• 2010 yapimi iciar bollain filmi. ingilizcesi "even the rain", turkce ye de ben "yagmur da" diye cevirdim oldu bitti.

    --- spoiler ---

    bolivya'da cekilen film, aslinda dominik halkinin * ilk "amerika'nin kesfi" sirasindaki durumu, baskaldirsini anlatirken aslinda baska cok sey anlatiyor.

    simdi film sahane, oyun icinde oyun, film icinde film derken, en guzeli, ne sadece tarih filmi, ne de (filmde dedikleri gibi) stk belgeseli.

    insanlara direnme gucu veriyor resmen film, sokaklara cikip sosyal adelat adina her ne kadar yamuk varsa cirpinmak istiyorum. onemin, degerin, neyin ne oldugunu kucuk, basit cumlelerle kapkara gozlerle yurege batiran bir film.

    "su bizimdir, su kutsaldir, su hayattir" diyerek kadinlarin su icin direnisini anlatiyor. elbette "yagmur da"...

    kisaca film sunlarla ilgili efendim:

    (bkz: aile)
    (bkz: yurek)
    (bkz: vicdan)
    (bkz: tarih)
    (bkz: su)
    (bkz: sosyal adalet)
    (bkz: insan haklari)
    (bkz: sendikalasma)
    (bkz: orgutlenme)
    (bkz: kadin orgutlenmesi)

    --- spoiler ---
  • 30. uluslararası istanbul film festivali'nin tahminimce en beklenen filmlerinden biri bu; henüz biletini almamış olanlar 1-2 güne gişede bulamayacak; benden uyarması.

    en iyi film ve en iyi yönetmen dahil 2011'de 13 tane goya adaylığı var; aynı zamanda ispanya'nın da 2011 oscar adayı. başrollerini aslan parçası luis "malamadre" tozar ile şu dünyadaki en güzel şeylerden biri olan gael garcia bernal oynuyor.

    http://www.tambienlalluvia.com/

    gael garcia bernal oynuyor; söylemiş miydim??
  • senaryosundaki "su devrimi" gercek olaylardan esinlenilmistir efendim. ismi de "yagmur da - yagmur dahi" cunku suyun ozellestirilmesi surecinde, yagmur suyunu biriktirmek dahi yasaklanmis ulkede.
  • iciar bollain'in yönettiği, küresel şirketlerin üçüncü dünyanın emekçi insanlarının nasıl kanlarını emdiklerini müthiş bir kurguyla anlatan mükemmel film. afişte gael garcia bernal başta yazsa da rolü ikinci derece denebilir. celda 211'de gönülleri fetheden luis tosar yine süper bir oyun çıkarmış. ancak filmde asıl başrolde döktüren sinema eğitimi görmüş ama profesyonel bir oyuncu olmayan juan carlos aduviri.
    kesinlikle izlenmesi gerekli.

    --- spoiler ---

    - ya şimdi ne yapacaksın?

    - hayatta kalacağım. en iyi bildiğimiz şey bu değil mi?

    --- spoiler ---
  • beklediğimden daha sönük bir filmdi. neyse ki finale doğru toparladılar. fazla demagoji yapmışlar gibi geldi bana. oysa ki içinde böylesine bir isyanı barındıran filmin bunu yapmasına gerek yok. evet, su hayattır, bitti. bu kadar, bunu vermeye çalış, gerisiyle fazla oynama. bu açıdan eylem sahneleri çok iyiydi ki benim de sloganlara eşlik edesim geldi: "tüfek ya da tabanca, halk vazgeçmez asla!". tabii bir de böyle filmlerde dram derecesini ayarlamak çok önemli; seyirciye hangi sahneleri göstermeli, hangi sahneleri göstermesen de onların anlamalarını ve hissetmelerini sağlamalısın (örneğin işgence sahneleri gibi), bunların iyi ayarlanması lazım.. ama anlıyoruz ki yönetmen bize kıyamamış fazla. sonunu bizi memnun edecek şekilde bitirmesini yadırgadım, daha vurucu olabilirdi.

