• hayatımı, benim hayatımı değilse de oturduğum evi ve komşularımı filan kurtaran ütüyü üreten firma. ruhum bedenime girmeden hazırlandığım için sabah ütü yapıp ütüyü fişte unutup çıkıp işe gitmişim ve az önce yani gece yarısına az bişi kala farkettim ütünün hala fişte olduğunu... normal bi insan en azından evden çıktıktan bi 10 dakika sonra kıllanır di mi? unuttum mu acaba filan gibi bi kaygı... neyse ki adamlar akıllı . böyle dangalalıkları hesaba katarak 8 dakika hareket etmeden durunca otomatikman kapanan ütü yapmışlar. thank you, merci, sağol tefal! sen gerçekten her şeyi düşünürsün.
  • sagliginizi sizin yerinize dusunen, cay-kahve tuketimini en aza dusurterek urun degil kullanici odakli bir misyon sahibi oldugunu dusundugum bir marka. yoksa, kettle'inin handsfree ozelligi olmamasinin kesinlikle urunun kalitesizligiyle ilgili oldugunu sanmiyorum. ustelik su kaynatmak icin dugmeye iyice bastirmak gerektigi icin, el ve kol kaslarini da guclendirici etkiye sahip. tabi bir sure sonra bu durum "amaaan ne icicem kahve. en iyisi ben su iceyim." seklinde davranis gelistirmeye sebep olmasi ile de, saglik bir yasamin kapilarini sonuna kadar aciyor. tabi bunun yani sira, gun icinde taklalar atsam calismayan bu zuppe aletin, gecenin ucunde kendi kendine su kaynatmaya baslamasi neyin gostergesi bilemiyorum. sanirim buharli bir calar saat olarak tasarlanmis, bunun icin seklen pek uygun olmadigi dusunulecek ki, kettle olmasina karar verilmis. sanirim her seyi dusunmekten beyni bulanmis bu aletin. bilemiyorum. ama bu kettle'i kablolarina dolayip ipini cektigimiz ve yerine akilli bidik janjanli bir philips koydugumuz gun, su basit hayatimin en kutlu gunlerinden biri olarak kayda gecmistir.

    tesekkurler tefal, tesekkurler turkiye.
  • super aletler yapmis olmasina ragmen itin kopegin sattigi markadir;

    2 sene evvel bir aksam isten eve donerken eve yakin olan bir beyaz esya(vestel) dukkanindan 120 ytl ye tefal utusunden aldm. evdeki utu zamansiz bir sekilde kirilmisti(hangi makine zamanli gocmus ki) bir arastirma falan da yapmis degilm her sekilde halktan kopuk yasadigim icin fiyatlardan da bi haberim zaten... neyse aksam eve bi misafir arkadas geldi(gelmez olaydi) gogdabor sen kazik yemissin bu utu bu kadar olmaz falan da filanda... kazik yedigimi kaynattik ben de rahat rahat uyudum, derken sabah oldu saat 10 civarlari aksam kazik yedigimi iddia eden arkadas basimi belaya sokacak ya aradi; "gogdabor sordum senin aldigin model uretilmiyormus artik ve piyasada 50ytly almayani dovuyorlarmis".. aptal yerine konan her insan gibi benim de cinler tepeme cikti haliyle. koptum utuyu aldigim beyaz esya dukkanina ve;

    -gogdadbor; sen eminonundeki herhangi bir seyyar satici misin!
    -dukkanci: yok!
    -gog:senin yerin yurdun belli degil mi!
    -dukk: evet!
    -oyleyse piyasaya artik surulmeyen ve 50 ytl olan utuyu bana hangi mantikla 120ytl ye satiyorsun!
    -dukk: kardesim onlar kacak mal satiyor olur mu ofiyata bu utu...
    -gog: bak ben de esnaf cocuguyum hadi 70-80 ytl yi anlarim da hangi kafayla neyine guvenerek boyle yaptin..
    -dukk: tamam kardesim git malimi getir al parani.

