• (bkz: hadım)

    hiç tartışmasız. net. kesin çözüm. ve bu iblisler için idamdan çok daha caydırıcı.
  • ıdam da dahil herhangi bir cezai yaptırım değildir. cezanın suçu engellemediği artık kabak gibi ortada bu çağda bunu tartışmaya gerek bile yok, ceza ancak toplum vicdanı için gerekli. çözüm eğitimli modern bir toplum olmakta, bu da siyasal iktidar ile dogrudan ilintilidir.

    yani tesisatın komple değişmesi lazim. o da bu iktidar ile zor.
  • ülkemizde biraz zor gerçekleşecek olan çözümdür.

    annelerin ve babaların çocuklarını yetiştirirken din korkusu ya da allah korkusundan önce bunun yerine öncelikle empati yapmayı, insanları sevmeyi, bir kızın bir erkeğe ya da bir erkeğin bir kıza arkadaşça da sarılabileceğini, hayvanları sevmeyi, doğayı sevmeyi öğretmesiyle %90 oranında çözülebilir.
  • tacizin cezası 30 yıl, tecavüzün cezası ölüm olursa ortada bir sik kalmaz. hele ki cinayette varsa illegal işkence sonrası ölüm bence makuldür. insan haklarını tartışacak kıvamda değiliz kanımca. seleksiyon lazım artık. hatta suçlunun genlerinin gittiği yere kadar araştırıp kontrol etmek bile gereklidir.

    ölüm ağır geldiyse, ağırlaştırılmış tek kişilik, tek ışıklık 120 yıl olsun. kuştan hatta böcekten mahrum bırakılsın. gördüğü tek canlı polis" olsun

    insan olan, böyle bir cezanın varlığını öğrenince olayın ciddiyetini anlar kanımca. anlayamıyorsa da amazon'a bırakalım kaplana kediye yem olur. canlıların karnı doyar.

    edit: biraz geriye gittim de aslında şu demir maskeyle sokağa bırakmakta güzel olabilir.
  • dunyaya turkiye’de bir erkek cocugu olarak dunyaya geldim.

    ailemin ne kadar turk oldugunu bilmiyorum. sanirim, etnik olarak turk degiliz. etnik olarak turk olarak kalabilmis kac kisi vardir turkiye’de onu da bilmiyorum...

    aile olarak turklerin oykusunu sevdigimiz icin turk oldugumuzu dusunuyorum. yoksa, koklerimin bir yarisi yunanistan’da diger yarisi kafkasya‘da. belki de damarlarimda gercek turk kanindan cok gercek romali kani akiyordur.

    ne farkeder ki? biz turklerin oykusunu seviyoruz. orta asya’yi at sirtinda gecenlerin oykusunu seviyoruz...

    baskalarinin oykusu kotudur diye degil. bu oykuyu daha cok begendigimiz icin.

    kurtlerin, ermenilerin, araplarin, farslarin, yunanlarin cok guzel oykuleri var. ama diyorum ya, biz bastan turklerin oykusunu begendik. belki, dunyayi dolasip diger oykuleri dinleme sansi bulmus olsaydik turklerin degil de, afrika’dan yorubalatlarin oykusunu sececektik. oyle bir sey olmadigi icin bilemiyorum. belki baska bir oyku secerdik; belki yine de turk olmak isterdik... zaten secen ben degilim. dukkanda o donem o varmis, dedeme de guzel yakismis. turk olmusuz... benim yaptigim, dedemin, babamin mirasina sahip cikmak.

    oykuyu ben secmedigim halde seviyorum. bence en guzel oyku turklerin oykusu. niye biliyor musunuz? bir yarismada en guzel oyku secildigi icin degil, bizim oykumuz oldugu icin. yoksa, bunu baska kimsenin oykusune laf etmek icin yazmiyorum. turklerin oykusu sadece ve sadece bizim oykumuz oldugu icin guzel; turkler diger irklardan ustun oldugu icin degil. yoksa, ben bir irkin digerinden ustun olabilecegine inananlardan degilim. hepinizin oykuleri biribirinden guzeldir. benim babam niye buyuk adamdir biliyor musunuz? benim babam oldugu icin; yoksa belki de aranizdan bazilarinin canini yakmis, hakkini yemis bir adam da olabilir benim babam. ben o adami benim babam oldugu icin seviyorum.

