• bir akşam üzeri oktay rıfat ile melih cevdet nurullah ataç'la karşılaşırlar ve eğlenmek için ataç'a sataşıp onu bir hayli hırpalarlar.
    salah birsel bunu işitince, bir toplulukta 'oktay'la melih, ataç'ı eşek sudan gelinceye kadar dövmüşler' diye anlatır.
    dinleyenlerden birisi ataç'a sorar: 'gerçekten oktay rıfat'la melih cevdet seni dövdüler mi?'
    ataç 'doğru, oktay'la melih beni dövdüler ama o sırada salah'ın suya gittiğinden haberim yoktu'
  • sinoplu ünlü filozof diyogenes bir gün derede lahanalarını yıkarken yanından geçen hedonist filozof aristippos ona şöyle seslenmiş:

    -insanlar arasında yaşamayı bilseydin şimdi böyle lahana yıkamazdın.
    (o dönemde aristippos sarayda yaşıyordu. çünkü devrin hükümdarının yağcısı idi. diogenes ise dere kenarında bir fıçı içinde yaşamaya çalışıyordu.)

    diogenes bütün ağırlıyla rakibine dönerek tokat gibi bir cevap verir:

    -lahana ile yaşamasını bilseydin bir zalime dalkavukluk etmezdin.
  • osmanlı'dan bağımsızlığını 6 yıl önce kazanan bulgaristan'a, ataşemiliter olarak atanan mustafa kemal'in, bulgaristan'ın bağımsızlık günü olan 14 mayıs'ta düzenlenen kıyafet balosuna yeniçeri kostümüyle katılması ve balonun en iyi kostümü seçilmesi.
  • halk arasında anadolu fırtınası lakabıyla aranan devrinin önemli siyaset adamlarından osman bölükbaşı'nın litaretüre girmiş bazı ayarları bu kategoridedir.

    bir uçak seyahati sırasında kendisinin uçakta olduğunu öğrenen ismet inönü torununu bölükbaşı'na gönderir:
    çocuk: osman amca, ben ismet inönü'nün torunuyum. dedem aşağıya biraz para atıp üç-beş fakiri sevindirmeni istiyor.
    bölükbaşı: evladım, ben aşağıya biraz para atarsam üç-beş fakiri sevindiririm. ama aşağıya dedeni atarsak bütün memleket sevinir!

    yurtdışında, “atalarınızın viyana’da ne işi vardı?” sorusuna cevaben; “haçlı seferleri’ne iade-i ziyaret.”
  • makedonya kralı ikinci filip'in spartaya yolladığı "eğer şehrinizi işgal edersem bir daha toparlayamayacağınız şekilde helak ederim" mesajına karşılık spartalıların tek kelimeyle cevap vermesi: "eğer"

    bu cevabın üzerine filip'in de, oğlu büyük iskender'in de spartayı işgal etmeye götü yememiştir.
  • cumhuriyet'in ilanından sonra istanbul'da bir resepsiyon verilir. tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir. davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat, ingiliz ateşesi olan
    binbaşının bakışları mustafa kemal'in gözünden kaçmaz. bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir.
    ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir,
    yaver mustafa kemal'e şöyle der:
    - paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana mustafa kemal'in çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi.
    bunun üzerine mustafa kemal şöyle der:
    - git sor bakalım babasının çanakkale’de ne işi varmış?
  • en güzellerinden biri,ingiliz donanması'nın marmara boğazı'na doğru ilerlediğini gören gazi mustafa kemal tarafından söylenmiştir;

    'geldikleri gibi giderler !'.
  • dun gece, başlığı şukela modunda okudum biraz. başlıkta bir sürü şehir efsanesi paylaşılıp cok beğeni almış. bir kısmında ilgili yazarlar açıklama düşmüşler. fakat başlıkta en çok beğenilen ve en çok favlanan entriler arasında şöyle bir entri var ki evlere şenlik: (bkz: #9070272) abdülhamit döneminde ermenilerle ilgili olaylar var fakat tehcir yasası 1912'de değil 1915'te çıkıyor. dahası yasayı çıkaran abdülhamit değil onu deviren ittihat ve terakki. ama tabii ingilizler o yıllarda zaman makinesini icat ettikleri için ingiliz elçinin bu soruyu sorması abes değil. ve elbette abdülhamit de inanılmaz ileri görüşlülüğüyle gereken cevabı ne diyor bu değişik demeden vermiş. yalnız bu anektodu uyduranlar abdülhamit'i övmeye mi yermeye mi çalışmışlar anlamadım. adamı durup dururken alakası olmayan bir olayın faili haline getirmişler. benim sözüm bu entriyi keklik gibi favlayan 173 kişiye. yarın gelip işe başlıyorsunuz. ıs tanımınız gayet basit. ben ne yazarsam yazayım favlayacaksınız. okumanıza da gerek yok ki okumuyorsunuz anladığım kadarıyla. hürmetler.
hesabın var mı? giriş yap