• tarih bilimi içinde pek (hatta hiç) değinilmemiş, ayrıntılı olarak incelenmemiş ''sapkın'' dervişlerin, kalenderlerin, abdalların yaşayışlarını, kılık kıyafetlerini, alışkanlıklarını kısacası hemen hemen herşeyini oldukça akıcı ve yalın bir şekilde anlatan bilimsel bir eser.

    şimdiki 'dandik marjinallerimiz ve sahte anarşist gençlerimiz'' bu kitapta anlatılan ve ortaçağ anadolu'sunda yaşamış, tüm toplum kurallarını reddetmiş hatta bu kuralların tam tersini yapmaktan çekinmemiş marjinal derviş gruplarını görseler, herhalde ''hacı biz bırakalım bu işleri'' diyip cebinde 20 lira ve samsun paketi olan kısa kollu amca gömleği filan giymeye başlarlar.

    velhasıl güzel bir kitaptır.
  • yazar bu kitabında derviş dindarlığını, dışarıdan kaba ve çirkin bir toplumsal sapkınlık gibi görünen, özünde zahitlik ve kural karşılığı ile toplumsal pratiklerin reddi şeklinde tanımlar. buna örnek olarak, derviş barak baba’nın tavrını şöyle aktarır:
    “barak baba, beline sarılı kırmızı bir bez parçası dışında çıplak olarak, yüz kadar derviş grubunun başında h.706/1306 yılında suriye'ye geldi. başına iki yanına birer manda boynuzu takıştırılmış kırmızımsı bir sarık sarıyordu. saçı ile bıyıkları uzun, sakalı ise kökten kazılıydı. (...) hiç servet biriktirmezdi. uzun değnekler, tef, davullar taşıyan, boyunlarına asılı iplere azı dişleri dizili müritleri de aynı görünümdeydi. (...) müritler çalar, barak baba da ayı gibi oynayıp maymun gibi türkü çığırırdı. (...) dervişleri oruç tutmamak ve şeriatça onaylanmamış yemek ve uyuşturucu tüketimini de içeren, kurallara aykırı davranışlarıyla ün salmışlardı. (...) dediklerince (barak baba) hz. ali sevgisini tek dini farz sayarmış” (s.11 vd).

    bknz: ahmet karamustafa, tanrının kural tanımaz kulları, islam dünyasında derviş toplulukları, 1200-1550 (çev. ruşen sezer), istanbul 2007, yapı kredi yayınları, 145 s.
  • ahmet t. karamustafa'nın bu kitabının orijinal adı "god's unruly friends" olmasına rağmen ne hikmetse "friends" lafı dostları/arkadaşları olarak değil "kulları" olarak çevrilmiş. çevirmen ruşen sezer'in mi yoksa yayınevinin tercihi midir bu bilinmez ama birikim'in haziran-temmuz 2016 sayısına (yazdığı "tanrı'da dostunu, dostunda tanrı'yı görenler..." başlıklı yazıyla konuya dikkate çeken kâzım ateş bunun basit bir çeviri hatası olmadığını söylerek şuna özellikle vurgu yapar: "...dostları yerine kulları demek, izlerini bu dönemde, esas olarak alevi-bektaşi teolojisinde/sembolizminde görebileceğimiz bir geleneğin dostlukla kurduğu bağı görmemizi engelliyor. kalenderi, haydari dervişleri, rum abdalları, şems-i tebriziler de tanrı'nın dostlarıdır ve tanrı da onlara dosttur." (s.98).
  • orta çağda anadolunun heterodoks islam inançlarının en marjinallerini anlatan değerli bir çalışmadır. ahmet t. karamustafa hocanın, fuat köprülü-ahmet yaşar ocak ekolünden farklı görüşleri vardır marjinal sufilerin motivasyonları için. kalenderiler, haydariler, cavlakiler, camiler hakkında yabancı seyyahların da gözlemlerine ve ilüstrasyonlarına atıflar yapılmış kitapta. karamustafa köprülü ekolünün savunduğu hetedodoks inançların cahil alt zümre dini olduğu ve şamanizmle harmanlandığı tezini kabul etmiyor. şaman kültüründen geçişler kabul etmekle birlikte yeni bir sentez oluştuğu ve sadece alt zümre değil, elit tabakadan da müritler topladığına dair kanıtlar sunuyor.
    kitabın tercümesi gerçekten çok zayıf. yky den çıkan 9. baskısı mevcut bende ama anlamsız ve uyumsuz çeviri yüzünden okumak bir hayli zorlaşıyor. biraz google translate çevirisi gibi. anlayabilmek için bazen koca paragrafı tekrar okumak zorunda kalıyorum. cümleler kullanım dışı kelimeler ve bir yığın bağlaçla uzadıkça uzuyor. çevirmen kitabı çevirirken okuyanın anlamaması için özel bir gayret sarf etmiş gibi. orijinali olan "god's unruly friends"i okumak daha kolay olabilir zannımca.
  • öncelikle sözlük burada bir hataya düşmüş. yazarı türk olduğu için kitabın türkçe adı kullanılmış; ancak kitabın orijinali ingilizce. yani çeviri kitap. dolayısıyla orijinal adı olan god's unruly friends kullanılmalıydı.

