• sektörden çok anlamıyorum, ama az çok ekonomi okumuşluğum var (çok değil, iktisada giriş kitabı kadar).

    o yüzden söze oradan gireceğim: talep esnekliği diye bir şey var arkadaşlar.

    1. tabi ondan önce dara kaybından bahsetmek lazım.

    - sakız için tüketici ortalama 3 tl vermeye hazır, üreticiler de ortalama 1 tl maliyet ile bunu üretiyorsa ürün 2 tl'den piyasaya arz olunur. (üretici rantı = 1tl, tüketici rantı=1tl)
    - başlangıç için de arz/talep eğrisinin kesiştiği noktayı ele alırsak 100.000 birim mal 2 tl'den satılıyor diyelim.
    - 1 tl vergi getirdik bu ürüne ve fiyatı 2.5 tl'ye çıktı (üretici rantı=50 kr, tüketici rantı=50kr)
    - ama arz/talep eğrisi üzerinde kayma oldu ve eskiden 2 tl'ye 100.000 birim sakız satılıyorken şimdi 2.5 tl'ye 80.000 sakız satılır oldu (çünkü vatandaşların bir kısmı artık fiyatı arttığı için sakız almamaya karar verdi)
    - devlet ise 80.000 sakız*1tl = 80.000 tl gelir elde etmeye başladı.
    - lakin eskiden 100.000 sakız satılıyordu; yani şu an üretim azaldı, hatta belki işten çıkarmalar oldu.
    - işte 100.000 - 80.000 = 20.000 sakızın satılamamasından doğan fark vesilesiyle oluşan değer kaybına "dara kaybı" deniyor.

    2. şimdi gelelim talep esnekliğine.

    - esnek talep "fiyat değişimine hızlıca ve şiddetli" tepki veren ürünlerde görülür. örneğin yat, pırlanta gibi zorunlu ihtiyaç olmayan şeyler.
    - inelastik talep "fiyat değişse de talep pek değişmez" dediğimiz ürünler için geçerlidir. örneğin su, ekmek gibi zorunlu ihtiyaçlar ve sigara, alkol gibi bağımlılık yapan ürünler. (bkz: inelastik talep/#31607066)

    yat alacak kimse, tekneyi türkiye'den almak zorunda mı? gider malta'dan, kıbrıs'tan, hatta avustralya'dan alır isterse (ekonomik olarak karlı ise). düşünüldüğü gibi "yatı zaten zengin adam alıyor 50% vergi dayayalım da daha çok versinler" prensibi o piyasada çok çalışmıyor. benzeri pırlantada da geçerli, müşteriler direkt "böyle vergi mi olur, almıyorum pırlanta" diyip alımı durdurabilir. dara kaybı oluşur yani.

    1990'da amerika birleşik devletleri, tam olarak burada örnekleneni yaptı (tax the rich yaklaşımı ile teknelere 10% ek vergi getirdi) ve satışlar azalıp da yat endüstrisi kan ağlamaya başlayınca 1993'te bu vergiyi kaldırdı. üstüne üstlük satışlar o kadar düştü ki +10% daha çok vergi alınmasına rağmen vergi geliri toplamda milyonlarca dolar azaldı. yaşanmış örnek var işte burada anlatılıyor kaynak 1 kaynak 2

    bu olay, elastik talebe sahip ürünlere getirilen vergilerin yol açacağı uzun vade sorunlara güzel bir örnektir.

    tahminimce; ülkemizde bu tip bir muafiyeti, zaten piyasası daralan ve kötü durumda olan tersaneler nefes alsın, yerli alıcı buradan daha çok mal alsın diye yaptılar. eleştirildiği üzre "birileri zengin olsun, ceplerini doldursun" diye yapılmış da olabilir tabi, bilemem. yasayı koyan babamın oğlu değil.

    bu yazıyı yazmaktaki niyetim, bu haber vesilesiyle bir miktar ekonomi bilgisi sunmak, hepsi bu.
  • 30 kasım 2009'da sona erecek vergi indirimi "kampanyası"dır.

    kdv'yi yüzde 18'den yüzde 1'e, ötv'yi yüzde 8'den sıfıra çeken bu güzide hükümet uygulaması sayesinde hepimiz çok daha ucuza tekne sahibi olabiliyoruz.. eyo!

