koparilan yaygara ile toplumsal lince donusen, i$in bilimiyle ilgilenmekten ziyade suclu arayip cocuklar gibi "suc atma" oyununun son karesi. zira, bugunkü yazisinda
radikalde
adnan ekinci, gorevden birileri alindigi icin rahatlamis gorunen kamu vicdanini rahatsiz edecek, ona biraz olsun sogukkanlilik yolu gosterecek bir yazi yazmis. bence dikkatlerden kacmamali ve okunmali diye dusunuyorum. ve siz olsaydiniz hangi rapora inanirdiniz sorusunu kendinize de sorun.. işte yazi aşağida:
(
radikal gazetesi, 24 eylül cuma, 2004, adnan ekinci'nin yazisidir)
tcdd müdürüne yargısız infaz
tcdd müdürü süleyman karaman görevden alındı, ama pamukova'da meydana gelen kazayla ilgili birçok soru işareti varlığını sürdürüyor.
böyle bir toplumuz biz, kazanın nedenlerini sükûnetle araştırmak yerine,
'kana-kan' naraları atarak ortalığı velveleye vermeye bayılırız.
hukuk bilgi düzeyimiz de bu kadar, itü tarafından tcdd'yi yüzde 4 kusurlu bulan ön rapor, vicdanlardaki infaz için yeterli sayıldı.
bunu yaparken, ceza kovuşturmasının temel bir ilkesini ayaklar altında çiğnemekten kimse çekinmedi. dava öncesi yapılan hazırlık soruşturma çerçevesindeki işlemlerin iddianamenin duruşmada okunana kadar açıklanması yasağına uyulmadı. rapor medyada açıkça yer aldı, internet sitelerinde dolaştı.
itü raporu!
böylece, tcdd müdürü karaman yargısız bir infaz kurbanı olarak, kamuoyu vicdanında mahkûm edildi.
oysa, itü'nün vermiş olduğu rapor, mahkeme tarafından onaylanmış bir kanaat değildi. sadece, kazanın faillerini araştırmakta olan pamukova cumhuriyet savcılığı'na görüş bildirmekten ibaretti.
dava açıldığında, sanıkların rapora itiraz ederek yeni bir bilirkişi raporu istemeleri ve mahkemenin bu isteğe uymasının mümkün olabileceğini kimse umursamadı.
gizli olması gereken hazırlık soruşturması ortalığa döküldüğü halde, biz yine de yasağa uyup, itü'nün raporu hakkında yorum yapmayalım.
lakin, yakın geçmişte adalet bakanı'nın 'türkiye'de bilirkişi kirlenmesi var' sözünden yola çıkarak, söz konusu raporun içeriğine ilişkin değil, yöntemi konusunda kısa bir analiz yapalım.
itü'nün vermiş olduğu rapor, 'pamukova'daki tren kazası sırasında lokomotifin hızı her ne kadar 132 km. olsa da, demiryolunun altyapısı yetersiz olduğu için tren viraja 80 km. hızla girse bile yine devrilebilirdi' şeklinde özetlenebilecek nitelikteydi.
ilk bakışta, her şeyi açıkça ortaya koyan bir analiz gibi görülüyor.
kazanın nedeni hız
ancak, tcdd genel müdürü'nün raporla ilgili olarak, bir röportajında dile getirdiği kuşkulara kulak asan çıkmadı.
müdür, demiryolları ile ilgili anabilim dalı ve laboratuvarı olmayan bir üniversitenin yapmış olduğu kusur belirlemesinden kuşku duyulması gerektiğini söylüyordu.
bu nedenle, itü'nün raporunu demiryolu kürsüsü ve özel laboratuvarı olan hollanda'nın deftl üniversitesi'ne inceletmiş.
aldıkları cevapta, kazayla ilgili bulguların bilgisayar destekli simülasyondan geçirmeden yapılmış bir değerlendirmenin yanıltıcı
olacağı belirtilmiş.
deftl üniversitesi, itü raporundaki bilgi ve bulgu değerlerini simülasyondan geçirdiğinde, pamukova'daki demiryolu altyapısında hiçbir eksiklik olmadığı, kazanın kesinlikle 132 km. olan hızdan kaynaklandığı sonucu ortaya çıkmış.
bunun gibi, kazanın aşırı hız nedeniyle meydana geldiğine ilişkin başka yabancı üniversite ve kuruluşlarının da raporu var.
ve tcdd müdürü görevden alındı.
ancak yine de, genel müdür karaman'ın yukarıda sözünü ettiğim röportajında, toplumsal bir lince uğramanın verdiği eziklikle muhabire sorduğu soruyu, aynı zamanda bize de sormuş olsun:
"siz olsaydınız hangi rapora inanırdınız?"
(
radikal gazetesi, 24 eylül cuma, 2004, adnan ekinci'nin yazisidir)