• evvel zaman icinde bir aksama dogru programinda seynan levent'e "hadi size bir let it be calayim" deyip yesterday calmisligi bulunan saksofonist.
  • etiler starbucks'ta bir yaz vakti karsilastigim, siyah atleti, yirtik bol kot pantolonu, genis gunes gozlukleri, geriye taranıp jolelenmis saclari, boynundaki gumus zinciri ve kolundaki akrep dogmesiyle hamburg'tan 2 haftaligina istanbul'a gelmis bir turk sandigim fakat cevahir kahve dunyasinda bir kis vakti aksam saatlerinde kapali mekanda gozunde gunes gozlukleriyle gorunce bu dunya uzerinden gelmemis olduguna karar verdigim bu yazdiklarimi okusa ve karsima dikilip "kucukken sarkilarimi soylerken iyiydi" dese diyecek birseyimin olmadigi popcumuz.
  • ilkokul 1'de okuma bayramında tayfun'un efsanevi şarkısı "hadi yine iyisin"i söyleyip taklidini yapacaktım. bunu duyan annemin bir arkadaşı "aa ben tanıyorum onu dur çağırayım" demişti. adam kalktı dans stüdyosuna geldi benimle tanıştı, fotoğraf çektirdi çok da güzel bir not yazıp imzaladı.

    ben olsam 6 yaşında bir piç için rahatımı bozup gitmezdim. hala saklı durur bende fotoğraf ve yazdığı not. robert plant, sebastian bach gibi isimlerle tanıştım, sohbet ettim ama bende yeri bambaşkadır tayfun'un. harbi adam gibi adam kategorisindedir.

    bu da böyle bir serin hikaye işte..
  • tarkan'ın kıl oldum abi'yle çıkış yaptığı aynı dönemde hadi yine iyisin'le o döneme göre müthiş bir çıkış yapan bir adamdı bu..simsiyah kıyafetler içinde kameraya alttan bakarak, saçını okşaya okşaya ,kafasını ileri geri sallayarak söylerdi şarkısını..e böyle olunca ,90'lı yıllarda gençliğini yaşayan ya da ergenliğe geçişteki gençlerde büyük etkisi olmuştur..onun gibi saçını uzatan , ki burada ense kısmı çok önemliydi, üst kısmı kabartıp, yan kısmını kısa kestiren ve elleriyle sacının yan tarafını sıvazlayan, süzüle süzüle gezen gencler cıkmıştı piyasaya.
    ben o sıralar arkadaşı yeni türkü grubunda klarnetçi olarak tanımaktayken bir anda o efendi kıyafetlerden çıkmış, deliler gibi giyinmiş şekilde karşımda bulmuştum.. yeni türkü'ye saygım sebebiyle,ki o dönem bizim için telli telli de önemli bir şarkıydı , adama da bi miktar saygı duymaktaydım tabi..hatta kendisi tarkan'la yarıştırılmaktaydı o dönem. o mu daha iyidir bu mu diye ki sokaktaki vatandaş kadar biz ilkokul çocukları da bununla son derece ilgilenmekteydik.. "hangisi daha iyi sence?" diye soran arkadaşlarıma "tabiki de tayfun" diye sert bi çıkış yapmaktaydım.. "tarkan'dan bişey olmaz en fazla iki şarkılık adam" demekteyken, zaman, o saf ilkokul çocuğuna aslında hayata dair hiç bir bok bilmediğini öğretmekte geç kalmadı.. müzik sektörünün aslında ne kadar da farklı bir şey olduğunu gözlerimin önüne serdi..gün oldu tarkan büyüdü avrupaya açıldı,, tayfun da boynundan ciddi bir rahatsızlık cekmemek için kafasını sallamayı durdurdu öne geriye. duruş o duruş oldu zaten..meğersem adam enerjisini kendisi üretmekteymiş öyle kafayı sallaya sallaya.sonrasında da kayahan abimizin kızıyla evlendi ama o bile müzik dünyasına geri dönmesini sağlayacak kafa salınımını yineletemedi..şimdilerde nerde olduğunu adının altındaki entrylerden okuyoruz.. ama ben onu hep kinle hatırlıyorum o küçük yaşlarda beni yalancı çıkardığı, "sence tarkan mı iyi tayfun mu ?" diye soran ilkokul aşkıma rezil ettiği için.
  • yazlıktaki dondurmacıyla birlikte içinde bulunduğum ilk aşk üçgenimin kahramanı. sanırım o yıllarda bu konuda yalnız değildim.

    hoş tabii ki pas vermedi bana! ama "tayfun '93" kasetini, kapak kağıdı yıprandığı için ilkokul harçlığını biriktirip 3 kere alan şahsımın mali olarak kendisini az da olsa kalkındırdığını düşünüyorum.
  • aradan neredeyse 20 sene geçmiş reyizde hiçbir değişiklik yok, saçlar desen aynı, boyun kıtlatma desen aynı.

    o kafa arabalara konan zımbırtılar gibi hala dingildiyor arkadaş, hala dingildiyor. çocukluğuma döndüm resmen. çok duygulandım şu anda.
  • turkiye gibi biyerde saksafonla meshur olmus bi adamdir, bundan daha efsanevi bise varsa o da muslum gurses'tir
  • "hadi yine iyisin" isimli parcasi ve kafasini heleley hodeley diyerek ileri geri sallamasiyla unlenmi$ $arkici.
  • kaleci saçlı bir kişi idi.
  • 2 yaz once bodrum'da bir gece yemek icin turkbukunde fidele gidildi. saat 8 bucuk gibi iskele uzerindeki masaya yerlestigimizden bardan hos bir jazz muzigi kulaklari oksuyordu. ben tam "evet sakin bir yemek yiyecez oh kebap" derken bir anda arkadan, calan muzikle uzaktan yakindan alakasi olmayan bir ton ve tizlikte bir saksafon calmaya basladi! irkildim dogal olarak, baktim biri barin orda ayakta sarkinin ustune saksafon calmakta! biraz zaman tanidim belki sarkiya muzigin yukseligine uyar, background voice dedigimiz sekle girer, muzikle bir olur ama nafile, adam 30 dk boyunca cayir cayir ufledi. bir noktadan sonra dayanamadim garsonu cagirdim, sakayla karisik "ya bu arkadasa soylesek de biraz calmasa, ya da ustune para verelim calmasin" dedim. cevap kanimi dondurdu:

    "abi o tayfun, biz ona bisey diyemiyoruz"

    adam biz birakali idea olmus, konsept olmus, meta olmus haberimiz yok. orda burda gezip sakso caliyo galiba, hadi bakalim...
hesabın var mı? giriş yap