    coplerin atilmamasindan cop evine donen evden o aksam kalk sen copleri atmis ol ve utu kutusunu da coplerle birlikte. beyaz esyaci hakli olarak kutusuz almam malimi dedi.. neyse kazik yedigimi belgeleyen arkadasla dustuk yollara ayni modelden tefal utu aramaya.. buyuk magazalara mi gitmedik mahaller aralarina mi gitmedik yok o modelden utu yok.. carrefourdan bi ust modelini 56ytl ye aldik ve hemen beyaz esyaciya gittik al sana bi ust modeli eleman tutturmaz mi ben sattigim mali(model) alirim bunu almam. adam kendi icinde tutarli ve bi hayvanlik yapacam ona firsat vermiyor.. neyse, bi arkadas gorurse dile duseriz diye ikinci utuyu arabadin bagajnda sakliyoruz ucuncu gun eminonunde bi yerde ayni modelden bi utuyu buldum ve 60ytl ye aldim ucuncu gunde elde var 3 utu dedim gogdabor iyiden psikopata bagladin kutluyorum seni.. son aldigim utuyu goturdum beyaz esyaciya verdim parami da aldim, eleman goz temasindan kaciniyor o redde tirsitmisim. carrefour dan aldigimizi da geri verip ucretini geri aldim ama yaptigim masraf ve zaman biliyorum ki 120 ytl yi coktan gecmisti ama en azindan icim rahat etti. ama dedigim gibi azdaha basimi belaya sokacakti direkten dondum.
  • musterisinin magduriyetini gidermeye nedense yanasmak istemeyen bir firma. 1 ütü dusunun ki, piyasadaki "eh iste fena degil" diye tabir edilecek diger ütülerden 4-5 kat daha pahali. bir ütü dusunun ki bu fiyatina ragmen gomleklerde, tshirtlerde ve diger giysilerinizde kahverengi kucuk lekeler birakiyor. ve tam 4 sefer bu ariza nedeniyle servise gitmesine, her seferinde alt tabaninin degismesine ve gerekli parcalarinin bakim ve temizligi yapilmasina ragmen hala inatla ayni lekeyi biraksin.

    ve esas bezdiren nokta, tefal teknik servis teknisyeni ve bolge yetkililerin yaptigi test sonucu ütüde herhangi bir teknik sorun olmadigini belirten bir telefon almis olmaniz. yani bu ütüde teknik bir sorun yoksa neden gömleklerimde leke birakiyor kardesim? sizin teknik sorunu yok dediginiz ütü yuzunden ben bir gomlegi lekesiz giyebilmek icin 3-4 hatta gerekirse 5 defa yikamak zorunda kaliyorum. 40 tl verip aldigim arzum marka ortalamanin altindaki ütü bile tek seferde canavar gibi, misler gibi gömlek giydirebiliyorken sizden aldigim ve 220 tl para odedigim ütünün de bana benzer bi keyif yaratmasi gerekiyor.

    her defasinda kullanilan sudan bahsediliyor. ilk arizada cesme suyu kullanin dediler, sonuc ayni. sonra damacana suyu kullanin dediler, sonuc ayni. daha sonra suyu kaynatin ve dinlendirin oyle kullanin dediler sonuc ayni. her seferinde suyu nasil kullanacagimiz anlatiliyor ama anlattiklari su kullanma sekillerine ragmen ütü inatla, siyan edermiscesine, hayata karsi tavir almiscasina gomleklerime o lanet kahverengi imzasini atmaya devam ediyor. tefal de bunun teknik bir ariza olmadigini soyluyor. madem oyle alin dandik ütünüzü bi psikologa goturun de tedavi ettirin, baska bir yol kalmadi heralde.

    acikcasi toplamda 5 kere ayni arizayi vermis bir ütünün 50 defa özürler dileyerek iade alinmasi ve musterinin magduriyetinin giderilmesi gerekirken tefal'in yaptigi kesinlikle musteri memnuniyetine yakismayan, sig, cozum uretmekten uzak bir anlayistan oteye gitmiyor. bundan sonra ne olursa olsun asla tefal, moulinex, rowenta, krups ve diger markali urunlerine elimi bile surmem hatta esime dostuma da tavsiye etmem. ben boyle bir eziyet gormedim. alti ustu ütü, uzaya adam gondermiyoruz.
  • bir de outlet'leri var bunların. outlet, yani türkçesiyle "sikertmehane".