    pek sosyalist, pek liberal, pek entellektuel, pek akademik bir arkadasimla konusurken aynen bu cumleyi soyledim. „kurtlerin oykusu de guzeldir; ama ben turklerin oykusunu daha cok seviyorum. kurtleri de inanmak istedikleri oykuleri disinda kendimden ayri gormuyorum“ dedim. bu cumle beni fasist yapti, biliyor muydunuz? kurtleri dusman kabul edip, dusmanimla barismadigim icin fasist oldum. ıki seceneginiz vardir. ya dusmanlarinizla savasacaksiniz, ya da dusmanlarinizla barisacaksiniz. hangisini yaptiginiz, sizin sagci mi, solcu mu oldugunuza karar verir. ama sagci olmanin da, solcu olmanin da ilk sarti, kurtleri dusman olarak gormektir. eee, ama ben sag sol degil de, baska seyleri paylasmak istiyordum kurtlerle. aslinda benim kurtlerle birlikte yapmak istedigim tek sey, sarki soyleyip halay cekmek. ama artik zor olur, fasist damgasini da yedik bir kere.

    o gunden beri fasist turklerin oykulerine daha cok ilgi duyuyorum. bir insan nasil fasist olur, biliyor musunuz? bir insan fasist olmadan once, komunist arkadaslar edinir. fasizme giden yol komunizmden gecer. ınanmiyorsaniz, bana bakin. ben kendimi baska bir sosyalistin gelip bana ne kadar fasist oldugumu kanitladigi gune kadar sosyalizme sevdali saniyordum. o gunden beri de, ona fasist olmadigimi kanitlamak yerine iyi bir fasist olmaya calisiyorum.

    bir insan nasil seriatci olur biliyor musunuz? once, icinde bulundugu camiadan basortusunun kafayi degil, akli orttugunu ogrenir. basortusunun kadinlari aptallastirdigini, salaklastirdigini ogrenir. basi ortulu kadinlari adamdan saymamayi ogrenir. basi ortulu kadinin kocasini suclamayi ogrenir. sunu ogrenir bunu ogrenir... en sonunda da ogrenir ki, hepsi yalanmis. basi ortulu kadinlarin da, basi ortulu olmayan kadinlar kadar insan oldugunu ogrenir.

    bir insan nasil seriatci olur, merak ediyorsaniz bana bakin. ben dini ozgurluklerin kisitlanmasina karsiyim. tarikat seyhlerin, sihlarin, hocalarin, imamlarin yasalarla duzenlenmesine karsiyim. tarikatlarin yasaklanmasina karsiyim. o yeraltina itip, yasakladiginiz tarikatlarda nasil bir bilgi birikimi oldugunu bilseniz akliniz durur. ama siz yine de heveslenmeyin, bir tarikata uye bile olsaniz siz o bilgiye ulasamazsiniz. niye ulasamazsiniz biliyor musunuz? bu tarikatlar aslinda gizli bilimlerle ugrastiklarindan, bir seyleri saklamaya calistiklarindan degil. o bilgiyi anlayabilmek icin o dili bilmek gerektiginden... yoksa adamlarin ilmini yaptigi sey gozunuzun degdigi her seyin icinde sakli.

