• eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
    durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
    sular mı yandı? neden tunca benziyor mermer?

    elbette sular yanmadı ahmet*, neden bildiğini saklıyorsun?
  • feridun düzağaç da çok meraklıdır bu sanata;

    aşk bu mu, aşk acı mı?
    acıtır mı, incitir mi?
    aşk bunu bana yapmaya mecbur muuu?

    bugün orada da cumartesi mi?

    sen doğum günü hediyem misin?
  • bir anlam inceliği yaratmak ya da bir nükte yapmak amacıyla bilinen bir şeyi bilmezlikten gelme sanatıdır. tecahül-i arifin özünü oluşturan bu nükte, dört amaç için yapılmış olabilir. neşelendirme (tenşid), uyarıda bulunma (tevbih), hayret ve şaşkınlık bildirmek (tehayyür), kendinden geçişi belirtmek (tedellüh).
    bilinen şey bilinmiyormuş gibi anlatılırken genellikle bir inceliğe dayandırılır. bu yapılırken mübalağa ve istifham sanatlarından da yararlanılır. örneğin:

    âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
    ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su
    fuzûlî
    "bilmiyorum dönen kubbe mi su rengindedir
    yoksa gözyaşlarım mı gökyüzünü kaplamıştır"

    fuzûlî, kubbenin, yani gökyüzünün mavi renkte olduğunu bilmiyormuş gibi davranıyor. gözyaşlarının gökyüzünü kaplayacak kadar çok olduğunu (mübalağa) belirtebilmek için tecahül-i arif sanatına başvuruyor.

    ayrıntılı bilgi için:
    ( bkz: http://www.edebiyatturk.net/ )
  • ornek olarak:
    sakaklarima karmi yagdi,ne var?
    benimmi allahim bu cizgili yuz?
    sair yaslandiginin farkinda ama salarinin beyazladigi icin saclarina kar yagmis gibi soylemekte.
  • cahül-cahil
    arifte-bilgili demek
    bu da sanatin kullanimini acikliyo bilgili olup,cahil davranma..
  • bilip de bilmemezlikten gelme sanatinin penalti olmadigini bilip de penalti diye kendini yere atmasiyla benzeşmesi ve içerisinde ismini barındırması ile bana gs li arif erdem i çağrıştıran edebiyat şeysi.
  • zekice (ârifane bir biçimde) yapılmış, bilip de bilmezlikten gelme (cehl/cehalet) eylemi. kaidesine uygun olarak söylersek; cehl kökünden türetilen "tefâül" veznindeki fiilin, fâil bâbında 'arefe kökünden türetilen ism-i fâil ile oluşturduğu farsça sıfat tamlamasıdır. söz sanatları bakımından şiir incelemelerinde sıkça bahsi geçer...

    örnek: "neden saçların beyazlanmış arkadaş" (adnan zen-ses, 16. yy divan şairi)
  • edebiyat sınavından sonra "lan tecahül-i arif miydi ahmet miydi?" diye bağıran gerçeği öğrendiğinde göz yaşlarına boğulan bir lise sınıf arkadaşım olmuştu.
  • baharın gelmesiyle kendini hatırlatan edebi sanattır.
    edebi sanatların en tatlısı, en hınzırı, en yaramazıdır.
    "bahar geldiğinde mi ben böyle olurum?
    yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar?"
    **
hesabın var mı? giriş yap