• iki yolu vardır.
    ilki erkekleri sınırlandırma.
    belli bir saatten sonra gece erkeklerin sokağa çıkması engellenmeli. mahallelerde, sokaklarda ortamlar kadınlara ait olmalı, bakkal, market, kasap, kahvehane, aklınıza gelebilecek her yer. bu şekilde kadın üstünlüğü kurulursa, bu üstünlük insanların zihniyetinde de kurulacaktır ve bir kaç nesil sonra taciz - tecavüz yok denecek kadar azalacaktır.

    ikinci yol yine ilkine paralel olarak, insanların açılıp saçılmasıdır.
    burda da iki söylem var taciz için. kapalı olunca içindekini merak ediyorlar daha çok cezbedici bulunuyor. diğeri de dekolte, çıplaklık tacize sebep oluyor. tüm insanlar açılıp saçılırsa (bundan kasıt cıbıl cıbıl dolaşmak değil tabi ki), yine belli bir zaman sonra insanların zihinlerinde öyle bir aşinalık olur ki artık çıplaklık cezbedici olmamaya başlar. hani çok gelişmiş toplumlarda açık kadınlar çok rahat, erkek tacizi yok deniliyor ya aynı o hesap. bu tüm topluma yayılırsa başarılı bir sonuç elde edilir.
    burada zihniyetin değişmesi kadın-erkek ilişkilerine bakışı da büyük oranda değiştirecektir.

    şu anda öyle bir durumdayız ki millet açık-kapalı, sıradan-farklı demeden öcü görmüş gibi bakıyor birbirine. çok rahatsız edici bakışlar bunlar. özgürlüğün yolu kesinlikle anaerkil bir toplumdan geçiyor. anaerkil topluma ulaşmak çok zor olsa da, imkansız değil.

    edit:
    (bkz: başlığın yazarın başına kalması)
  • kolluk, hukuki düzenleme, eğitim ve sosyal sorumluluk gibi bir çok basamakta ayrı ayrı derinden çalışarak gerçekleştirilebilecek çözümdür.

    ben sosyal sorumluluk açısından bir proje getirmek istiyorum projenin adı "eduvan".

    bir kapalı panelvan araca 3-4 ya da eğitim yerine göre 6-7 gönüllü eğitimci biner. araç metropolün tenha ve taciz olaylarının sık yaşandığı bir sokağına çekilir, arkasında sakince beklenir. aday öğrenciler olay yerinde takılmaya başlayınca gönülü hatun eğitimcimiz/eğitimcilerimiz sokaktan geçer. taciz olayı yaşanınca eğitimciler araçtan inip öğrencileri "nazikçe" eğitim aracına davet eder. toplu olarak şehir dışındaki açık hava eğitim alanına gidilir. burada kişilere tacizin zararları ile ilgili uygun eğitim verilir.

    süreç boyunca araca ve gönüllü hatun eğitimcinin üzerine yerleştirilen kameralardan eğitim videosu hazırlanmak üzere çekim yapılır. daha sonra çekilen videolar sosyal medyada paylaşılır.
  • cinsellik ihtiyacının giderilmesi susuzluk ihtiyacının giderilmesi kadar sıradanlaşmadığı sürece yoktur.
  • tacizi ve tecavüzü azaltmak için öncelikle çocuklar küçük yaştan itibaren bilgilendirilmeli. küçük yaştaki çocuklara bedenlerinin özel olduğu, tanıdık veya yabancı hiçkimsenin çocuğun alışkın olmadığı şekilde dokunmaya hakkı olmadığı, ve öyle bir durum olursa ailesine mutlaka söylemesi gerektiği anlatılmalı.

    ergenliğe girecek çocuklara cinsellik eğitimi verilmeli. tacizin suç olduğu ve karşı tarafta ciddi psikolojik tahribat yarattığı anlatılmalı.

    onun haricinde tecavüz suçlularuna ağır cezalar verilmeli. ayrıca abd'de bazı eyaletlerde ağır da olsa toplumu korumak için şöyle bir uygulama var: tecavüzden hüküm giymiş insanların adresleri ve kimlikleri oturdukları belediye tarafından ifşa ediliyor. internetten oturduğunuz bölgedeki tecavüz suçlularını görebiliyorsunuz. tacizlerin tekrarlamasını engellemek için böyle bir yöntem kullanılabilir. bizde olsa adamları hiç bir yerde barındırmazlar gerçi, tecavüzü azaltırken cinayeti arttırmış oluruz bu uygulamayla.

    ha bir de tabuların yıkılması var daha önce bahsedildiği gibi ama onun gerçekleşmesi daha dört beş kuşak sürer.
  • ülkemizde biraz zor gerçekleşecek olan çözümdür.