    bir insan nasil kadin dusmani olur, merak ediyorsaniz bana bakin... ben kendimi tum kadinlara ve onlarin haklarina saygili, karisini mutlu eden, kizina iyi baba olan bir erkek saniyordum. megersem degilmisim. karisina kendisini kadin gibi hissettiremeyen bir sosyalist arkadasim bana nasil bir kadin dusmani oldugumu anlatti. benim karim ve kizim dahil tum kadinlari onlarin yakinlarindan daha cok seven, ezilen herkesi kendinlerinden bile daha iyi korumaya and icmis, kimin ne sorunu oldugunu tespite yarayan akademik lisans edinmis arkadaslarimdan biri tane tane anlatti iste nasil bir kadin dusmani oldugumu. ben ise, nasil bir kadin dusmani oldugumu farkedince ozelestiri yapip tovbe etmek yerine yeni unvanima uyum saglamaya calistim. karisini mutlu goren, ozgur birakan bir adam bir adam sen isin aslini anlattin diye karisiyla dusman olur mu? olmadi, karimizla dusman olmadigimiz icin, arkadasin bizi baristirip aramizdaki hak-hukuku belirleme sansini elinden almis olduk. aslinda kendi karisi kizi disinda butun kadinlarla, kizlarla ilgilenen iyi bir sosyalist olmak, arkadasimla bira esliginde sosyalist kiligindaki diger fasistlerin dedikodusunu yapmak daha kolay bir yol olurdu. o kadar birikimimiz vardi; aileden solcuyum ben. ustelik solculuk pis bir sey. bir kere bulasirsa kolay cikmiyor, ne kadar da degisse de bir seyler kaliyor insanin icinde. dert etmiyoruz, icimizde kalan birazcik solculugu da renkten sayiyoruz. ama ayni sekilde, bana ne kadar fasist oldugumu kanitlayan arkadasim kendisinin milliyetci muhafazakar koklere sahip oldugunu hatirlasa bana bu kadar yuklenmezdi gibime geliyor.

    durum kotu aslinda. ıki hafta once, hic hesapta yokken zürich’te bir kurtle tanistim. adam nasil doluymus, anlat anlat bitiremedi. baska bir sansi yokmus. ya o yolu sececekmis, ya da obur yolu. sonunda bir yolunu bulup ısvicre’ye kapagi atmis. saklanmis; ama bulmuslar. en iyi arkadaslarindan biri gelmis bulmus onu, ozelestiriye zorlamis... kendi kendime benim sahsi oykume cok benzedigini dusundum. adamlar gelip seni buluyorlar, kendi yuzlesemedikleri seylerle seni yuzlestirmeye calisiyorlar. guc kullaniyorlar. guc derken sadece silahlari kastetmiyorum; onu zaten kullaniyorlar. beni sosyalizmden sogutan adam silahsizdi mesela...
    nereden nereye... diyordum ki, dunyaya turkiye’de bir erkek cocugu olarak dunyaya geldim. hic kimse benim aslinda turk olmadigimi anlayamadi. turklerin atasi sagolsun, „ne mutlu turkum diyene“ demis. biz de, „turkuz“ dedik, mutlu olduk.

    oyle bir hikaye benimkisi. oyle bir memlekette dunyaya gelmisim ki, „turkum“ diyince turk oluyorsun. boyle de guzel bir memleket aslinda dunyada yoktur. ısvicre’de alti yildir yasiyorum, benimısvicre pasaportu alma hakkim var; ama ısvicreli olma sansim hic yok. benim ailemden ısvicreli olacak ilk kisi benim torunumun cocugu olacak. torunumun cocuguna kadar benim soyumdan gelen herkese yabanci muamelesi yapilacak. yarin, ısvicrelinin biri, turkiye’ye gidip ertesi gun ben turkum dese, turk olur. senden benden iyi turk olur, onu bagrimiza basariz. oyle de guzel bir memleketin cocuklariyiz aslinda.
    dunyaya erkek olarak gelmem ise tamamen tesaduf. bizimkiler aslinda kiz cocugu istiyorlarmis. tam dort ayak ustune dusmusum boylece. bir pipi sayesinde sahip oldugum ayricaliklari anlatmaya sayfalar yetmez. pipimin bana verdigi unvanlar disindaki butun unvanlarim sahte. ama o kucucuk pipinin nelere kadir oldugunu bir bilseniz...