    üçüncü bir otomobil veya bir yazlık daha almayı düşünürken karşıma çıkan bu fırsat beni çok mutlu etti, bilgiyi paylaşayım da sizler de faydalanın istedim. neden bunun da tv reklamını yapmıyorlar anlamıyorum:

    "yat alın ki, yatı yapanlar para kazansınlar, tekne işçileri daha iyi yaşam sigortası alabilsinler, sigortacılar da kazansınlar" vs vs..
  • şimdi bazı dangalaklar var... ben akp oyvereni veya sempatizanı değilim falan diye başlayıp akp'nin yaptıklarını savunurlar... ama bu dangalakların anlamadığı bir şey var. akp su üstünde böyle faydalı gibi görünen kısımları işaret ederek su altında kendine çalışır. niyetleri kendi çıkarlarını güçlendirmektir ama sanki böyle değilmiş gibi, sanki vatandaşın faydasına iş yapıyorlarmış gibi bir hava yaratırlar ki yedikleri halt desteklensin, hadi olmadı karşı çıkılmasın. yani adamlar şunca yıldır iktidarda ve daha bu gerçeği anlayamamış solcu geçinen tipler var.

    birkaç örnek vereyim...

    mesela orman vasfını yitirmiş araziler... ne dendi? abicim buralar orman vasfını yitirmiş, görüntüsü de kötü, yani şurayı imara açsak, yeni tesisler yapsak, burada istihdam sağlasak kötü mü olur?
    hımm... doğru be... oralara fabrika yapacaklar istihdam sağlanacak, oralara otel yapacaklar turist gelecek bölge halkı kazanacak. düşünce bu. yanlış yok. herkes destekler.
    peki ya gerçekte... akp'nin ileri gelenlerinin yakınları deniz kenarında veya ormanın ortasında bir arazi beğeniyor sonra rus bir ortak buluyor... tam da bu sırada bu arazide yangın çıkmasın mı? arazi orman vasfını yitiriyor, sonra "ekonomi için" imara açılıyor, üstüne villa, otel falan dikiliyor... sonra halk mı kazanıyor? elbette ki hayır.

    peki ya mısır veya likit yumurta için yapılan vergi indirimleri...
    abicim çiftçinin durumu kötü, mısır fiyatları yüksek, şu mısırdaki vergileri indirsek de mısır fiyatları düşse, insanlar mısır alsa, çiftçimiz kazansa iyi olmaz mı? ha keza likit yumurta. aynı şey... her şey vatandaş için...
    hımm... mantıklı... çiftçinin mısırı elinde kalıyor, satamıyor, satsa da masrafını karşılamıyor... doğru bence yapılsın bu vergi indirimi.
    peki ya gerçekte... malı ye bakanının çocukları yurt dışında bağlantıları kurmuş, gemi gemi mısır satın almış, ülkeye sokacak, sonra likit yumurta işine girmiş, fabrikası falan var... vergiler %18'den %1'e düşüveriyor.
    peki halk mı kazanıyor? elbette ki hayır.

    sonra pırlanta vergisi var... onda açıklama bile yapmadılar. işte kimin yakınlarının pırlanta işinde olduğu, köşeyi nasıl döndüğü ortada...

    ya da getirilmeye çalılışan içki yasağı... arguman şu... içki tüm kötülüklerinin anasıdır, sarhoş insanlar suç işler, hem alkol sağlığa da zararlı, çocuğunuzun alkolik olmasını ister misiniz? şu barlara falan sınırlama getirsek fena olmaz mı?
    hımm mantıklı... iyi niyetli bir yaklaşım. yersen ama... peki ya gerçekte. kendi hastalıklı yaşam tarzlarını dayatmak niyetindeler.

    şimdi bir de dere islahı falan bahanesi ile ne rantlar yaratılacak onları da izleyin.

    bu örnekleri uzatmak o kadar kolay ki.