    bir tür ''sapkınlar'' kitabı. alevi, bektaşi, kızılbaş, mevlevi geleneği başta olmak üzere radikal islami tekkeler, cemaatler ve heterodoks islâm'ın en uç yorumları konu edinilmiştir. hani marjinal bizdik, sorusunu sordurabilecek türde karakterler ve islâmi çizgileri kitapta görebiliyoruz. dinin çok farklı bir şekilde yorumlanmasını bize aktaran yazar, esasında bu marjinal grupların bugünkü gibi terör grupları değil de, tanrı ile kul arasındaki iletişimin farklı yollarını arayan ''yoldaşlar'' olduğunu gösteriyor bize.

    en-el hak bakış açısının da çıkış noktalarını görebileceğimiz bu dervişlerin yaklaşımı esasında günümüzde dine küfür olarak yorumlanabilecek ve toplumsal anlamda soykırıma bile yol açabilecek düzeyde. buna rağmen çalışma çok değerli ve belirli anlamlarda anadolu islâm ve anadolu bektaşi-alevi kültünün temelini yorumlamak için önemli.
  • karamustafa hocanın bu değerli çalışmasına konu olan derviş toplulukları kitabın orjinalinde antinomian olarak tanımlanır.

    kastedilen sünni ortodoks islam’ın dışında hatta ona karşı olan inanç topluluklarıdır.
    kural tanımazlıktan ve aslında bir tür anarşizmden bahsediyoruz.

    ama çevirmen ruşen sezer’in “tercih” ettiği kavram olarak “sapkınlık”, bu toplulukları sünni ortodoksi perspektifinden bir bakışla, o perspektife uygun bir adlandırma gayretinin bir sonucudur. yani ideolojik bir tercihtir.

    karamustafa hoca’nın bu kitaptaki bazı değerlendirmelerini de tartışmak gerekir bu arada.

    orjinalini okumanızı öneririm.
  • bu kitap aslında şahane bir arşivdir.
    eski türklerde nasıl şamanizmin alevi-bektaşi geleneğine dönüşerek şekil değiştirdiğine dair bir resimli bir arşivdir bu bakımdan eski türklerdeki şaman ayinlerinin dahi nasıl şekil değiştirerek günümüze kadar geldiğini görürüz. mesela bazı derviş toplulukları tarafından hz ali'nin putlaştırılması, eski türklerdeki birçok tanrının islam dinindeki tezahürlerinden birisidir.
    #139552681

    kitapta anlatılan derviş toplulukları bazen durumu o kadar abartır ki bazı şehirlerde infial yaratırlar. islam normlarından saptıkları için ve devlet otoritesine sürekli karşı oldukları için anarşizan faaliyetlerde bulunurlar. anarşizan faaliyetleri, dini değil ideolojiktir.
    (bkz: babaî ayaklanması)
    (bkz: balım sultan)
    bazı kaynaklarda nasireddin tusi tarafından birçok kalender dervişinin bunlar ne çeşit kepaze adam deyip idam ettirildiği rivayet edilir.
    #26428752

    (bkz: haydariler)
    "tecerrüd ehli olduklarını söyleyen haydarîler’in boyunlarındaki halka haydar’ın (hz. ali veya kutbüddin haydar) kulu olduklarına, başlarındaki bir tutam saç, rakibini mağlûp eden bir pehlivan gibi nefislerini yenmiş olduklarına, kulaklarındaki halka (küpe) her söze kulak vermediklerine, ayaklarındaki zincir bâtıl yolda yürümediklerine, cinsiyet organlarına taktıkları halka iffetli olduklarına işarettir. açlıkla nefislerini karınca haline getirdiklerini söyleyen haydarîler yüzü ayna gibi kabul ettikleri için sakallarını tıraş eder, fakat haydar bıyıklı olduğu için bıyıklarını kesmezler. yanlarına astıkları küçük çanlar dervişlerin birbirinden uzak düşmemeleri ve aralarındaki irtibatı korumaları içindir."
    kitap dışı alıntı:
hesabın var mı? giriş yap