• elde edildildikten bi süre sonra sıkıntı veren
    kaybediği zaman da tekrar elde edilmek istenen olgu...
  • hayatın bir bölümünde mutlak yaşanan durum.
  • biteviye olma durumu...
  • v.ö. beyefendinin hızarcının günlüğü adlı minimal öykü denemesinde harikulade anlattığı durumdur.
  • çağımızın hastalığına franz kafka'nın bakışı şöyle, belki alakalıdır:

    "abraham şöyle bir yanılsamaya kurban gider: bu dünyanın tekdüzeliğine katlanamamaktadır. oysa dünya artık fevkalade çeşitlilik gösteriyor, insan bunun doğruluğunu bir avuç dünyayı alıp ona yakından bakarak kanıtlayabilir. bu nedenle dünyanın tekdüzeliğinden şikayet etmek, aslında dünyanın zenginliğiyle yeterince derinden haşır neşir olmamaktan şikayet etmek demektir." *

    özetle, bize yetmeyen dünya değil, kendimiziz...
  • sabahları çalan alarmdan beş dakika önce üst kattaki komşunun kapısını kilitleme sesine uyanılma evresi başladığında en kesif haline erişen kaçınılmaz son.
  • monotonluk, biteviyelik, sıkıcılık.

    yaşlının tekdüzelik hakkı vardır.

    (bkz: yeknesaklık)
  • heyecan, uyuşturucu maddenin doğasında vardır, ama kullandıkça daha fazla alınmasını gerektirir ve heyecanlanma sırasındaki edilgenlik içgüdüye aykırıdır. bir çocuk, tıpkı bir filiz gibi, en iyi şekilde, yeri değiştirilmemekle gelişir. çok fazla yolculuk, çok değişik etkilenmeler gençler için iyi değildir ve büyüdükçe tekdüzeliğe dayanamamalarına neden olurlar. bilim adamları üzerinde sürekli çalıştıkları sabit şeylerden sıkılmamış, tekrarlardan bıkmamış ve sonunda ortaya bir ürün koyabilmiştir.* tekdüzeliğin kendi başına herhangi bir özelliği olduğunu söylemek istemiyorum; demek istediğim şu ki, bazı iyi şeyler, belirli derecede tekdüzelik olmadan mümkün değildir.
  • "sürprizden yoksun bir hayat, emniyettesin. uyuyor, yürüyor, yaşamaya devam ediyorsun. dalgın bir bilim adamının laboratuvarında bir labirente terk edilmiş fare gibi."
    (bkz: un homme qui dort /@hanging rock)
  • “hayatımız, her daim peşinde koşup durduğumuz dinginliği hiçbir zaman bulma ihtimaline sahip olmayan bir devinim biçimine bürünmüştür: tıpkı bir tepeden aşağıya koşan adam gibi, eğer durmaya çalışırsa kaçınılmaz olarak düşecektir; ve ancak sürekli koşması halinde ayaklarının üzerinde durabilecektir. yahut bir parmağın ucunda dengede duran çubuk, ya da yörüngesinde hızla ilerlemezse güneşi tarafından yutulacak olan bir gezegen gibi. devingenlik varoluşun temel ayırt edici özelliğidir.”
    arthur schopenhauer.
    yani denen o ki, ölümün yaşanan halidir. tekdüzelik insanın kendine yapacağı en büyük kötülüktür. işin daha da kötüsü, insan hep tekdüze bir mutluluğun peşinde koşuyor. daima hayatından bir memnuniyetsizlik. ayrıca insanı hayatta tutan şey de bir amacı hedefinin olmasıdır. insan misyonu olan bir hayvandır. eğer olmazsa birey kendini ölüm yoluna itekler. böyle bir sevdadan da hayattan da sakınmak gerek. başını belaya sokmak pahasına dahi olsa kurtarmak gerek. çünkü, devinim insanda tatlı stres yapar ve stres hormonları da stres ortadan kalktığında hazza ve hayattan alınan tada dönüşür. velhasıl bela güzel bir şeydir.
hesabın var mı? giriş yap