• "mutlaka bir tanrıya ihtiyacının olduğu hem fiziksel hem zihinsel bir gereklilik" değildir.
  • tanrıya ihtiyaç duymayan kişi sözü.
    çünkü yok. zaten var olsaydı kendisine ihtiyaç duymama sebep olacak olayları kendisi yaratmış olurdu. bu sizi bir yere hapsedip yemek veren kişilere ihtiyaç duymanıza benzer. ihtiyaç duyarsınız çünkü yemek verir fakat aç kalmanıza sebep olan yine odur. bu nedenle tanrının olması fikrinden nefret ederim.
    tekrar zaten var olsaydı diye başlıyorum. tanrı, var olmak için yarattığı şeye muhtaç olacaktı. pek çok dindar insana "neden yarattı?" sorusunu sorup "bilinmek istedi." cevabını aldıktan sonra tanrı kavramının var olabilmek için yaratılan şeye muhtaç olduğuna karar verdim. peki tanrı muhtaç olur mu? bu bir çelişki midir?

    not: tanrı olabilir fakat ne gerek var supor.

    edit: müslüman ailede yetişmiş bir insan olarak sırasıyla ergenlik, tanrıya isyan, ondan nefret etme dönemlerinden geçerken kendi mantığımla bulamadığım (çünkü mantıksız) "neden" sorusunun cevabını elbette çevremdeki çeşitli mezhep ve tarikatlardan olan insanlara sordum. tek verebildikleri cevap olan "bilinmek istedi" yi buraya yazdım. ölünce upgrade olacağımızı söyleyen de oldu ama onu konudan alakasız buluyorum. ateist kişinin hop diye ateist olduğunu, kuranı hiç okumamış, teizme hiç kafa yormamış, salt etraftan duyduklarıyla dolan boş bir sayfa olduğunu sandığınızı biliyorum. halbuki ezici çoğunluğumuz dopdolu sayfalardık, önce hataları fark edip üstünü çizdik, mantığa oturtmaya çalıştık sonunda da hepsinin anlamsız olduğunu ve tek bir cevabı olduğunu düşünüp tertemiz sayfalar açtık. dolu sayfalarındaki hataları bulmaya korkanlar biz değiliz.
  • brad pitt le evli olsam ben de duymam amk dedirten . şaka lan şaka duyarım . zaten ortalık karışık .
  • herkes için geçerli bir durum...düşünsene keşfedilmemiş ormanlarda yaşayan bir kabilenin üyesi olarak dünyaya geliyorsun, sikin daşşağın açık av peşinde koşuyorsun tüm gün... tanrı hangi sırada olur ki böyle bir adam için? geçtim sırasını hepten var olur mu ki? tanrı ve din inancın tamamen coğrafyaya bağlı aslında ve çokça da eğitime..anlamadığın bir dilde, okumadığın, okusan da anlamadığın kitaba inanıyorsun.
  • bizi yoktan yaratabilecek kudrette bir varlığın sırf bir iddia uğruna (şeytan aralarında geçen tatsızlık) insanları bu dünyada bu kadar süründürmesinin bir mantığı olmadığının varkına varması vesilesi ile gerçekleşmiştir muhtemelen.

    biraz mantıklı düşünün;
    tanrı insanı yaratıyor,
    şeytan kıskanıyor falan posta koyuyor tanrıya,
    sonra tanrı da kovuyor bunu, bu da göreceksin bir insan için kalbimi kırmaya değmediğini kanıtlayacam sana vs.. diyor,
    sonrasında dinler falan ortaya çıkıyor, tanrı girdikleri iddia gereği direkt olarak kendisini gösteremiyor fakat küçük hatırlatmalarla (gönderdiği peygamberler) ben varım, huzur bende mesajları veriyor,
    yoldan çıkan kavimleri helak ediyor ve buna rağmen ben en merhametli olanım diyor (şahsen benim için eşcinsellik bir suç değil),
    günde beş vakit bana tapacaksınız diyor,
    vs...

    herkesin inancına saygı duyuyorum, gidip bir elmaya bile tapsanız bu sizin tercihinizdir beni alakadar etmez. ama bu şekilde benim gibi düşünen insanlara da sizin saygı duymanız gerekir.
  • birisi çıksa dese ki "arabaya ihtiyaç duymuyorum."

    sonra başka birisi çıkıp hastalık derecesinde "hayır arabaya nasıl ihtiyaç duymazsın, araba şart." falan dese ve bunu sürekli, sürekli tekrarlasa. manyak bu adam dersiniz değil mi? dersiniz.
  • çin'liler, japonlar yani sarı ırk, dış yüzden çok medeni görünseler de, aslında iç alemleri itibarıyla son derece vahşidirler.

    bu sebeple yeryüzünde yaptıkları zulmün ve fesadın haddi hesabı yoktur.

    dikkat edin dünyada kafasına atom bombası yemiş tek millet japonlardır.

    işte bu, yaptıkları zulmün allah tarafından cezalandırılmasıdır.

