tarihçe

• bir olay veya varligin gunumuze dek geli$ini tarihsel bir sira ve mantiksal bir butunluk icinde anlatan yazi.
• bir yılmaz erdoğan şiiri.
  
  önce hain bir uykunun sevimsiz sabahı
  gibi sıradan mahmur,
  aynı sabahın
  ilk sıcak çayı gibi ferah
  bir karşılaşma...
  -merhaba!
  
  sonra güzel
  ve en sıcak gülüşmelerin ev sahibi
  bir yüz...
  -görüşürüz!
  
  derken
  sanki elin elimde
  kem gözlere kedere
  dünya güzeli sohbetler
  -ara beni!
  
  ardından
  derimizin altına sızan
  hani katiyen rakı içme mecburiyeti çağrıştıran
  bir korku ki
  -eyvah!
  
  ve şimdi
  kalbimi karanlıklarda hançerleyen
  aklımı başımdan eyleyen
  çok uzun yollarda
  hiç uykulu otobüs saatleri gibi
  acıtan
  kanatan
  yani korktuğumuz
  yani başımıza gelen
  büyüdükçe büyüleyen
  aşk...
  -seni seviyorum!
  
  şimdi sen
  kalbimin közünde kıvılcım kıvamında
  ağrıyan...
• tv 24'te cumartesi akşamları 10'u çeyrek geçe yayınlanan prgoram. ahmet kekeç ve mustafa armağan var, biri daha var onu tanıyamadım.
• an itibariyle ahmet kekeç ve mustafa armağan'in "cumhuriyetin kurulusunda kazim karabekir'in yeri ve onemi"ni tartistigi program. prof. nevin ateş'i de "adaminiz dedi" demek icin cagirmislar amma velakin hoca oltaya gelmiyor, ahmet kekeç'in konuyu sulandirma çabalarina ragmen, ateş "halamin hayalari olsa amcam olurdu" icerikli guzel bi tarih dersi veriyor.
• safari'de gezindiğiniz siteleri göstermeye yarayan zımbırtı.
• üzerinde değişiklik yapılan entry'lerin tarih kısmına girilmek suretiyle, entry'lerin önceki hallerini görmeye yarayan zımbırtı.
• oha, 1 yıldan uzun süredir varmış. bana mı yeni geldi, yoksa herkeste vardı da ben mi yeni görüyorum?
  
  ek: haydaa, şimdi de uçtu.
• tarih sözcüğünün dişil hali olup telaffuzu çok daha hoştur. tarihçenin araştırma konuları ise: kleopatra, marie antoinette, rahşan ecevit...
  
  (bkz: tanrı - tanrıça)
  (bkz: kral - kraliçe)