    annelerin ve babaların çocuklarını yetiştirirken din korkusu ya da allah korkusundan önce bunun yerine öncelikle empati yapmayı, insanları sevmeyi, bir kızın bir erkeğe ya da bir erkeğin bir kıza arkadaşça da sarılabileceğini, hayvanları sevmeyi, doğayı sevmeyi öğretmesiyle %90 oranında çözülebilir.
  • anneme otobüste taciz edildiğimi anlattıktan sonra 'bu ülkede kız olarak yaşıyorsan taciz başına gelecektir, sessiz kalmamayı öğren, bağır çağır rezil et' dediğinden beri var olduğuna inanmadığım çözümdür.
    çünkü biz artık tacizi veya tecavüzü nasıl ortadan kaldıracağımızı değil de buna nasıl tepki vereceğimizi konuşuyoruz.
    çok karşılaştım, otobüste kadın ne yapıyorsunuz beyefendi der, çekin elinizi der, uzaklaşın der.
    bu sefer bahsi geçen beyefendi(!) ne yaptık be bilmem ne diye triplere girer, olay yine kadıncağızın başına kalır.
    bu siktiriboktan ülkede yaşıyorum e taciz edilicem bari taciz edildikten sonra ses çıkarayım diye düşünmemek lazım. ki bir çoğu ses de çıkaramıyor.
    insan sinir krizine giriyor arkadaşlar, kaskatı kesiliyor, elleri titriyor. o an içinden lanet okuyor, ben mi yanlış anlıyorum diyor, sağa kayıyor sola kayıyor, uzaklaşıyor, yumruklarını sıkıyor. babasını düşünüyor. evet babasını düşünüyor, babam yanımda olsaydı diyor. neden ağzımı açamıyorum neden herkesin içinde göt herifin ağzına sıçamıyorum da sessiz sessiz oradan uzaklaşmaya çalışıyorum diyor. kendi acizliğine tanık oluyor bir yerde. dünya üzerinde yaşayan bütün erkeklerden bi anda nefret ediyor. tecavüz edilen kadınları düşünüp arkasından açık giyindi, kendi kaşındı, en azından hamile kalmadı, tecavüz de olsa doğurmalı diye atıp tutan pezevenkleri düşünüyor. o an sadece erkeklerden değil, dünyadan, insanlardan, hayattan, her halttan nefret ediyor kısaca.
    sonuç olarak sorunun kaynağı erkek olduğuna göre, çözümü de erkeklerde aramakta fayda var. burada da yok kadın şöyle durursa tacize uğrar, şöyle giyinirse de tecavüze uğrar diyen varsa umarım en yakın zamanda aynı olaya maruz kalır.
    zira biliyorsunuz kadınlara olduğu kadar erkeklere taciz/tecavüz de gitgide yaygınlaşmakta.
  • erkeğe şiddetle mümkündür. asacaksın, keseceksin, koparacaksın, sündüreceksin... bakalım cesaret edilebiliyor mu hala.
  • çözümünden önce sebeplerine değineyim. şimdi açık olarak ilk sebep(kadına taciz ve tecavüzden bahsetmekteyim) bu ülkede kadına saygı duyulmadığı gibi, bir de bütün hataların, yanlışların sorumluluğunun kadına yıkılmasıdır. yani dekolte giyersen memene bakarım mantığı. bakamazsın arkadaş bakamazsın. ya da işte şöyle yürü, dondurma yalama, sakız çiğneme, bacakların kapalı otur vs. hayır şerefsiz herif, ben bakmayayım demiyorsun da bende bakılacak şeyleri mi engellemeye çalışıyorsun utanmadan! neyse sinirlenmeden devam etmeye çalışayım.
    ikincisi çocukluğumuzdan itibaren kafamızda kadın ve erkek figürlerinin arasına uçurumlar konması. yani kızlar ayrı erkekler ayrı sıra olmak, okulda farklı oyunlar oynamak zorunda kalmak, pembe giymek mavi giymek. bu gibi sanki ikisi de aynı tür değil de böyle biri balık biri ejderha gibi alakasız ayrımlar oluşturmak. çünkü bu ayrımlar, kadınlarla erkekleri hem uzaklaştırıyor, hem de "sadece arkadaş" olmalarını imkansız kılıyor. tabi bir de kadını toplumda ikinci sınıf, mızmız, cinsellik objesi, alışveriş delisi anlamsız bir karakter haline getiriyor, o da ayrı bir üzücü etki.
    son olarak, bence bir çocuğa küçükken neyi yasaklarsan, neden bahsetmez ve bir gizem haline getirirsen
    o konuda o çocuk büyüyünce çok fena patlıyor. yani alkol korkunç bişey sakın içme diye büyütürsen o insan ilk kendi kararlarını verebildiği bir ortama girdiğinde komalara giriyor, rezil ediyor kendini, halbuki çocukken ölçülü içmenin kurallarını öğretsen bu hallere gelmez. cinsellik de böyle bence. çocukluğundan itibaren öpüşme sahnelerinde kanal değiştirirsen, kardeşini annesini kapatmaya örtmeye çalışıp "namuslarını korursan(!)" bu çocuk büyüyünce kadın görünce pipisi kalkıyor. halbuki cinselliğin sevgi ve karşılıklı istekle mümkün olduğunu, ayrıca erkeğin de kadının da bunda eşit payı olması gerektiğini, kadının "veren" erkeğin "alan" olmadığını küçük yaşta çocuğuna öğretsen bu pislikler de ortadan kalkacak..
    bu dediklerim ancak çocuklarımızı yetiştirirken bu hatalara düşmemekle mümkün. daha tabi milyarlarca alt başlık var, bunlar en bariz görünenler. "geleneksel" kavramına kanmamak gerek. geleneğimiz yoldan geçen kadına bakmak, otobüslerde pipimizi önümüzdekine sürtmek, gidip tanımadığımız etmediğimiz insanlarla zorla cinsel ilişkiye girmekse ben de bu geleneği "sikerim(!)"
  • (bkz: çokeşlilik)
hesabın var mı? giriş yap