    sans iste... bir turk erkegi oldugum icin kimsenin beni korumasina ihtiyacim olmadi. bir yerlerden kanima ermeni kani da karismistir mutlaka. ama iste, dedem aklini sasirip da „ermeniyim“ deseydi boku yemistim. niye biliyor musunuz? hayir, ermeni olmanin kotu bir sey oldugu icin degil. ermeni olsaydim, bazi hak koruyucularinin portfoyunde olacagim icin. ıyi ki, kadin degilim. niye biliyor musunuz? aranizdan bazi kadin haklari savunuculari bana kendi haklarimi savundurmayacakti. ıyi ki escinsel olmadim. olabilirdim de, ama allah korudu olmadim. escinsellik kotu oldugu icin degil; escinsel olsam beni rahat birakmayacaginiz icin escinsel olmadigima sukur ediyorum.

    ben escinsellerle ayni yatakta yattim. sarilip, uyuduk ne yapacagiz. biribirimizin bedenini cekici bulmadik. ama ya kazara yer yoklugundan beraber uyudugum adamin bedenini cekici bulsaydim? boku yemistim abi; benim o adama karsi duygularima hepiniz ortak olacaktiniz... ben hetereseksuel bir turk erkegi olduguma niye seviniyorum biliyor musunuz? ıcinizden bazilariniz benim uzerimden kar edemez diye seviniyorum...
    ben kurtlerle ayni sofradan yemek yedim, daha da ileri gittim kurtlerle birlikte ac kaldik. ayni sofrada yemek yedigim adamin korumaya ihtiyaci var; benim yok. farki yaratan entellektuel birikimdir... aciklayayim, biz adamin biriyle biriyle birlikte ac kaldik. bu adam aslinda benim arkadasim. ikimiz birlikte ac kalmistik. sonradan buldugumuzu da paylasip yedik. buraya kadar hicbir sorun yok. bu adamla beni farkli yapan sey, bizi siniflandirmak isteyen akademisyenlerin entellektuel birikimidir. yoksa, bizim kurtluk, turkluk o an hic derdimiz degildi... bu hikaye bizim ac kalip bir seyler bulmamizin ve onu paylasmamizin hikayesiydi, bizim kardesligimizin hikayesi idi. cok akademisyen baska birinin, caninin sikildigi bir anda bizi siniflandirma meraki ortaya cikana kadar. birileri size surekli arkadasinizla olan benzerlikleriniz yerine farklarinizdan bahsedince etkileniyorsunuz. hele de sizi siniflandiran bu ksisi, onu guzel bir humanist sosla servis ediyorsa... eee, arkadasinizla sizi arkadas yapan onunla olan ortak hikayenizdir. birisini oykunuzden ortakligi calinca, arkadasliginizi da calmis oluyor.

    yine de islerim cogu zaman rast gitti. kendimizi silahlardan oldugu kadar silah saticilarindan da koruduk. ama benim kizim benim kadar sansli degil. kizimin pipisi yok. silahsorlerin de, silah tuccarlarinin da ilgisini cekiyor kiz. kizimin basina bir sey gelirse diye cok korkuyorum. dunyanin bin turlu hali var. sevgililer gununde bir kizcagizin bedenini nasil orselemisler. benim kanimdan gelmese de, olen kiz da benim kizim. benim kizimin, bizim kizimizin bedeni artik ruhunu tasiyamayacak hale gelmis. kizi tecavuzcu silahsorlerden koruyamayan sistem, tecavuz sonrasinda entellektuel silah tuccarlarindan da koruyamiyor.

    kiz ruhunu teslim etmis kiz, el insaf!

    ben de kiz babasiyim. kizimin basina bir sey gelirse diye cok korkuyorum. tecavuzculer kadar, tecavuz meraklilari da korkutuyor beni. ırkcilar kadar, fasizm dusmanlari korkutuyor beni. homofobikler kadar, onlarin dusmanlari korkutuyor beni.
    diyecegim o ki, kendine dusman secen herkes korkutuyor beni.
    kiza insanliktan cikmis biri tecavuz edip oldurmus. o herifi yakalamislar, tikmislar iceri. ama icimizden bazilari hala kiza tecavuz etmeye devam ediyor.
    ben dunyaya turkiye’de bir erkek olarak geldim. cok sansliydim, kimsenin beni korumasina ihtiyacim olmadi. kizim benim kadar sansli degil, dunyaya kadin olarak geldi.