    şimdi deniyor ki "tekne ve yatlarda vergi muafiyeti veya indirimi" kanayan bir yaraya derman olacak, sektör canlanacak... evet canlanacak... ama yersen...

    bu durumdan sıradan birkaç kişi, kendi halince birkaç vatandaş, işini dürüstçe yapan birkaç esnaf veya müessese kazançlı çakabilir. ama özde kesin akp'li birileri büyük parsayı toplayacaktır.

    öncelikle adamın 256.000 liralık yatına yıllık 800 lira vergi ödemesi de bir garip. ulan 40.000 tl'lik arabanın yıllık motorlu taşıt vergisi de aynı seviyede... ya da bir milyon dolarlık yatla 10 bin liralık teknenin %1 vergi ödemesi de tuhaf. yani iki yat sahibinin gelirleri, çevreye verdikeri zarar vs aynı seviyede mi? kısaca vur deyince de öldürüyorlar. neyse geçtim bunları... buraya gelene kadar ooo daha neler neler var.

    1) şimdi öncelikle akp'li bir kısım tip milyon liralık yat alacak kadar zenginleşti. hatta cumhurbaşkanı ve başbakan arkadaşlarının yatlarında falan tatil yapıyorlar artık... yani bu yat, tekne vergisi falan çözülmesi gereken bir konu. mesela milyon liralık yatın vergisi yaklaşık 270.000 tl falan oluyor. yıllık mtv'si de kim bilir kaç para... hiçbir akp'li bu kadar vergi vermek istemez. yani bu konuyu çözmek lazım.

    2) koyların anasının ırzına geçiliyor. yıllar önce başlayan çalışmalarla her güzel koya bir tane yat limanı yapılıyor neredeyse. peki bu yat limanları kimin? akp'li iş adamlarının. peki bu yat limanları nasıl dolacak? yat ve tekne sayısı çok olacak ki bu yat limanları da dolsun. peki bir yat limanı, limana demirleyen kayıtlı bir yattan yıllık kaç para alıyor? en küçük tekne için 5000 lira falan... eee akp'li dediğimiz adam kolay yoldan, çalışmadan etmeden para kazanmak ister. hem zaten çalışarak para kazanmaya da kapasitesi yetmez... işte onun için böyle otoparklar falan hep bu adamların elinde...

    3) kesin akp'li birileri tersane, yat yapımı işlerine falan girmiştir. sonuçta iş yapamayan ve batan bir dolu firma var. cebinde parası olan bu kelepir yerleri kapatmıştır. vergi indirimi de gelince sektör yeniden canlanır. ama sana bana mı canlanır... ucundan belki ama özde akp'liye canlanır.

    ha bu arada... aaa vergi düştü falan diye gaza gelip elinizdeki üç beş kuruşla tekne almayın... çünkü kısa bir süre sonra vergiler yeniden hortlatılabilir. kısaca akp'nin ipiyle kuyuya inilmez.

    işte bu kadar basit gerçekleri bile anlayamayan tipler var. sorsan her boku biliyorlar. internetten iki rakam araştırınca da olayı çözdüklerini sanıyorlar. ama bu kıt beyinleri ne yazık ki buz dağının altını görmelerine engel... ulan geçmişe bakın. akp'ye güvenmek için tek geçerli sebep var mı? ders de almıyorlar allahın malları... bir de çıkıp bu leşkargalarını dinlemeyin falan diyorlar. asıl sizsiniz lan leş kargası... akp'nin bıraktığı artıklarla beslenen leşçiller ne olacak...

    ***

    ekleme: ama bu demek değil ki yapılan düzenlemeye sadece akp yaptı diye karşıyım. anlatmak istediğim şey gizli niyetlerin de farkında olabilmenin gerekliliği...
  • yakında kokusu çıkar nasılsa. ama şimdiden diyebileceğim şey şu. kesin akp'li birisi tekne, yat işine falan girmiştir. sonuçta akp'li iş adamının kazanacağı parayı elbette ki devlet finanse etmeli değil mi?

