• tembelliği o üstüste dizilmiş harita metod defterlerine, kilo kilo a4 kağıtlarına ya da spiral notbuklara sayfa sayfa "hoca cümleleri" yazmamak olarak algılayan şartlanmış bünyeleri hayli şaşırtan bir eylemdir bu tabi ki.

    halbu ki üniversite okuyan her türk genci eblekleşmiş ve çürümüş bu saçmasapan sistem içinde bol bol kulağına çalınan o latin harflerini not tutmalıdır. vize-final dönemlerinde "işte şimdi kendimi ispatlamanın zamanı! gelin bakalım alın alabiliyorsanız notlarımı." diye anlamsızca bir hırs yapıp sanal egolarını tatmin etmelidir. at gözlüklerini üniversitenin ilk gününden takmalı, dört sene sonra da çıkarmalıdır. ne de olsa memlekette onu bekleyen anne babaları "yavrumuz okul okuyor. doktor çığacak, müyendis çığacak" diyip parmaklarını kemirmektedir. dört sene sonra "işte bölüm birincisi olarak mezun oldum!" demenin egoya verdiği katkı akılalmazdır. ne de olsa üniversite denen olgu, hayatın bir bölümünü adaklık koç gibi kurban edip ders çalışa çalışa şapşal olmaktan geçmektedir.

    üniversite okurken aynı anda ekmek derdine düşüp çalışanlar mı? normal hayatlarına devam edip üniversiteyi bir amaç değil de "ne de olsa bitecek" rahatlığında bir araca dönüştürenler mi? hocanın müfredat gereği "okuyun" dediği o kolun kaldıramayacağı kadar ağır kitapları okumak yerine kendi gelişimi için kendi seçtiği kitapları okuyanlar mı? geçiniz efendim.. tembeller işte.. taksim'de asmak lazım gelir bunları, bak bi daha yapıyorlar mı?

    (bkz: delirttiniz lan beni)
  • tembel olmayi marifet sanmak zeki olmayan çalışarak orta seviyede başarı sağlayan öğrencinin hiç ders çalışmadan ama hayatı gerçekten yaşıyarak kitap okumasını da içmesini de sıçmasını da bilerek minimum notla da olsa sorumlulugunu yerine getiren ama hayattan zevk alarak üniversite hayatını tamamlayan öğrenciye yapıştırdığı yaftadır.
  • (oku: wealth of nations)
    (ara: g8)

    (oku: `hababam sinifi)`
    (ara: ucuncu dunya ulkeleri)
  • sistemin getirdiği yemeğini ye, suyunu iç, sıç, ders çalış, uyu prensibini yerine getirmektense bir daha hayatının hiçbir döneminde bu yıllardan alacağı zevki alamayacağını bilen, zamanını dolu dolu yaşayan insanların yaptığı iştir bazılarına göre. ama aslında tembel olmayı marifet sanmak tamamen farklıdır yani, derse girip de hocanın söyledklerini not almayan bunun yerine kız arkadaşıyla zaman geçiren ama sınavdan önce o derste görüp de sınavdan 3 dk sonra unutacağı salak şeylere çalışıp çalışkan olarak görülen insanlardan kat kat fazla not alan insanların yaptığı şey değildir.

    genelde yaptıkları bu şeyin ardından sürekli çalışmış didinmiş, okul yıllarında karşı cinsle hiçbir ilişkisi olmamış, bütün çalışmasına rağmen ortamdaki kızların en güzellerini bu tip insanlara kaptırmış olan kariyer delisi insanların attıkları boklara hedef olurlar.
  • tembelliği marifet sanmayı tartışmadan önce neden birşeyler marifet sayılmak zorundadır bu konuşulmalıdır. insan ne yaparsa kendisi için yapar. ahaha bakın ne kadar ders çalışıyorum ya da bir tembelim ki sormayın yaklaşımları aynı tipteki insanların "marifet"leridir.
    çalışmak iyidir ancak marifet olduğu için değil gerektiği için.
    tembellik de iyidir, insanın kendisine zaman ayırabilmesi için.
  • (bkz: oblomov)
  • malzeme bulamayan gazetecilerin, sık sık "tembel ol uzun yaşa" vs şeklinde emir nitelikli tavsiye içerikli başlıklar atmaları yüzünden gerçekleşebilecek durum.
hesabın var mı? giriş yap