• arkada$ album cikali uc bucuk sene olmu$, dinledikce hala ucan tekmeyle rastgele bir yere girmek, bir filminde kendi gozlerini cikaran hakki bulut gibi kanlar icinde merdivenlerden yuvarlanmak, islam agirlikli urunler satip yoldan gecen kizlara laf atan esnafa alev almi$ piknik tupu firlatmak istiyorum.. manyak misiniz lan, boyle album mu yapilir?
  • bay area’nın gerçek değeri verilmemiş gruplarından biri exodus. özellikle “bonded by blood” başyapıtı ile thrash metal klasikleri arasına adını yazdıran grup; doksanları boş geçirse de, 2004 yılı başında pisaya sürdüğü “tempo of the damned” ile yumruğunu sert bir şekilde masaya vurdu. albümün en kısa özeti; yüzde yüz katıksız thrash.
    bu albüm kritiğini biraz uzun tutacağım çünkü bu adamlar on iki yıl beklediler ve öyle bir dönüş yaptılar ki; birkaç laf etmeden olmaz.
    jack gibson, tom hunting, gary holt, rick hunolt ve steve “zetro” souza adlı beş erişkin adam; tam on iki yıl ara verdikten sonra tekrar dönüyorlar ve ciddi anlamda akılları alıyorlar...
    on iki yıl bekleyen bu adamları daha fazla bekletmeden, hemen albümün müzikal özelliklerine geçelim...
    holt ve hunolt’un gitar uyumu, riff zenginliği, soloların tarifsizliği gerçekten mükemmel. zaten gitar sound’u o kadar güzel ki, en sıradan ritm bile sertmiş hissi uyandırıyor. hunting’in davulları da son derece güzel bir sound’da kaydedilmiş ve özellikle trampet ve kros sound’u çok güzel.
    ilk parça “scar spangled banner” ile albüm koşarcasına başlıyor. sanki on iki yıl bekleyip intikam almaya dönmüşler gibi, içlerinde biriken tüm öfkeyi, nefreti ve en önemlisi yaratıcılığı döküyor bu beş adam.
    şarkının blues etkili, çok güzel bir giriş riff’i var. souza’nın vokalleri bence kariyerinin en iyisi. o kadar “grim” bir şekilde söylüyor ki; genel anlamda amerika’yı eleştiren bu lirikler daha da bir anlam kazanıyor.
    ikinci sıradaki “war is my shepherd” da oldukça gaz başlıyor, boyunları kırarcasına. seksenleri günümüze taşıyor adeta. ardından gelen “blacklist”; groovy ritmiyle ve mükemmel nakaratıyla adeta bir “ac/dc plays thrash” olayına girmiş. souza bu şarkıda da iyice döktürüyor. bu şarkının nakaratını parçaya eşlik ederek söylemek –ki ben genelde brutal vokalle eşlik ediyorum. :) – gerçekten de çok zevkli. bu parçada da hem blues etkili, hem de kerry king’i hatırlatan çok hoş sololar var.
    nedense, bas gitar ve çift kros davulla başlayan şarkılar hep güzel ve gaz oluyor. (örneğin “art of shredding”) işte “shroud of urine” de bu gruba giren şarkılardan. nefis bir riff ile giren parçada; yine ac/dc’yi anımsatan “catchy” bir nakarat ve iki tane mükemmel solo var. özellikle hunolt’un attığı melodik solo, parçayı adeta bir power metal şarkısına döndürüyor.
    uzun süren ama hiç sıkmayan “forward march” ve “culling the herd”i, daha kısa olan “sealed with a fist” izliyor. bu şarkının da mükemmel bir solosu var.
    sekizinci şarkı “throwing down” albümdeki favorilerimden. parça neredeyse her şeyi ile bir pantera şarkısı. özellikle ağır ağır giden ana ritm konserlerde boyun felcine neden olabilir.
    dokuzuncu “impaler”; 1.45’te öyle bir coşuyor ki, arkasından gelen üç dakika kırk saniye; tam bir thrash metal ziyafetine sahne oluyor. souza bu parçada gırtlağını kanatıyor adeta. albümün en iyilerinden.
    albüme adını veren “tempo of the damned” ise “triple picking” dersleri sunan çok güzel bir thrash metal şarkısı. onunla birlikte albüm bitiyor ancak en sonda bir de sürpriz bonus parça yer alıyor; “dirty deeds” cover’ı “dirty deeds done dirt cheap”.
    bu şarkı da oldukça güzel bir seçim olmuş ve souza bu şarkıda da “ac/dc” tatları sunuyor.
    albüm gerçekten olabilecek en iyi ve en sert kalitede kaydedilmiş ve 2004 yılında böyle bir çalışma ortaya koyabilmek bile, exodus’un yarmışlığını anlamak için yeterli sanırım.
    albüm; kapağından şarkı sözlerine, riff yapılarından atmosfere her şeyiyle seksenleri hatırlatıyor ve seksenlerin samimi thrash’ini gözler önüne sürüyor. ama bunun yanında hem orijinal, hem de çağdaş olmayı başarıyor.
    2004 yılında mükemmel bir thrash albümü çıktı. bence her anı harika, deli riff’lerle dolu, duygu, teknik, müzisyenlik... tüm bu özellikleri barındıran kusursuz bir albüm. 2000’li yıllar adına çıkan gerçek bir thrash metal başyapıtı... kesinlikle on üstünden on alan bir albüm... bu albümün adı “all for one”.
    2004 yılında bir thrash albümü daha çıktı ve thrash metal adına olabilecek tüm güzellikleri gözler önüne serdi... “all for one”dan da iyi bir şekilde hem de... thrash metal severler geleceğe umutla bakabilirler. çünkü bu gruplar seksenlerde öyle bir ruhu tatmışlar ki; on küsür yıl ara verseler de bu ruh kaybolmuyor.
  • aylardır şifa niyetine diye diye elimden düşüremediğim albüm.sınavlar mı yaklaştı?şifa niyetine bi tempo.bilgisayar mı saçmalamaya başladı?aç bi tempo.bjk önüne geleni altına mı almaya başladı?tempo!bjk şamaroğlanı mı oldu?hmm,en iyisi tempo.saygıyla eğiliyorum efendim;elleriniz kollarınız dert görmesin.. * *
  • thrash için "yaşasın ölmemiş, allahım ölmemiş!" diye hönkürmeme sebep olan ve gecenin bir yarısı evde zevk ve sevinçten zıplamamı sağlayan albümdür

