• yalnızlığın şatafatlı ifadesi.
  • tek başına ayakta duran, güçlü olmasının yanısıra yalniz da olan kimse.
  • delikanli gibi, sadece kendine guvenerek, onun bunun arkasina saklanmadan manasinda benzetme.
  • ne yalnizligin satafatli soylemi ne de sap olmaktir.
    tek basina, hayatina pek de kimselerin girmesine müsade etmeden, kendi basiniza mucadele etmek, sorunlarla bas etmek ve sonunda direnmektir bana kalirsa tek tabanca olmak.
    yalnizligin o huzurlu halini, kendi icselliginizi sevip bireyselligin keyfini süremiyorsa bunye ismine sap diyebilir ama tek basina olmanin verdigi özgür güçtür bence bu. planlari tek kişilik kurgulamak, hayallerin tek kişilik olmasi, ve mucadeleyi yalniz bir kurt olarak asilce sürdürmek bence.
    gayet mütevazi bir sekilde hayati ele almak, birinden destek almadan, sirtini dayamadan, elini ne zaman birakabilecegini kestiremedigin insan ogluna kosulsuz güvenmeyi askiya alarak sadece kendi basinaligina ve iradene güvenerek hayata devam etmektir. cogu zaman belki havai fiseklere sebep olmaz midende ucusmasi gereken kelebekler, hatta yoktur hiçbiri, fedakarligin ve emek vermenin, her durumda sevmenin seni kildigi savunmasizligin güzelliğini de tatmamaktir; ama en azindan kendi basina zayifsindir gerekirse, daha stabil kendine endeksli bir düzen ve hisler vardir, ve yaralarini once kendin sarip oyle devam etmektir; ta ki ola ki ileride tek tabancaliktan cikip ortak bir hayal kurulana dek bir kucuk ihtimal.
  • şehirlere bombalar yağarken sevişmek, isyan günlerinde aşk, kolera günlerinde aşk, romeo&juliet vs bunlara hayır diyen yok elbette.

    ama böyle bir aşk bulamadıysa er kişi, onun için tek tabanca olmak iyidir karmaşa günlerinde. hem kimseyi geleceği belirsiz gerçekliğinize mahkum etmemiş, hem de sokaktaki kaosu kendi mahreminize taşımamış olursunuz.

    insanın bazen karşısına çıkan şeyleri yalnız başına göğüslemesi gerekiyor galiba.

    (bkz: lonely shepherd)
  • mümkünse kızları dışında pek de sevemediğim nihat genç'in öykü kitabı.
    artık insanlardan umudunu kesen birinin ruh haliyle yazıldığı için herkesten nefret ediyor, daha doğrusu iğreniyor. herkesin birbirinden iğrendiği şu günlerin ruh halini çok iyi yansıtıyor aslında.

    birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan günler o kadar uzadı ki artık kimsenin dermanı kalmadı, nihat abinin bile.
  • ... bu düpedüz yılışık adam ahlâki bir nutuk çekerdi:
    - "bana sormadan giyer, biz kardeş gibiyiz, annem onun da annesidir, allah inandırsın, akşam kimin kapısı açıksa girer orda yemek yeriz."
    sonra bana dönüp, ceketin yakalarını düzelterek: "bunun altına şu benim dik yaka gömleğimi de giy istersen, çekinme!" derdi. bu baştan sona yalaka gösteriye etrafımdaki tüm arkadaşlar da inanırdı. tam bir orospu çocuğu ahlâkı.
  • evi tek başına geçindiren ve geçinme zorluğu içinde bulunduğunu anlatan bireyin kullandığı bir terim
  • ece temelkuran'ın içeriden /kıyıdan konuşmalar isimli kitabında yer alan bölüm /yazı .