    kizi kime emanet edecegimizi bilemiyoruz. o yuzden de allah’a emanet ediyoruz. cunku, allah’tan baska kimse korumuyor o kizi yalniz basinayken. kiz her bir seyi iyi beceriyor. biz de ona basarsin diye imkan vermeye calisiyor, dualarimizla destekliyoruz. „allahim, sen kizimizi katillerden hirsizlardan, ugursuzlardan koru. kotu kisilerden, kotu emellerden, kotu olaylardan koru. korumaci humanistlerden, agresif kadin haklari savunucularindan, fasizm dusmanlarindan, misyoner dinsizlerden, demokrasi sevdalisi fanatiklerden koru. allahim sen bizi kimseye muhtac birakmadin, kizimizi da hic kimseye muhtac etme.“

    allah beni turkiye’de bir turk erkegi olarak dunyaya getirdi de kotuluklerden korunduk. ulan bir pipi nelere kadir, sadece beni ve ailemi ne kadar kem gozden korugunu anlatsam sayfalar yetmez. pipime cok sey borcluyum, bana bir pipi veren allah’a cok sey borcluyum. beni pipiyle donatti, korudu. ama kizimizin pipisi yok. yine de allah’in hikmetinden sual etmiyoruz. bana pipi veren allah, kizima da zeka vermis. simdilik allah ve biz koruyoruz. ınsallah, ileride kendi ayaklarinin ustunde olacak ve kimsenin onu korumasina ihtiyaci kalmayacak. onu akli koruyacak.

    benim kizim kadinlarin korunup kollandigi bir dunyada yasasin istemiyorum. umarim yardima ihtiyaci olursa, yardim edecek iyi yurekli insanlarla karsilasir. ama yine de en iyisi, kizimin korunmaya muhtac olmayacagi bir dunyada yasamasi.
  • rakel dink yanılmıyorsam bir duruşmanın sonunda ogün samast için şöyle bir cümle kurmuştu: 'o çocuk bir bebekti, bir bebekten bir katil nasıl yaratıldı?' gibi..

    şimdi bu tecavüzcü bir bebekti? değil miydi? şimdi bir bebekten bir tecavüzcü de denemez bir canavar çıkmasını bana annesiyle babasıyla hatta komik bir şekilde ülkenin başbakanının varoş ağzıyla kim açıklayabilir? ha keza yine bana hiç kimse bir ülkede kadınların kendilerini bedenleriyle yarıştırarak aşağılanmasına izin verilen bir program, reyting rekorları kırıyorken, aynı ülke vatandaşının kadına cinsel istismar insanlık suçudur diye bas bas bağırmasını da açıklayamaz. bundan daha büyük bir çelişki yoktur.

    hadi diyelim o herifi astın kestin şişledin.. ee? o ve onun gibi kuzenine, hatta kardeşine yavşayıp bunu hiç gün ışığına çıkarmamış milyonlarca erkek? onların evlatları? çocuk babasından gördüğünü yapıyor, kendine göre yanlış bir şey yok ki ortada, babasından önünden geçen kadının kalçasıyla hallenmeyi öğrenmiş adamlar var, onları ne yapacağız?

    ben anlamıyorum her şeye vergi veriyoruz. bu vergilerin bir çoğu eğitime gidiyor pıtrak gibi özel üniversiteler çıkıyor ama bu liseden terk çocukları kimse neden kulağından tutup; 'gel lan buraya okuyacaksın eşek gibi' demiyor? bu birimler neden kurulmuyor. zorunlu din dersi oluyor da zorunlu cinsel eğitim neden olmuyor? rehber eğitmenler arttırılıp sosyal kurumlara neden destek verilmiyor?