    “eğer allah, insanların bir kısmı ile diğerlerini savmasaydı, yeryüzünün düzeni bozulurdu. fakat allah bütün âlemler üzerine lütuf ve kerem sahibidir.” (bakara 251)

    eğer siz, "atom bombalarını allah atmadı ki, amerikalılar attı" diyenlerdenseniz, o zaman çok yanlış gelmişsiniz, sizi pagan tanrılarının olduğu kısma almamız gerekiyor. orada biraz daha temelden eğitim görüp, tanrı anlayışınızı upgrade etmeniz gerekli.

    bizim görüşümüz ise,

    "onları siz öldürmediniz, fakat allah öldürdü ve attığın zaman sen atmadın, fakat allah attı ve böylece de kendi katından, inananlara güzel bir nîmet vermek, onları denemek istedi. şüphe yok ki allah her şeyi duyar, bilir."(enfal 17)

    ama bu hususları 21. asrın insanları olarak bizler, maalesef pek fazla idrak edemiyoruz. hatta müslümanlar bile anlayamıyorlar. müslümanların çoğu, allah inançsızlara ceza vermişse "allah belalarını verdi" diye hükmeder. ancak kendisine bir bela geldiğinde, allah'tan geldiğini düşünmeyip "yahudiler, şunlar bunlar" diye bahane uydurur.

    "onlara bir iyilik gelirse, “bu, allah’tandır” derler. onlara bir kötülük gelirse, “bu, senin yüzündendir” derler. de ki: “hepsi allah’tandır.” bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar"(nisa 78)

    yani küçükken sizi besleyen, zahirde her ne kadar şefkatli anneniz ise de, gerçekte rahman ve rahim olandır. sizi yetiştiren görünürde ebeveyniniz olsa da, gerçekte "rab"tır. el an da sizi besleyen, yetiştiren, koruyan, gerektiğinde tokatlayan o'dur. diğer hususları da kıyas edin...

    olabildiğince ileri seviye bir tanrı algısını sizlere aktarabilmek için bu örnekleri veriyorum. umarım boşa gitmez. tabii ki, kendi kapasitem ölçüsünde...çünkü tanrı algısının bir sınırı yoktur, sonsuz mertebeleri vardır.

    force'un(gücün) limitleri asla söz konusu değildir. insanın marifeti(tanrı bilgisi) arttıkça, gücü de artar. olağanüstü haller göstermek, ona çocuk oyuncağı gibi gelir. ancak gücün karanlık yüzüne düşmek, ebedi felaket getirir, onu da hatırlatayım.

    https://isnetus.wordpress.com/…/10/10/sinirsiz-guc/
  • ey ateistler, size reddedemeyeceğiniz bir teklif yapacağım. bu teklifim iki taraf için de çok kârlı bir alışveriş olacak.

    sizde açığa çıkmamış, potansiyel olarak bulunan imâna talibim. onu bana verin. niyet etmeniz yeterli. yani içinizden "hepsini isnetus'a bilâ kaydu şart devrediyorum" deyin yeter.

    peki sizin bu işten ne çıkarınız olacak? onu da söyleyeyim:

    hani bazen sizi arada bir yoklayıp, keyfinizi kaçıran "ya allah, cennet, cehennem varsa" hissinden kurtulacaksınız. rahatınız bozulmayacak.

    hem niyet edin gitsin, biz niyetin gücüne inanıyoruz ama sizin için anlamı yok bunların. o yüzden siz öylesine de olsa deyiverin gitsin o sözleri.

    hem o alacağım imanları çok hayırlı yollarda kullanacağım emin olabilirsiniz. bak gene unuttum, siz zaten böyle şeylere itibar etmezsiniz. olsun...oyun kabilinden kabul edin siz de...

    not: biri dua ederek yağmur yağdırma meselesi ile alay etmiş aklınca. kainat dua üzerine dönüyor dostum, bir bilsen.