    edit: albüme adını veren şarkı olarak sözleri de şöyledir:

    [lyrics & musics (g. holt)]

    when you feel the darkness calling out your name
    don't try to fight the power surge
    don't you laugh, for this is not a game
    your powerless, don't resist the urge
    so many balck hearts answering the call
    legions of the musically possessed
    congregations joining in our free-for-all
    unleashing all the rage they've repressed

    [chorus:]
    come to us
    succumb to lust
    giving in to our ministry of sin
    you know the drill
    do as you will
    dance like the demons of the din
    all will yearn
    for our nocturne
    the dawning of our cult is at hand
    come and pray
    we know the way
    bow to the tempo of the damned

    [1st solo - g. holt]

    [2nd solo - r. hunolt]

    we are all leaders of the horde
    keepers of the apes of wrath
    heed the call of the volume lord
    high priest of the bloodbath
    serve unto us, surrender us your souls
    and great rewards you'll receive
    and when the tempo has taken the control
    even the heretic's will believe

    [repeat chorus]
  • 2000 sonrasının en iyi thrash albümlerinden biri. hatta belki 2000 öncesinin de...
  • bunun kadar sinir-dert-tasa alan albüm yok. tam 80'ler kafasıyla yazılmış exodus şarkıları, modern taş gibi prodüksiyon, oh mis.
  • hakkında sadece bir albüm demek haksızlık olur. o bir kuş, hayır o bir uçak, hayır hayır o milenyum sonrası kendi türü içinde kaydedilmiş en iyi şey!
  • hakettiği değeri bulamamış bir albüm. hatta en iyi thrash albümlerden biri olduğu rahatlıkla söylenebilir aslında.
  • angela gossow, bu albüm için milenyum'un en iyi metal albümü demişti. sadece thrash değil, tüm metal genre'leri arasında en iyi bulduğunu da eklemişti.

    benim bu albümdeki favori parçam shroud of urine'dir.
  • bütün albümü dinledikten sonra üstüne impaler ı dinleyince eski exodus la şimdiki arasındaki farkı anlaybiliyorsunuz rahatlıkla.güzel albüm sert bi albüm hatta son zamanlarda çıkan en başarılı albümlerden ama eskisi gibi deil exodus.bi strike of the beast olsun bi seeds of hate olsun bu parçalardaki ritmi bulamadım ben açıkçası.
hesabın var mı? giriş yap