• bu zamana kadar gelmiş tüm dinlerin ortak noktası iyi bir insan olmak. dine inanmıyorsan ortak kültürün ana amacı yine iyi bir insan olmak. sen iyi bir insan ol, gerisini allah’a bırak.
  • son 1000 senede kimse dininin kitabını okumaya gerek görmediği için islam'ın en temel kavramları başta olmak üzere tüm kavramların içi boşalmış yalan yanlış şeylerle doldurulmuş.

    inanmamak, inkar etmek diye çevirip geçtiğiniz kelime ke-fe-re. anlamı "üzerini örtmek", bi ayette aynı bu kökle çiftçinin tohumun üzerini toprakla örtmesi anlamında kullanılıyor.

    "kafir" dediğiniz kavram allah'ın ayetlerinin üzerini örten, görmezden gelen demek.

    allah ayetlerinde neyi emrediyor? hakkı, adaleti, iyiliği.

    o zaman kafir, hakkın, adaletin, iyiliğin üzerini örten, görmezden gelen demek. şirk de insanlara hakkın, adaletin, iyiliğin üzerini örtmeyi meşru gösteren inanış ve kavramlar.

    bu eylemi yapanların neye inandıklarını söylediklerinin hiç bir önemi yok. hakkın, adaletin, iyiliğin üstünü örten kişi müslüman da olsa kafir, hristiyan olsa da kafir, ateist olsa da kafir.

    hem ateistlerin, hem müslümanların çoğunun işine gelmeyecek bi örnek vereyim.

    devlet diye bi kavramımız var. belli problemleri çözmek için ürettiğimiz bi kavram. bu kavramı kendimiz başta olmak üzere dünyada 200 küsür ülkeye hak olarak görüyoruz.

    ama kürtlere yasaklıyoruz.

    çünkü bu bizim milli çıkarlarımıza, şanlı tarihimize, hamasi duygularımıza aykırı.

    işte bu küfür. işte bu şirk. küfür çünkü, kendine hak gördüğün bişeyi kürtlere yasaklayarak hakkın, adaletin üzerini örtüyorsun. şirk çünkü bunu yapmayı sana meşru gösteren putların var; türklük gibi, devlet gibi, bayrak gibi, vatan gibi (bu kavramları putlaştırarak zulüm üretmediğin sürece bu kavramlar meşrudur ve haktır, sorun bunlar adına yapılacak herşeyi meşru görmektir).

    ateistler ve müslümanlar olarak eminim ki hepiniz çoğu zaman iyi insanlarsınız.

    ama konu kürtler ve milli çıkarlarımız olunca insanlıktan çıkıyor ve adamların haklı taleplerini görmezden gelmeyi, siyasi liderlerini hapse atmayı son derece
    normal karşılıyorsunuz ve bunu kendinize hak olarak görüyorsunuz.

    işte kuran bu tipi sevmiyor. iyilikleri amelleri boşa gidecek olanlar bunlar. müslüman da olsa ateist de olsa cehennemlik olanlar bunlar.

    zulmedip zulmettiğinin farkında bile olamayacak kadar duyarsız olan, yani kuran'daki terminolojiyle takvalı olmayan, bu nedenle küfre ve şirke düşen insanlar. ha şunu da eklemezsem tam anlaşılmaz: kuran insanların şirk içinde olduklarının farkında olmadıklarından bahseder. yani ben ateist olduğum için müşriğim, müslüman isem müşrik değilim diye bişey yok. bu farkında olmadan işlediğiniz bi suç çünkü yapılan eylem toplumun çoğunluğunun inanışına göre meşru ve hak. aynı kürt meselesinde olduğu gibi.

    kuran bu gözle bakıldığında çok güçlü ve temel amacı kalıplaşmış ve yozlaşmış inançları ve putları yıkmak olan gayet devrimci bi kitap. bunu yapmadığınız sürece neye inandığınızı söylediğinizin hiç bi önemi olduğunu düşünmüyorum. önemli olan ne yaptığınız.

    muhattap kim olursa olsun haksızlığa, zulme uğrayanın yanında mısınız yoksa görmezden gelen, vicdanın üzerini örten (kafir) tarafta mısınız? iyiliklerinizi değerli kılacak olan veya boşa götürecek olan budur.

    kuran'ı kavramları doğru yerine koyarak baştan sona tekrar okuyun. mümin diye tanımlanan karakterin tüm toplumsal önyargılardan uzak duran, haktan, adaletten hiçbir toplumsal değer ve hiçbirşey adına taviz vermeyen gerçekten kaliteli insanlar olduğunu göreceksiniz. zaten kuran insanlar içinde sadece küçük bi azınlığın mümin olduğundan bahseder. yani çoğumuz inansak da inanmasak da müşriğiz çünkü birsürü putumuz kutsalımız var (sözlüğe bakarsanız futbol takımını bile put edinmiş birsürü fanatik mal görürsünüz. şirk çok yaygın bi suç).

    kuran'ı geleneksel algıyla okursanız ateistlerin haklı olarak eleştirdiği saçma sapan yorumlarla ömrünüzü harcayıp farkında olmadan şirk içinde ölüp gider ve ahirette şu şoku yaşarsınız:

    enam 23:
    sonra: "rabbimiz olan allah'a yemin olsun ki, biz allah'a ortak koşanlar değildik" demekten başka bir kaçamak bulamazlar.
  • arttırıyorum. inanamayan bile suçlu.

