• televizyon yayıncılığının, reklamcılığın basketbol ve futbol üzerine iğrenç etkilerinden, tahakkümlerinden bir örnek.
  • nba'de bir periyotta iki takım da altı dakika geçmesine rağmen mola almamışsa, oyunun durduğu ilk anda otomatikman alınan mola.
  • hem avrupa'da hem de nba'de bir çeyreğin yarısına kadar iki takım tarafından da mola alınmamışsa, oyun ilk durduğu anda hasıl olan mola. dolayısıyla avrupa basketbolu'nda 5., nba'de ise 6. dakikada devreye girer bu saçma olay.
  • kusa kusa intihar etmek için güzel bir neden.

    ama yaşıyoruz işte. parasına soktuklarım.
  • seyredene ayrı, sahada ter dökene ayrı, tam rakibin boşluğunu yakalamış koça daha bi' ayrı ayıp eden kapitalizm buluşu.

    (bkz: sen çok keyif aldın)
    (bkz: du ben bi içine edem)
  • nba ve avrupa'da, tv ile yayınlanan maçlarda, herhangi bir çeyreğin yarısına kadar takımlardan biri mola almadıysa hakem mola ister ve oyun durur durmaz mola alınır. bu olay tamamen yayıncı kuruluşun reklam göstermesi içindir. kendinizi maça kaptırdığınız, maçın en heyecanlı anında hakem birden molayı alır ve siz, elinizde sosisli sandiviçinizle öylece kalakalırsınız.
  • siz nasıl reklam izlemezsiniz diyenlerin kafamıza vura vura izlettiği basketbol molası.
  • saçma veya gülünç bir şey değildir. adının "televizyon molası" olması komik gelebilir. eskiden buna (bkz: teknik mola) denirdi, daha isabetli bence.

    bir basketbol maçında ilk dakikalarda dengenin bozulması sürpriz olur, takımlardan biri çok kötü başlarsa, zaten mola gelir ve tv molasına gerek kalmaz. dengede giden bir maçta ise kimse mola almak istemez ve 5-6 dk boyunca mola alınmazsa, basketbol gibi çok tempolu bir oyunda sporcular çok yorulurlar, oyundan düşerler. o kadar iri cüsselere sahip sporcuların molada dinlenmesi ve sağlıklı kalması herkes için iyidir.
  • adı çok çirkin olan mola türü. onun yerine voleyboldaki gibi teknik mola falan diyeydiler ya!
  • en heyecanlı anlarda girmeye başladı.
    hiç hoş değil.
hesabın var mı? giriş yap