    ya da özelleştirme, peşkeş falan derken kazanılan paralarla yat alabilecek seviyeye gelen akp'lim elbette ki %27,4 vergi ödemek istemeyecektir. düşünsenize diyelim ki 1 milyon liralık yat beğendiniz... 274 bin lira vergi... ohooo o paraya en güzelinden bir mercedes s class alınır değil mi? devlete verilen vergiye yazık yani. hem akp'lim "madem vergi verecektim neden kaçırıyorum ki?" diye de düşünecektir. sonuçta maaşının, yaptığı telefon görüşmesinin, aldığı benzinin içinde, hatta aldığı nefeste bile onun yerine vergileri çatır çatır ödeyen aptal bir kalabalık var. o niye ödesin. zaten türkiye söz konusu olunca vergi denen şey fakirlerin ve orta gelirlilerin ödemesi gereken bir şey. zenginseniz ve bir de akp'liyseniz vergi ödemek haram, yemek helal. kuranda da yazıyor bu!

    kısaca artık vergi muafiyeti mi dersiniz yoksa vergi indirimi mi bilemem ama bu işten akp'li birilerinin kar ettiği / ediyor olduğu veya edeceği kesin... ama bu akp'lilerin seçimde kömür alan akp'liler olmadığı da kesin.

    ayrıca;
    (bkz: akp'li)
    (bkz: akp sevici)
  • valla akp bu işten kar edecek mi ya da kendi taraftarlarından birine peşkeş çekmek için mi yaptılar bunu hiç bir fikrim yok.

    fakat, sektörün ve camianın içinde olanlar ve takip edenler bilirler ki yıllardır bu yüksek vergi oranları kanayan bir yaraydı. türkiye'de satılan tekneler hem yüksel satın alma vergileri ödüyorlardı hem de her sene 40%'ye varan motorlu taşıtlar vergisi ödemek zorunda kalıyorlardı.

    akdeniz'deki rekabetten dolayı çoğu ülke tekne satın alma ve yıllık vergilerinde indirimlere gitmişti ve aradaki farklar da az buz değildi. bu nedenle binlerce (belki onbinlerce bilemiyorum) kişi teknesini yabancı ülkelerde satın alıyor, orada kaydettiriyor ve yabancı bayraklarla dolaşıyordu. büyük bir kesim için ise üç tarafı denizlerle kaplı ülkede (bu da ne güzel bir klişedir ya) tekne sahibi olmak bir azap, tekne sahipliği de zenginlere özel bir ayrıcalık haline gelmişti.

    şimdi başlığı görünce bir google araması yaptım ve gördüm ki 30 haziran 2009 itibariyle bu ağır motorlu taşıtlar vergisi kaldırılmış, yerine çok çok daha makul yıllık harç fiyatları getirilmiş.

    bakın yeni harç fiyatları şu adreslerde var :

    http://www.persemberotasi.com/…um=detay&konu_id=638
    http://www.muhasebedergisi.com/…tabi-tutulacak.html

    bu değişiklikler nasıl sonuçlar doğuracak hemen örneklendireyim. bilgiler geçen seneki bir yelken dünyası dergisi sayısından :

    ilk örnek çok zengin olmayan, günübirlik denize çıkmak isteyen türk vatandaşı için.

    misal 5.2 metrelik bir tekne alıp üzerine de 115 beygirlik bir motor takacaktınız. bu tarz bir tekne ile günübirlik denize çıkabilirsiniz, balığa falan gidebilirsiniz. maliyetler şöyleydi :

    tekne fiyatı : 5.280 ytl
    115 bg motor : 9.504 ytl
    ötv %8 : 1.182 ytl
    kdv %18 : 18.839 ytl
    vergiler dahil tekne maliyeti : 18.839 ytl

    yıllık mt vergisi : 4.539 ytl

    bu tekneyi alan bir kişi her yıl tekne bedelinin %24'ü kadar vergi ödemek zorundaydı. yani tekneyi aldıktan sonraki 4 senede 1 tekne parası daha harcıyordu.