    adam ya da kadın bu dünyaya gelmeyi hiç seçmemiş ama tanrı "gelsin" demiş gelmiş. sonra da düşünmüş düşünmüş bir tanrının varlığına inanamamış o tanrı'nın verdiği akılla. ama tanrı cezasını sonsuz azap olarak vermiş.

    kim narsist, kim egoist?
  • inanmadığın cennete neden girmek istiyorsun?
    inanmadığın cehenneme neden üzülüyorsun?
  • bir insan ne kadar masum olursa olsun, tek suçu asla inanmamak olamaz. her insanın -istisnasız her insanın- mutlaka büyük günahları vardır -peygamberler hariç-.

    herkes bunu zaten biliyor da, o kuranda bahsedilen karaktersizce davranışların tamamını bazı kişilerde açık açık görmek mümkün. ikiyüzlülük, şehvet, yalancılık, başka şeylere yapılan kulluk. örneğin ekşideki erkeklerin bir çoğunun entrylerine bakıyorum; adamlar şehvetin kulu olmuş resmen. bunun kime ne zararı var diyenlere cevap: sapıklığın bu kadar artmasının sebebi, ülkenin şeriatla yönetilmesi değil, değil mi?
    ticarette ahlaksızlık: ahlakın varlığının gereksizliğini savunan birinden ticari anlamda ahlaklı olmasını beklemek saçmadır. "ama biz ateistler doğru sözlü insanlarız" diyenlere, "doğru sözlü değilsin, o ayrı konu da, niye doğru sözlü olacakmışsın ki? ateizmde böyle bir kural mı var?" gerçekten, ben ateizmin kurallarını açıklayan bir kitap hiç görmedim. yani; "the rules: there are no rules." yani, insan yeme, hayvan yakma, ensest, tecavüz, mazoşizm, sadizm, seri katil olmak, hepsi serbest. biri bana böyle nasıl yaşanacağını neyin doğru neyin yanlış olduğuna millet neye göre karar verecek onu bir açıklasın.
  • 'gururundan harakiri yapmış japon'a cehennem yolunu işaret eden zebani' gibi düz memurlar tarafından gerçekleştirilebilecek eylem.
  • "... sonsuzluk tanrı'nın sınırsız zihnine atfedilen bir özellik olarak kaldı ve teologların nesiller boyunca bu zihnin, imgesi ve benzerliklerini geliştirdikleri bilinir. hiçbir harekete geçirici unsur, yazgının ab aeterno* belli olduğuna dair tartışma kadar şiddetli olmamıştır. çarmıhtan 400 yıl sonra ingiliz keşiş pelagius vaftiz olmadan ölenlerin de cennete gittiğini söyleme gafletinde bulundu. hippo'nun başrahibi augustinus yayımcılar tarafından alkışlanan bir öfke ile çürüttü onun dediğini. erdemli ve mağdur olanlar tarafından lanetlenen bu düşüncenin sapkın yanlarını ortaya koydu: tüm insanlığın adem'den itibaren günahkar olduğunu ve öldüğünü inkar edişini; bu ölümün dünyadaki nesiller vasıtasıyla babadan oğula geçeceğini berbat biçimde dikkate almayışını: çarmıhta can verenin haykırışını, doğa üstü acısını, kan ve terini küçümseyişini çürüttü - kutsal ruhun gizli iyiliklerini reddettiğini ve tanrı'nın özgürlüğünü nasıl ihlal ettiğini ortaya koydu. britanyalı keşiş adalet talebinde bulunmaya yeltenmişti. hitabet ve tartışma yeteneği kuvvetli olan bu aziz, tüm insanlık olarak hepimizin cehennem ateşinde yanmayı hak ettiğimizi ancak tanrının akıl sır ermez keyfiyeti ile ya da calvin'in çok sonra söylediği gibi, belirli bir zalimlikle sırf öyle istediği için* bir kısmımızı kurtarmaya karar verdiğini kabul etmek zorunda kalır. o birkaç kişi kaderi önceden belirlenmiş olanlardır. teologların ikiyüzlülüğü ya da ketumluğundan dolayı bu terim, cennete yazgılı olanlara tahsis edilmiştir. ıstıraba yazgılı insanlar cennete gidemezler: seçilmiş olmayanların ebedi ateşte yanmaları bu tanrı'nın bir ihmali gibidir özel bir eylemi değil... bu sav sonsuzluk kavramını da değişikliğe uğratmıştır".***
  • "biz seni uyardik kitap gönderdik. bana ne inansaydın." diyecekler sırat köprüsünde .
    bir besmele çekin bu iş huzur içinde çözülsün
  • inanan kafasıyla, inanmayan adına başlık açmak.
    kafanız hiç çalışmıyor, biraz bakış açınızı genişletin amına koyayım.
    (bkz: oksimoron)
  • iyi, ahlaklı fakat inanmayan bir insanın cayır cayır yanacak olması şahsımı derinden yaralamaktadır.

    her şeye eyvallah da adam yakmak nedir yahu?
hesabın var mı? giriş yap