• taskıslada okumak..

    lise arkadaşlarınızın nicklerinin yanında şarkı sözleri ve türlü artizlik yazarken fakülteden arkadaşlarınızın nicklerini "çok fena ödevi var dokunmayın", "çatı yapıyorum meşgulum ve yorgunum", "uyusam keşke", "bitmez bu fçk yaw! yine sabahçıyız!" gibi ünlemlerle süslemesidir

    kapıyı açık bırakırsanız derse kedi girmesidir

    autocade kafam girsin derken autocadin size girmesidir

    msninizde 40 kişi onlineken bunların kafadan 20sinin "busy" olmasıdır

    "esnek" ders saatleridir

    her daim en zor proje buymuş olm sık dişini motivasyonları ve daha az çalışmanızın yeteceği bir geleceğin hayaliyle yaşamaktır

    sabah 6da da akşam 12de de hede paftasını naptın diye aranabilmektir

    makine mühendisi amcanızın senin işin çizme boyama falan hamallık fazla kafa yormayı gerektirmiyor dediği an karmaşık duygular içine girmenizdir

    iktisatçı babanız bugun çok yağmur yağıyo hastasın da okula gitme ders notu alırsın dediğinde projeye gitmemenizin grup çalışmasında yol açabileceği sorunları anlatarak kıçınız dona dona okula gitmek için savaş vermektir

    sık sık saat 6 gibi 119 önünde yapılan kokteyllerde verilen kurabiyelerin süper olmasıdır

    cumartesi gününün haftalar boyunca okulda geçmesidir

    teknik gezide dekanla rakı sofrasında sarhoş olan proje hocasının akşamdan kalma halleridir

    bir tuvale sığmak zorunda kalan bir adamı anlamak için 70x70 boyutlarında bi küp yapıp içinde oturmaktır

    teknik gezide panaroma çekebilmek için en yüksek apartmanın en üst katındaki dairelerin kapısını çalıp tanrı misafiri olmaktır

    2 saatlik öğle yemeklerinde istiklale doğru bi salınıp tiramisu yemektir

    jüriye çıkacak paftanın üzerinde kedinizin çamurlu patileriyle yürümesidir

    ertesi güne kesinlikle çizim yetiştirmenizin gerektiği bir gece elektriklerin kesilmesi ve siz mum ışığında teknik çizim yaparken eşlik eden kedinizin kuyruğunu yakmasıdır

    derslere devamınızın notunuzu %10 etkilemesidir

    24 saat birilerinin illa ki online ve çalışıyor olmasıdır

    proje grubuyla hayyyvan gibi kaynaşmak, geri geldiğinde teknik gezide sarılıp uyumak, yeri geldiğinde aksayan işler yüzünden sinir krizi geçirmektir

    teleferiğe binmektir

    t cetvelinin otobüste önünüzde duranları isteminiz dışında dürtmesidir

    öğrenci işlerine gitmenin panoya bakmaktan başka bi getirisinin olmamasıdır

    kırtasiyeci gülşen abladan mimarlık dersleri almak ve kız muhabbeti yapmaktır

    kırtasiye fetişidir

    uzun iştir uzuuuuun
  • taşkızla dolu mekan.
  • 86 yazında mimarlık birinci sınıfların, avluda uzuneşek oynarken, son sınıftaki abiler tarafından "beyler , bu okulun bir ağırlığı vardır. burada uzuneşek oynayamazsınız" şeklinde terslenip dağıtıldığı. 89 yazında fakülte genelinde fikstürlü uzuneşek turnuvasına ev sahipliği yapmış talihsiz bina.
  • (bkz: 28 kasım 2010 haydarpaşa yangını)
    şimdi yerine otel yapmak isteyenlere tavsiyem, buraya da aynı oyunu oynamayın. zira burası öyle insanların gelip geçtiği bir gar değil. (ara: kan alırlar)
  • sultan ikinci abdülhamit döneminde işkencenin ve gericiliğin merkezi olan kışla idi. bünyesindeki birkaç sakalı göbeğine değen alaylı zabit tarafından 2 temmuz 1897 tarihinde 15 ila 40 yaş arasındaki hürriyetçi harbiyelilere verilen cezalar şöyledir:

    *13 idam
    *22 müebbet kürek
    *78 hapis

    bilin ki bu memlekette hürriyet kolay kazanılmadı. bağnazlığın sembolü olan bu bina yıllar sonra bir ilim irfan yuvasına tahsis edildi; zira gericilikle en iyi mücadele yolu bilimdir...

    kaynak: "ittihat ve terakki cemiyeti", kazım karabekir, s. 45
  • bu sene gönüllü öğrenciler tarafından harika bir şekilde düzenlenen, "öğrenci işi mezuniyet", "diy (do it yourself) mezuniyet" ile en güzel mezuniyet törenini görmüştür. her sene ortabahçe'de gerçekleşen mezuniyet töreni, bu sene restorasyon gerekçesiyle (bahanesiyle?) yönetim tarafından iptal edilmiş; bunun üzerine okulun girişinde öğrencilerin tamamen kendi imkanlarıyla hazırladığı tören gerçekleşmiştir, çok da güzel olmuştur. dekan sinan mert şener tabii ki de yüzünü göstermemiş, stadyumdaki mezuniyette taşkışlalı öğrenciler tarafından "sinan mert bu sabah neredeydin?" protestosuna karşılık olarak öpücük atmıştır.
  • şimdi akm'ye kıçınızı verin. sağınıza dönün ve yolu şöyle bi 400-500 metre yürüyün. işte orada.
  • tuvaletleri boğaz manzaralı, 5. senede bile neresinde olduğumu anlayamadığım (bkz: yer yön duygusu olmayan insanlar) simetrik planlı, 90 cm'lik taş duvarlarıyla kışın sıcacık olan, yazın efil efil esen, vaktiyle inşaat mühendisliğine de ev sahipliği yapmış (ki bundandır eski itü mezunu inşaat mühendislerin eşlerinin çoğunlukla mimar olması, ateşle barut hesabı) irfan yuvası. sanmıyorum ki kolay unutulsun..
  • sanıyorum yeni dekan geldikten sonra çalışanların davranışları da değişmeye başladı. okul girişindeki güvenlik, otopark görevlileri iyice öğrencileri (en azından beni) terslemeye başladılar. lan öğrenci kimliğiyle girerken "hayırdır?" tarzında "buyrun?" demek ne demek ya? derse ya da kütüphaneye girmek istiyorum izninle? bünyesinden insanlara böyle davranıyorlarsa dışardan gelenlere "defolun gidin lan giriş yasak" mı diyorlar anlamıyorum ki?

    zaten o mükemmel yeni turnikelerinizle fişlemeye de başladınız.

    iyice soğudum, yabancılaştım.
  • mimarisi, gepgeniş koridorlarında sergilenen öğrenci çalışmaları, merdivenleri, oralarda dolaşan öğrencileri ile ne zaman gitsem kieslowski filminde sahne olup çıkıyorum. bu tarz triplere girip sonra aniden kendimi aynada görünce fazla milenyum diye şaşırıyorum*.

    yurtdışında görünce özenilen üniversitelerin türkiye versiyonu bence burası. öğrencisi olsaydım yaptığı kafayla koridorlarına dolana dolana şans, kader, özgürlük vs konularını çözer atardım kesin.
hesabın var mı? giriş yap