    şimdi ne olmuş :

    tekne fiyatı : 5.280 ytl
    115 bg motor : 9.504 ytl
    kdv %1 : 148 ytl

    yıllık harç : 200 ytl

    şimdi de biraz daha üst gelir grubundan 12 metrelik bir tekne sahibi olmak isteyen birinin alacağı tekneye bakalım. bir de hatırlatalım 12 metrelik yelkenli bir tekne lüks falan değildir çoğu zaman. bir ailenin deniz keyfini yaşamak için alacağı standart teknedir.

    tekne + 630 bg motor fiyatı : 256.000 ytl
    ötv %8 : 20.480 ytl
    kdv %18 : 49.766 ytl
    vergiler dahil tekne maliyeti : 326. 246 ytl

    yıllık mt vergisi : 37.308 ytl

    bu tekneyi alan bir kişi her yıl tekne bedelinin %11.43'ü kadar vergi ödemek zorundaydı.

    peki şimdi ne olmuş bu teknenin fiyatı ve vergisi ona da bakalım:

    tekne + 630 bg motor fiyatı : 256.000 ytl
    ötv %1 : 2.560 ytl

    yıllık harç : 400 ytl veya 800 ytl. yasa harçları 9-12 mt ve 12-20mt diye ayırmış. bu hangisine dahil olacak emin olamadım.

    yani ne olmuş burda?

    olan şu. devlet bakmış ki insanlar ya ağır vergilerden dolayı tekne almıyorlar ya da aldıkları tekneyi gidip başka ülkelerde kaydettirip kayıt dışına kaçıyorlar, denizler yabancı bayraklı teknelerle doluyor, paralar o ülkelere gidiyor ve biz hiç vergi toplayamıyoruz.

    bunun için önce bir tür vergi indirimi kampanyası yapmış. tekne satın almak isteyen ama vergilerden dolayı uzak duran insanları tekne almaya teşvik etmiş. üreticilerin ve ithalatçıların kriz zamanında satış yapıp ayakta kalmalarını, stoklarını elden çıkarmalarını hedeflemiş. son 10 yılda bir ivme kazanan tekne imalatı sektörüne destek vermek istemiş. tekne alacak insanların kendi ülkelerinin bayrağı ile denizlerde dolaşmasını istemiş. alın bakın, durum nasılmış :

    http://www.seaporthaber.com/…mujdesi-haber,893.html

    30 bin tekne var 4 bini türk bayraklı

    türkiye’de özel tekne sayısı 30 bini geçmesine rağmen, maliye’nin mtv ile ilgili istatistiklerinde, elindeki kayıtlı özel yat ve tekne sayısı ancak 4 bine ulaşıyor. türkiye’de yat ve özel teknelere uygulanan vergi sistemi herhangi bir avrupa ülkesi ve abd’de yok. özel tekne ve yat sahipleri gibi ticaret yapmayanlardan hiçbir vergi almayan ingiltere ile abd, türk yatçılarının en kolay “bayrak” alabildikleri ülkeler olarak sıralanıyor.

    ---o---

    daha da önemlisi ve önemlisi balıkçılık amaçlı taşıtlar bu vergi harçlardan muaf tutulmuş. şimdi net rakamları bilemiyorum ama bu işten aileleri dahil milyonlarca kişinin faydalanacağını bilmek için müneccim olmaya gerek yok.

    dedim ya sektörü takip edenler için bunlar süper haberler. insanlar şu değişikliğin yapılabilmesi ve sektörün kalkınması için yıllardır uğraşıyorlardı. ne kadar önlem olur ne kadar işe yaramıştır veya yarayacak bilemiyorum. 1 saat daha araştırıp onları da bulabilirim gerçi ama onu da kendi zevkim için yapacağım.

    ayrıca yukarda bireysel tekne sahipliği için örnekler verdim ama olay orda da bitmiyor. akdeniz'de devasa bir tekne ve marina turizmi rekabeti var. ispanya, fransa, hırvatistan ve yunanistan ile rekabet halindeyiz.

