• "sen bizden hiç gitmiyorsun, oysa biz ne zor dönüyoruz sana."
  • tek tanrılı inançlar tarafından evrenin tek yaradanı ve yöneteni olduğuna inanılan doğaüstü varlıktır. bana göre bilim, ilahi bir yaratıcıdan daha gerçekçi ve ikna edici bir açıklama sunuyor. evrenin kendiliğinden, bilim yasaları dahilinde, hiçlikten varolduğunu düşünüyorum.
  • hani hep diyorlar ya; "kader ne? tanrı hangi yoldan gideceğimizi zaten biliyorsa niye yaşıyoruz" diye. belki de tanrı sadece anahtarcı* gibidir. bütün kilitler için anahtarı biliyordur ama hangi kapıdan geçeceğini seçen neo sensindir... the one mı olacaksın yoksa thomas a. anderson olarak mı kalacaksın senin tercih etmen gerekiyordur.
  • bir görüşe göre evrim sürecinde otobiyografik belleğimizin gelişmesi sonucunda ortaya çıkan olgu. otobiyografik bellek sayesinde kendini geçmiş ve gelecek içerisinde konumlandırabilen insan ölüm üzerine kafa yormaya başlamış ve ölen yakınlarının varlıklarını devam ettirebildikleri başka bir gerçeklik tasarlamıştır. ilk önce ölenlerin ruhlarıyla iletişim kurma çabası şeklinde gelişen ritüeller zamanla tanrılara ibadete evrilmiştir.
  • jung’a göre, “tanrı tasavvuru keşfedilmiş bir şey değildir; o, insana kendiliğinden gelen bir deneyimdir.”
  • platonik aşkım. yedi kocalı hürmüzüm benim. bir sürü sevgilisi var, milyarlarca. ama ben sadece benim zannediyorum. sessizken onu hatırlıyorum, üzülünce onu, sevinirken onu, içerken onu. ben onun dengiyim diye diye harap oldum, içimde de ince bir eşitsizlik hissi. eziliyorum. ama korkmuyorum. neden korkarlar anlamıyorum. yaksa, yıksa, ebediyetin sonuna kadar avamın betimlediği gibi işkenceler etse de, zerre umrumda değil. yapsın. benim derdim başka, ben ona tutkunum. o güzelliğine aşığım. kokusu geliyor geceleri, çıldırıyorum. belki hiç yoksun bile, belki hiç olmadın. ama kokun var biliyorum. bir gün buluşacağız biliyorum. benim evimde yada senin evinde. o zaman yüzüne uzun uzun, sessiz sessiz bakıp iç çekmek istiyorum. belki beni şahsen tanırsın, adımı söylersin. şerefine sevgilim.
  • tanrıya insani özellikler yüklemek ne kadar doğru? üç büyük dinden birine mensupsunuz diyelim, tanrı yüce, kudretli, sonsuz bilgi, sonsuz güç, böyle bir "şey" i birey gibi düşünebilir misiniz? tarif edildiği kadar muhteşem bir şeyi düşünemezsiniz. tanrının üzüntü, mutluluk, sevgi, nefret gibi duyguları olamaz, duyguları olamaz, olmamalı. duygular insanidir, hatta maddesel. aslında kendinizi bu evrende konumlandırma şekliniz tanrıyı nasıl tanımladığınıza bağlı. benim tanrı olarak adlandırdığım evrendeki düzen, güç, "her şey" in açıklanabileceği tek formül. enerji diyemiyorum çünkü tanrıyı maddesel kaynaklı düşünemiyorum. sadece "güç" diyebilirim, her ne ise. "sınanmak" ise maddeyi kontrol edebilme yeteneği kazanmak, maddesel kaynaklı duygular da dahil. tanrıya yaklaştıran yol. ama asıl soru neden bu istek, bu dürtü? duygu değil gibi bu. tanrının bizdeki izi mi? ruh denilen şey mi? rota gibi mi? bin parçaya ayrılıp tekrar başlangıca mı çekiliyoruz birleşmek için? manyetik bir şey sanki. mıknatısa yapışan iğneler gibi. ama mıknatıs sadece iğneleri istiyor. mıknatısla arasında kağıt olan iğneler o kadar da iyi tutunamıyor. bu çekim bazı insanlarda daha yoğunken neden bazılarında daha az ya da yok? tüm ruhlar aynı yaşta mıdır ki? aynı tecrübede mi? enerji yeterli şekilde yoğunlaştırıldığında maddeye dönüşürse nefret nasıl bir madde olur? ya sevgi? vücudumuza aldığımız bu kadar madde bize hangi duyguları yüklüyor, nasıl bir enerjiyi? bir kaynaktan gelişigüzel savrulup "son" diye tabir edilen aynı kaynak bizi geri mi çekmeye çalışıyor? bizi ama bizi; sevgimizi, nefretimizi, üzüntümüzü, sevincimizi değil, bizi. eğer öyleyse kağıtları istemez ki. o sadece çekiyor. içimize bir parçasını savurmuş gibi yeniden birleşebilmek için. kimi hızlı kimi yavaş ilerliyor pürüzleri temizleyerek. o sadece çekiyor, içimizdeki parçasını, belki de istemsizce.
  • karanlığını hiçbir ışık aydınlatamaz.
    aydınlığını ise hiçbir karanlık lekeleyemez.
  • olasılıkla rastgelelik kavramlarını karıştıran şahısların bu kavram kargaşasından dolayı rastgele inanabileceği hayali varlık.
hesabın var mı? giriş yap