• normalde kimseyi ilgilendirmez derim, hala diyorum lakin bunu giyenlerin kafasında kafada bir dönemin "mağduriyet" sembolü türban ve onun taşıdığını iddia ettikleri değerler, islam, ahlak vs. ile asla örtüşmeyen bir durum var.

    bu da bir nevi siyasal islamın bir tezahürü. yani mevzu türban, kapanma, okulda, askeriyede, kamuda giymek, dini yaşama meselesi değilmiş işte? bütün olay mikro ve makro manada rövanş ve onun devamı o kadar.

    şu an gelinen durum tam da türbanın bir dini gereklilikten çok bir ayrımcılık, sizden bizden anlama aparatı meselesi olduğu iddiasının kanıtı niteliğinde... türban takıp kısa kollu veya body, dar pantalon, tayt, kapri giyen kesim hem ait olduğu kesimin nişanını,bende sizdenim işaretini taşırken hem de yaşıtlarının, çevresindeki zamanın, modanında gerisinde kalmak istemiyor. burda kendi içinde bir tutarsızlık, kapana kısılmışlık, belki zorunluluk, mecburiyet vs. vs var ama buna sempati falan duyacak bir durum kişisel olarak bende yok, sizde varsa bilemem.

    netice olarak evet kimseyi ilgilendirmez ama gelinen bu durum esasında tam da tantana koparılan dava denilen şeyin nasıl bir şey olduğunu göstermesi açısından ibretlik. davanın bu mevzuda geldiği nokta bu, çünkü zaten olayı bu. amaç din, kitap, allah, peygamber değil onlarla elde edilecek kişisel, maddi şeyler, ufak kazanımlar, anlık çıkarlar.

    benim için sorun yok, isteyen istediği gibi giyinir. kimse de karışamaz ve karışmamalı. birinin türban altı tayt giymesi ile benim dini duygularım incinmiyor, benim için sadece yapılan ikiyüzlülüğün somut kanıtı o kadar. birilerine dert olacaksa "samimi müslümanlara", bunun için geçmişte uğraşıp bir şekilde bedel ödemiş olanlara olabilir. o da zaten umrumda değil.
  • (bkz: escort rabia)
  • elif şafak’ın üzerinde çalıştığı ve 2018 gibi çıkaracağı yeni romanının adıdır. farklı kesimlerden gelen ve hayatı sorgulayan iki genç kızın arkadaşlıklarını, hayatı sorgulamalarını, bunalımlarını, çelişkilerini ve kendilerini kabullenme mücadelelerini anlatacakmış.
  • mağdur bacılarımızın çoklukla tercih ettiği kombinasyon. özgürlük elbet var, istiyorsa kendini mumyalasın bana ne! ama dinim emrediyor ben böyle üstüme de dar body giyerim, tas koyup yumurta kafa yaptığım başıma türban takarım, gözümde takma kirpiklerim, porselen makyajım ve tüm hatlarımı belli eden kıyafetimle ben, kapalı, vecibelerini yerine getiren muhafazakar bir müminim, deme! işte o zaman benim beyinden bızzt bızzt sesler geliyor. öyle bir makyajlar, kıyafetler, kadın olarak valla ben bile başı açık olsa bu kız çok seksi olur diye düşünüyorum( ki o hali ile bile seksi )erkekler de haklı bu noktada. ne öyle makyaj yapıyorum, ne de o kadar dar kıyafetler giyiyorum, ama marjinal ve münafık ben oluyorum, bir yürüyünüz gidiniz...
  • başını örten kadınlarda, özellikle gençlerde yaygın olan durum.

    sorsan, onlar da tayt uygun değildir, giyilmemelidir derler.

    direk tayt adı altında satılan ürünü alıp giymezler ama giydikleri pantolonların tayttan hiç bir farkı da yoktur.

    onlar dilediğini giymekte özgür, ben de onun tayttan bir farkı olmadığını düşünmekte özgürüm.
  • lezbiyen türbanlı var. türbanlı escort var. mahallenin gençleriyle takılan evli barklı türbanlı var. cumaya giden evli barklı, çoluk çocuk sahibi gizli ge amcalar var. cemaat evlerinde rammstein'in "mann gegen mann" klibi tadında takılanlar da var. o korunaklı orta sınıf hayat ve ahlakının dışına kafanızı kaldırıp bakarsanız var oğlu var. neler gördüm neler. burada yazılıp anlatılanlar, haberlerde falan gördüklerimiz buzdağının gösterilen kısmı sadece. bırakın bu işleri arkadaşlar.

    konu iki yüzlülük, dava konusu değildir. konu doğanın kuvvetlerine karşı kurduğumuz örgütlenmelerin ve etik anlayışımızın yersiz kesinlikleri yetersizliğidir. pasolini, burroughs, sade, fassbinder, seidl, foucault, waters, genet alelade sapıklar mı sanıyorsunuz?

    ben de biliyorum bu başlıkta geçen stereotipin rezilliğini, çirkefliğini, iki yüzlülüğünü, motivasyonunu, yaşam tarzını. senelerdir dışarılarda, sokaklardayım. yattığım, kalktım, yediğim içtiğim yerin sayısını bilmiyorum. gördük her türlü şeyi. zamanında cami'de ardını dövdüren imam gösterildi televizyonda a dostlar.

    bu ülkede cinsel devrimi o cici bici orta sınıf değil o tiksindiğiniz, tiksindiğimiz altkültür unsurları yaptı haberimiz yok. eşyanın doğası gereği ket vurduğumuz, karşısında örgütlendiğimiz ve çirkinlik olduğuna emin olduğumuz her sağlıksızlık farklı biçimlerde kuvvetlenerek, çağlayarak geri dönecektir. her bastırılmış düşünce, hakikat şu çizgiromanlardaki mutantlar gibi kuvvetlerle, hilkat garabesi şeklinde bazen, hakim kültürü, algıyı, ahlakı yıkacaktır. (ha kurulan yeni gerçeklik de nihai değildir o ayrı)

    yapılması gereken yani çoğunluğun takınması gereken tavır afacan bir çocuğun sırf sizin sinirinizi bozmak için suratınıza üflediği flüte karşı bilgece bir olgunlukla gülümseyip, kafanı çevirmektir. etki görmediğinde kendisi de sıkılır çıkardığı sesin çirkinliğinden. belki yirmi sene sonra müzisyen olur, bilemezsin.

    konu aslında girift sayısız insan halinin ve geçmiş şarjların konusudur. özetlemek gerektiğinde içimizde oluşan direnç ve nietzsche'nin dediği gibi -her yargılayıcının gözünden bakan cellat-ın kökenlerini kavramaya odaklanırsak ne yobaz çöl sapığı, ne de evrenin kurallarını bildiğinden emin allame arasında bir yerde anlayış, diyalog ve hakikati kurabileceğimiz kanısındayım.
  • kavram kargaşası nedir?
  • eğer taktığın türban yüzünden pozitif veya negatif ayrımcılığa maruz kalıyorsan, türbanı emrettiğini düşündüğün dinine göre o türbanı çıkaracaksın. ekmeğinden olmayacaksın.

    not: islamda bügün bilinen şekliyle türbanın olmadığını düşünenlerdenim.
  • kim ne derse desin seksidir. giyen hanım kızlarımızı cesaretlendiriniz..
hesabın var mı? giriş yap