    dua ile yağmur yağdırma mekanizması
  • "yarın sana bir "lösemi" tanısı konsun, tekrar konuşuruz tanrıya ihtiyacın olup olmadığını.. beyinsiz." (bkz: #59157030)

    valla herkes için genellemek mümkün değil tabi ama bundan tam 4 sene önce 1 yıl içinde önce t3n1 rektal kanser teşhisi kondu (öyle böyle değil 10+ cm bir tümördü), kemoradyoterapi, ameliyat, önleyici kemo, ileostomy reversal falan uğraşırken hayatta benim için en kıymetli ikinci insan, babam pat diye kalp krizinden gidiverdi.

    ve ben bunlarla uğraşırken tanrıya ihtiyaç duymak falan bir yana, tüm din ve inanç meselesinin ne kadar kişinin korkaklığı ve zihinsel tembelliğinden kaynaklandığına daha çok ikna oldum. özellikle de hastalığım hakkında tıp ve biyoloji literatürünü okudukça.

    bir yaratıcı olmuş olsa, ölümden sonra bir hayat olsa ve babacığımı tekrar görme şansım olduğunu bilsem çok daha iyi hissederdim kendimi ancak sırf daha iyi hissetmek için kendimi kandıramayacak kadar saygı duyuyorum o olmadığını iddia ettiğin beynime güzel kardeşim. ne edicez bu durumu şimdi? bak sen bana beyinsiz, eşek herif falan demişsin ama ben sana hakaret etmeyeceğim. lakin jargon paralaman seni daha bilgili göstermiyor çünkü o yazdığın paragraf "tanrı istemezse yaprak düşmezmiş" sığlığından öteye gidemiyor, bilmiş ol.
  • uçak düşürenler gelmiş yine.

    acemi birliğinde ikişer saatlik koğuş nöbetlerimiz vardı. her katta, iki farklı koğuştan iki nöbetçi birlikte tutardı nöbeti. gece nöbetlerinde katta dolaşan komutan pek olmazdı. ben de memleket iş, güç muhabbetlerini sevmediğimden diğer nöbetçiyle pek konuşmaz kitap okurdum. tuhaf bir biçimde yan koğuştan denk gelen askerlerin hepsi dindar tiplerdi. sonradan öğrendim ki koğuşun yüzde yetmişi -nasıl denk geldiyse artık- aynı cemaattenmiş. neyse, nöbetlerden birinde, ilk dakikalardan itibaren yanımdaki nöbetçide bir kıpırdanma başladı. içi içine sığmıyor adamın muhakkak bir yerden konuyu açması gerekiyor. nihayet elimdeki kitabı gördü.

    -tolstoy mu okuyorsun kardeş?
    -evet.
    -ölmeden önce müslüman olduğu söyleniyor.
    -bilmem. olabilir.

    bende ufak bir mümin ışığı görmüş olacak ki bu dakikadan sonra türlü türlü veciz sözler ve alıntılarla yaklaşık bir buçuk saat boyunca bana kuran solo attı. daha önce de bu tarz durumlarla karşı karşıya kaldığım için hazırlıklıydım ve kendimi stand by moduna aldım. sonunda dayanamadı ve sordu:

    -ee mübarek her şeye kafa sallıyorsun. madem öyle sen de gel namaza cemaat yapalım. (gece nöbeti olduğu için eleman nöbetten sonra sabah namazını kılmaya gidecekti.)

    - yok ben ihtiyaç duymuyorum.

    -ıhıhsssıhs (alaycı gülümseme) namaza mı?

    -hayır. tanrıya ihtiyaç duymuyorum.

    en azından kalan son 15 dakikamı huzur içinde ve sessiz geçirdim. ne pilot kalem hikayesi dinlemek zorunda kaldım ne maymun eksenli evrim taşlaması ne de düşen uçak muhabbeti.

    size de tavsiyem; böyle tiplerle karşılaşınca evrimi açıklamaya, kuran'daki tutarsızlıkları anlatmaya ya da bireysel ahlak vs toplumsal ahlak tartışmasına girmeye kalkmayın. evrim mevrim, ahlak mahlak bunları siktir edin. "ben birey olarak tanrıya inanmaya ihtiyaç duymuyorum." deyin geçsin gitsin. öteki türlü alacağınız cevaplar aynı çünkü. bir diyalektik yok. zira dini öğretilerin tümü cevaba dayalı. sen soru soruyorsun adam da allah parantezine alıp cevap veriyor. ezberlemiş çıkmış. ezber dinlemek için yapılmaz konuşmak için yapılır. adamlar konuşmayı seviyor.
hesabın var mı? giriş yap