    299'lık actifry 399 lira
    399'luk actifry family 539 lira.

    nasıl outlet bi anlasam. herşeyin fiyatı şişirilmiş, çalışanları "herkes spot satıyor biz orjinal satıyoruz", "kaynım başka yerden almış içinden kullanım kılavuzu çıkmamış" gibi kara cahil açıklamalar yapmakta, millet boklamakta. ulan tava lan tava, neyin cakası bu tefal, amına koyayım tefal.
  • yoğurt yapma makinesi de çıkarmış ya. ne diyeceğimi bilemedim. gereksiz harcama yapın, gereksiz harcama yapın diye bağırıyor. yoğurt yapmak için bana süt, maya ve bir tencere yetiyor. süzmeyse yaptığım yoğurdu süzerim, nedir yani? dünyanın en gereksiz şeyleri. bende mesela bir buharda pişirme makinesi var. yıllardır tozunu alıyorum çünkü hiç pratik değil. dünya su gidiyor, on saat sürüyor, asla vaat edilen sürede bir şey pişmiyor. neyse ki bilmemne puanlarından hediye gelmişti de para vermemiştim. bununla avunuyorum.
  • dün itibarıyla gelen ve an itibarı ile kolisinden çıkarıp,yağını koyup,fişini takıp kızdırıp,içine attığım soğan halkalarını çıkarmak için kapak açma klipsine bastığımda kapağı açılmayan (kızgın değilken açılıyor) açmaya çalışırken sepet kısmının sapı elimde kalan ve bana soğan halkalarının kömür haline gelişini üst kapak camından seyrettiren fritözün markası.

    hani her bi boku düşünürdün.
  • kesinlikle kalitesiz elektrikli aletler üreten firma. bunlardan evlenirken fritöz aldık, piyasadaki en pahalı fritözdü. 1. senede arızlandı, verdik garantiden tamir ettiler. eve gelince bir gördüm ki fritözün timerını kırmış servis takarken. kendim yapıştırdım, 1 sene daha kullandık ve firtözü atıp yerine 50 tl'ye küçük simbo aldık, çatır çatır çalışıyor.

    evlenirken bunlardan bir de ütü aldık, yine dünya paraya. o ütü ömrü boyunca hep şakır şakır su akıttı. doğru düzgün ütülemedi. o da bir süre önce hak'ın rahmetine kavuştu. yerine kazanlı ütü aldık de longhi'den, canavar.

    herkesin bir uzmanlık alanı var. bu adamlarınki de tencere tava. elektrikli aletler değil. elektrikli aletler konusundaki başarısızlıkları sadece benim görüşüm de değil. çevremde çok fazla insan var tefal ürünlerinden muzdarip.
  • 670 milyon liralık düdüklü tencereyi üreten firma (annem onu almadan evlenemezsin diyor)
  • son harikası kullan at blender sanırım. çalışma prensibi şöyle ; ürünü bir kez kullanıyorsunuz ve bozuluyor. yetkili servisine götürüyorsunuz, servis ; kullanım kaynaklı - hatta çok kullanılmış - diyor. müşteri hizmetlerini arıyorsunuz ki onlar da yetkili servisten aldığı bilgiyi size tekrar ediyor. yani garanti kapsamı dışında tamir faturasını önünüze koyuyorlar. netice itibariyle harika kekleri afiyetle yerken keklendiğiniz hissi midenizden başlayarak bünyenizin ücra köşelerine yayılıyor.
hesabın var mı? giriş yap