    rakip ülkelerle kıyaslarsanız bizim inanılmaz düşük bir marina kapasitemiz var. bir dönemler koç grubu bu alana yatırım yapmıştı setur ile şimdi de doğuş grubu marinalar inşa ediyor. akdeniz'de dolaşan yüzbinlerce tekneyi türkiye'ye çekmek için uğraşıyorlar. bu pazarın ne kadar büyük olduğunu anlamak için açın google'ı bir arama yapın bakalım ispanya'daki marinaların kapasite neymiş, bizim kıyılarımızdaki kapasite arasında nasıl farklar varmış, adamlar kaç milyar avro kaldırıyorlarmış her sene bu işten, kaç milyon insan (üretim, bakım, konaklama, lojistik, turizm vb) ekmek yiyormuş.

    yani anlayacağınız bu öyle eften püften bir değişiklik falan değil. yıllardır kanayan bir yaraydı bu sorunlar. sonra da insanlar şikayet edip duruyorlardı neden bütün paralar diğer ülkelere akıyor ve neden bizim denizciliğimiz gelişmiyor diye.

    son sözüm, ben akp oyvereni veya sempatizanı değilim. onların avukatı da değilim. hiç bir zaman olmam büyük ihtimalle, olsam da saklamam, söylerim.

    yalnız, şu sözlükte bazı insanlar var. bunların politika, ekonomi, dış ilişkiler, ülke yönetimi falan filan gibi konularda fındık kabuğunu dolduracak kadar bilgileri yok. büyük bölümü cehaletten muzdarip. daha da beteri okumadan, araştırmadan ve bilmeden konuşuyorlar. düzenli olarak siyasi rakiplerini cehaletle suçluyorlar ama kendilerinin dünyadan haberi yok.

    bunlar akp'yi bir siyasi rakip olarak gördükleri için hükümet ne karar alsa onu evirip çevirip siyasi silah haline çevirmek için g ö t l e r i n i yırtıyorlar. konunun ne olduğu önemli değil.

    bu adamların entrylerini açın bakın tek dünya görüşleri "akp karşıtlığı". bu karşıtlıktan dolayı girdikleri öfke nöbetleri içinde tek yaptıkları her icraatın, her değişikliğin arkasından bir goygoy, bir yaygara koparmak. bu zavallıların siyasi bilgisi ve muhalefet anlayışları sadece ama sadece bundan ibaret. bu nedenle hiç bir olaya objektif yaklaşamıyorlar, hiç bir şeyi araştırmıyorlar, hiç bir konuda dişe dokunur bir fikirleri olmadığı gibi çözümleri de yok.

    sadece aynı ağlak söylemlerle insanları ajite ediyorlar, kandırıyorlar, onların fikirlerini bulandırmaya çalışıyorlar. kendileri mevzulardan anlamadığı gibi başka insanları da aptallaştırıp etki altına almak istiyorlar.

    bu leş kargalarını dinlemeyi bırakın artık. elinizin altında internet var. aradığınızda her konuda bilgi bulabiliyorsunuz. sorumlu bir vatandaş olmak istiyorsanız, kendi fikirlerini kendiniz oluşturmak istiyorsanız, aptal yerine konmak istemiyorsanız bu asalakları sırtınızdan atmanız sizin için çok hayırlı olur.
  • balıkçılığı teşvik için çıkan muafiyet. maksat memleket ekonomisini canlandırmak. di mi sevgili dini bütüp akapeli arkideşler. öbüyom lan hebinizi:p
  • bana bir zamanlar, birileri* yurtdışından kürk manto getirebilsin diye geçici bir süreyle bu tür mallara uygulanan gümrük yasağının kaldırılmasını hatırlatan resmi uygulama, bürokrasi işidir. zaten, zihniyet tam olarak aynı sayılabilir o dönemle. bakalım filmin sonunu görelim, öyle karar verelim, benzerlik mi eşlik mi?
  • gumruk birligine girdigimizde jaguar fiyatlari dusmustu iste en son o zaman boyle sevinmistim. tansu ciller'i o gunden beri ayri severim! simdi de tekne fiyatlari dusmus ki degmeyin keyfime.

    universite harc fiyatlarindan da indirim bekliyorsaniz guldurmeyin beni oyle avam kismina fazla yuz vermeye gelmez.
  • tarihte bugun sayfasinda , 2009 senesi basligi olarak karsima çikti..
hesabın var mı? giriş yap