    " tam içeride sevdiğiyle otururken, kapıdan geçen bir başkasına kapılıp gidenleri gördüm. bunu yaptığı için mutlu olanları ve mutsuz olanları da gördüm.

    tam içeride sevdiğiyle otururken , kapıdan geçen bir başkasına kapılsa da onunla gitmeyenleri gördüm. bunu yaptığı için mutlu olanları ve mutlu olmayanları da gördüm.

    insanın her şeye kendisinin karar vermesi ve hepimizin seçimlerimizin bedelini ödemesi bazen size de yorucu gelmiyor mu?

    -tek tabanca-

    kimi gecelerin çıkıp geliverişinde kalbi yerinden oynatan bir tekinsizlik vardır. yakalarını bin bir zahmet bir araya getirdiğin düzenine , parmağının ucunda durup kollarını oynatarak güç bela tutturduğun dengene meydan okuyan , yetinmeye karar verdiğin bir huzurlu hayatı tehdit eden tekinsiz bir gecedir bu. başka bir yere değil,bir serüvene hiç değil; bu gece seni kendine çağırır. bu gece ,kalbinin casablanca 'sında bitecektir!

    seni, kendine , ta kendine çağıran şeylerde , hayatını yalanlayan, büyük bir yalanı ortaya çıkaracağı için seni müthiş korkutan bir şeyler vardir, tekinsiz şeyler... çok sarhoşken ,yalnızken aynaya bakıp yaşlandığını düşünmek gibi ürkütücü.

    ***

    tekinsiz bir geceye icabet edersen eğer,senden geriye bir tek sen kalacaktır. yanında yörende para gibi hesaplayarak biriktirdiğin ve "hayatım" diye adlandırdığın ne varsa bir nefeste süpürülecektir.
    oysa sen zaten biliyordun:
    "ben " dediğin,"benim hayatım" dediğin bütün o şeylerin kollarına,bacaklarına,ensene ince ipliklerle teyellendiğini, en zayıf yerlere çift dikiş atıldığını... böyle gecelerde koşup eve kaçman gerektiğini... yine de bir tekinsiz gecenin geleceğini, seni bıçaklı ve darbukalı bir kavgaya davet eder gibi kendine çağıracağını... sen biliyordun zaten gideceğini, o tekinsiz gecelerden birinde güç bela tutturduğun bu dengeden, kanaat ettiğin bu düzeninden geçeceğini... bir gece yine, yeniden, tek tabanca kalacağını. sen biliyordun ,bu işin bir yerde patlayacağını.

    ***

    böyle tekinsiz gecelere dayanıklı bir hayat mümkün müdür? dengeler bozulmasın diye içinde uyuşturup uyuttuğun tutkuya çağıran gecelere hazırlıklı bir hayat... mümkün müdür ? hep yalnız olmak, yalnız kalmak gerekir herhalde. tekinsiz gecelerde, karnının ta içinde istiyorsan bir şeyi, birini ensesinden tutup , çekmeyi, öpmeyi... herhalde , böyle gecelerde birini öpebilmek için sırtında başkalarını taşımıyor olmak gerekirdi.
    fakat o kadar yalnızlığa katlanamaz insan.
    bu yüzden kurulur düzenler. her biri bozulur sonra. çünkü tekinsiz geceler...
    doğru hayat mümkün değildir.
    çünkü belalı bir gecenin bastırması her an mümkündür.

    ....

    ......

    ***
    boş kadehleri çiğner gibi ağzında , yanağının içini keser gibi sözler, müzeyyen hanım,şarkılar söyler. kıpırdamazsın yerinden, ama göğsünde bir eşkıyanın kör bıçağı bileğinden geçer. "en son sana vuruldum" der müzeyyen hanım , çünkü "dalgalandım da duruldum."
    kimileri ,bir gece, tek başına içip ,tek başına ölmek için severler. onlar, bir gece bir düzen bozulup da birinin canı yanmasın diye tek tabanca gezerler...
  • nihat genç'in yeni çıkacak kitabının ismidir.
hesabın var mı? giriş yap