    amerika'ya bakıyorum, adamların dizilerinde bile bir tarih, bir kültür, bir eğitici bişeyler var. bizde hala yeşilçamdan kalma çocukların karıştığı senaryolar tutuyor, şatafatlı hayatlar, kıyafet sponsorlarıyla saçma salak yürütülen diziler tutuyor neden? neden halkımız inatla bu kadar cahil bırakılıyor? aile fertleri akşam saati birbirlerinin yüzlerini yeni görmüşken iki muhabbet etmek yerine dizideki ayşe ile alinin halvet sahnesini neden pür dikkat izliyor?

    hele de var ya şu cinsel açlık, cinselliğin baskı altında filan falan diye başlayanlara her nevi azalarımla gülüyorum ne açlığı ya hu mersin gibi genelev kaynayan bir şehirde? bu açlık cinselliğe değil şiddete... her ne ise beslenmişse birey ona açlık duyuyor. şiddet ve kadının sadece cinsel kimliği ile göründüğü bir ülkede kadın demek seks demek oluyor..

    şunu üstüne basa basa vurgulamak istiyorum: kadın günden güne fiziğiyle, giyimiyle ölçülen bir varlık olmaya maruz bırakılıyor. temelde yatan problem tabii ki sadece bu değil ama inanın bana hacmi yadsınamaz. ve büyük bir inatla cahilleştirilmeye çalışılıyoruz.. din ve ahlak bize dayatılarak verilmeye çalışılıyor çünkü o da bir rant malzemesi haline gelmiş. eğitim ise rezalet.. şu an kaç tane baba, babasınından gördüğü sevgi gösterisi olan şiddeti oğluna yansıtıyor tahmin bile edemezsiniz. o çocuk da gidip kendine bir sevgili bulup onunla mı sevişecek? o dili biliyor mu? öğrenmiş mi? kimden görmüş? yol kesip tecavüz edecek.

    ama içiniz rahat edecekse yine de şişleyelim bu adamı.
  • kız çocuklarına olduğu kadar oğlan çocuklarına da oturup kalkmayı, nasıl davranması gerektiğini öğretmek.
  • uzun vadeli kökten çözüm için ilkokuldan itibaren tüm kız öğrencilere zorunlu savunma ve yakın dövüş dersleri (bununla birlikte temel hak ve özgürlüklerinin öğretilmesi); erkek öğrencilere ise yine zorunlu olarak cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyet, cinsel kültür, kadın hakları konularını içeren derslerin verilmesi gerekir.

    kısa vadeli kökten çözüm için ise, tüm kadınlara savunma şartlı olmak üzere devlet bireysel silahlanma hakkı versin. hatta bir adım daha ötesinde, tüm kadınlar savunma şartıyla devlet tarafından ücretsiz olarak silahlandırılsın.

    bir erkek olarak böylesine psikopatlaşan, canileşen ve sapıklaşan bir ülkeye başka çare göremiyorum.
  • şimdi oturup bunun çözümünü bulacağız öyle mi? peki o zaman. ben sokağa çıkarken, vajinama parça tesirli bomba yerleştirmeyi düşünüyorum. tecavüz kaçınılmaz olarak gelirse, hiçbir şekilde de direnmeyeceğim. ben ölürüm, ama o pisliği de yanımda götürürüm böylelikle. bence tüm kadınlar böyle yaparsa, bu olayı el birliği ile çözeriz.
  • sünnet düğünleri yasaklanmalı. çükün değerinin düğünle dernekle kutlandığı, göklere çıkarıldığı bir memlekette tecavüz her daim sürer. kız çocuklarının ilk regl olduğu zamanlarda da kızım kadın oldu diye düğün dernek yapın da göreyim sizi. oğlum aslan gibi erkek oldu diye gerinirsiniz de, kızınız kadın olunca niye "hala geldi" olur.

    iki dakika düşünün, sadece iki dakika.
hesabın var mı? giriş yap