• ilk ve son kez 7 yaşındayken gittiğim eğlence parkı.

    okul gezisi ile gitmiştim. koluma takılan bir bileklik sayesinde, ücret ödemeden her oyuncağa istediğim kadar binme imkanı bulmuştum. ferdi gidenlerde de bu imkan var mı bilemiyorum ama o zaman bu bana çok ayrıcalıklı ve hoş bir durum gibi gelmişti.

    en çok masal ağacını, sadece bir yerinde aksiyon olan ve orada da gizli fotoğraf çekilen su kayağını ve baya dolambaçlı ve uzun yolu olan treni beğenmiştim.

    tatilya yıkıldı ama ben hala unutamadım. çıkarken satın aldığım üstünde tatilaya'nın maskotu olan karakterin olduğu kupayı kullanmaya devam ediyorum. su kayağında habersiz çekilen fotoğrafı ise, hala evde bir yerlerde muhafaza ediyorum.
  • küçükken her yıl istanbul'a bilişim fuarına gitderken gördüğüm, ulaşamadığım yer. zalım beylikdüzü ovası'nda camekanlarının içinde olabileceklerle beni mest eden yer.

    onun yerine henüz 7-8 yaşında olduğum halde namıma kart bastırıp, babamın koca koca öğrencileriyle gezerek vakit geçirdim.

    kapanmasaydı bu yaşımda giderdim.
  • vakti zamanında okul gezisiyle gittiğimiz yerdi. batmış diyorlar, üzüldüm.

    bizim için rüya gibi bir gündü, alaboraya binmek okul yönetimince yasaklanmıştı, tabi gizlice binen bir iki arkadaşımız olmuştu ama ben binmedim.

    her zaman kurallara uymuşumdur.
  • güzeldi bir çocuk için çok güzeldi hem de. o dönem jurassic park yeni çıkmış. onun konseptinde oyunlar vesaire şekerlemeler. dinozor oyuncakları.

    su kaydırağı çok güzeldi aynı şekilde roller coster ve alabora da çok iyiydi. alaboraya binemedim hiç.

    korku tuneli gibi bir şey vardı adı curcunel miydi tam hatırlamıyorum. yürüyerek girilirdi. böyle durmadan dönen bi parkur vardı düşülebiliyordu. ardından kum torbası gibi bir takım şeyler olan bir oda vardı. kafa göz yamula yamula giriyordunuz. sonrasında böyle yumuşak bir yer vardı karanlık. girince ü ürüüü diye horoz ötüyordu. çıkınca labirent vardı. labirenti çözüp çıkarsanız en son alttan bişey üflüyordu. o sırada da fotoğraf çekiyordu. tabi etekler fora her kız birer marlyn monroe.

    konuşan ağaç tabi ki harikaydı. masal anlatıyordu ama masalı ipleyen yoktu. o ağaç nasıl ağzı yüzü insan gibi konuşuyor o ilginç geliyordu.

    tabi bilimum video oyunlarını vesaire saymayacağım.kayalıkların üzerinde zeytin ağacı bulunurdu. ve herkes mutluydu orada. gerçekten öyleydi. tam zamanında yaşadık oranın keyfini diyebilirim.
  • mustafa topaloğlu ve ilginç şarkısına katlanabilirseniz tatilya'da çekilmiş şu klibi izle nostalji yapabilirsiniz. gerçi değmez ama neyse:

    https://www.youtube.com/watch?v=jsa88bxhw9e
  • enteresan bir şekilde tekrar açılmadi ya da bir benzeri yapılmadı. oysa hala iyi iş yapardı...
  • ilk okuldayken okul götürmüştü , yolun 2 saatten fazla sürmesinden olsa gerek il dışında sandım fakat beylikdüzü'nün kadiköy'e uzak olduğunu sonradan anladım
  • 96 yılında şanslı bir çocuk olmamdan mütevellit gitmiş olduğum eğlence merkezi. hep küçük ve gelişmemiş ilçelerde büyümüş olduğumdan acayip olağanüstü bir yerdi benim için. o zamanlar ilkokul bebesi olduğumdan bölük bölük hatırlıyorum.
    yıl olmuş 2015, hatta bitmiş, hala bir muadili yok. buranın yerine de marmara park denilen garabeti dikmişler. istanbul nasıl daha ruhsuz, gri ve kalabalık olur? işte şehircilik anlayışları bu.
    hayırlısıyla bi gitseydim şu şehirden.
  • bir kere olsun gidemedim diye içimde ukte kaldı sonrasında vialand a bi iki kere giderek hevesimi köreltmek istedim ama bi işe yaramadı tabi. yanından geçerken hep farklı bi dünya gibi gelirdi bana. *
  • alabora denen sapkın oyuncağa 6 kere üst üste binip bu alanda rekor kırdığımı düşünmüşümdür hep. zaten en son öyle hareketli lunapark makinelerine tatilyada binmiştim. o zamandan beri lunaparkların falan yanından geçmemeye çalışıyorum.
hesabın var mı? giriş yap