsan, ele geçmez gibi görünen o kuş ona doğru atıldığın an avucunun içinde kalır ve en sonunda onu yakalarsın.
  • sayın fani, georger herbert amcamın talih hakkında şöyle güzel bir sözü vardır: ''talih, kimine anadır, kimine üveyana.''
  • en incelikli kuramların bile başvurmak zorunda olduğu göreli a priori etken.

    bu nedenle talih, evrenseldir. hiçbir birey, toplum ve devlet talihli veya talihsiz olmayı sorgulamaz. yani son kertede kendini cebren dayatmasına rağmen rıza gösterdiğimiz nadir etkenlerden biridir talih.

    biri biriyle anlaşmazlığa düşer, bir toplum tarih sahnesinden silinir, devletler savaş kaybeder durur. yüzlerce açıdan bu sonuçların nedenlerini inceleriz. fakat ne yaparsak yapalım bu sonuçların nasıl ortaya çıktığı sorusuna yönelik olarak her zaman bir noktayı anlayamaz ve açıklayamayız.

    birini seversiniz ama o sizi sevmez, talihsizsiniz demekten başka bir söz kalmaz geride. bir gök taşı düşüverir günün birinde ve bir tür yok olur. bir sel, heyelan, deprem veya volkanik patlama nice toplumun biletini kesiverir aniden. bir komutanın ayağı kayıp düşmesi bir savaşın seyrini değiştirebilir.

    dolayısıyla talihin bir kanunu yoktur. neden kısa çöpü çektin, neden yazı dediğin halde tura geldi, neden o seçimi yaptın, neden bunu düşündün, neden böyle hissediyorsun gibi hayatımızı çevreleyen bir yığın sorunun yanıtı, son tahlilde talihtir. rahatsız edicidir o yüzden talih.

    o zaman ne yapmalı? galiba talihin akışına güvenip durmadan hayat tahtasına zarları atmak gerekiyor. sürekli başka başka şeyler deneyip durmalıyız belki de. işte o zaman biraz olsun talihin kendisi biz olabiliriz.

    bir ihtimal...
hesabın var mı? giriş yap