    bunları filmi beğenmediğimden yazmıyorum tabii. sadece beklentim çok yüksek bir şekilde girdim salona. yoksa film güzel miydi? elbette güzeldi.
  • dün gecenin sarhoşluğuna rağmen kalkıp sabahın köründe ( 11:00.. bana göre körü) kalkıp ,gidilip izlenmiş ve hayalkırıklığına uğratmamış filmdir. oyunculukların çok doğal olmasının yanı sıra,film içinde film mantığıyla bir eskiyi bir yeniyi gösterip, insanların 1500 lü yıllardan bu yana söz konusu para olunca değişmediğini ve vahşiliğini çok iyi yansıtan filmdir.

    evet,bazı yerlerde "kör göze parmak" yapıldığı doğrudur ama 500 yıl sonra insanoğlu bazı konularda hala gelişmediyse belki kimilerine gereklidir bu parmak...
  • gerek senaryosu, gerek oyunculukları, müzikleri ve yönetmenliği ile çok, çok etkileyici bir film. koca bir salon nefesini tutarak, fısıldamadan izledik filmi.
    bkz. 30. uluslararası istanbul film festivali

    --- spoiler ---

    yaku

    --- spoiler ---
  • etkileyici bir filmdi.

    esas oğlanın önce kötü adamı oynayıp sonra iyilik ve kardeşliğe doğru yönelmesi biraz klişe gelse de, film önemli konulara değindiği için toparlıyordu.
    bir de filmin daha çarpıcı ve düşündürücü bir sonla bitmesini isterdim.
    ama bu faktörlerden hiçbiri bu filmin izlemeye değer olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    diyeceğim odur ki... siz de kesinlikle izleyin, izlettirin, düşünün, düşündürün, farkına varın ve harekete geçin.
  • izledikten sonra bende suya su degil yaku deme istegi uyandiran filmdir. uzun zaman sonra yine bir gael garcia bernalli bir filmden bu kadar cok etkilendim. bir kere cok guzel bir kurgusu var. gael garcia bernalin sebastiaan isminde yonetmen rolunde olup film haline getirmek istedigi bolivya yerlilerinin kole haline donusturulme hikayesi ile gunumuz zamaninda gecen ozgurce su kullanma haklarini elde etmek icin verdikleri mucadele paralel gidiyor.
    yerli halkin ispanyol istilasi ile ne kadar aci cektigine bir kez daha tanik oluyorsunuz. ve de kapitalizme karsi direnen ve orgutlenen gunumuz bolivya insaninin mucadelesini.

    --- spoiler ---

    en etkilendigim sahne yerli kadinlarin cocuklarini dusman askerlere ait kopeklere parcalatmamak icin nehirde kendi elleriyle bogma ikayesiydi sanirim. turlu makyaj ve emekle sebastiaan'in cekim icin hazirladigi ortam bu sahneyi cekmeye yetmedi malesef. rol icabi da olsa figuran kadinlar bunu yapamayacaklarini soyleyip seti terk etmeye kalktilar. sebastiaan her ne kadar "suya belinize kadar girdiginiz anda cocuklarinizi alip oyuncak bebekler verecegiz, endiselenecek birsey yok" deyip kendini parcalasa da ikna edemedi. en son kendini parcalayarak o guzel dudaklarindan dokulen su laflar tokat gibiydi:

    - bu sahneyi ben yazmadim. bu bir gercek ve yasandi! gostermek ve cekmek zorundayiz!!

    --- spoiler ---

    sanirim en kotusu de boyle aci sahnelerin senaryo degil yasanmis oldugu gercegiyle yuzlesmektir.

    mutlaka bulun ve izleyin derim. ben uc kez daha izleyebilirim sanirim.
hesabın var mı? giriş yap