• kuş sesi bence. en olağan ve temin edilebilir olan.
    geçenlerde, gecenin ilerleyen saatlerinde kendimi huzursuz hissetmiştim. bir süre durdum öyle hafif loş ışıkta. sonra dışarıdan bülbül gibi öten kuş sesleri geldi, evet gece. ve o an şunu düşündüm: “sanki kuşlar öttüğünde, doğa sana her şeyin yolunda olduğunun güvencesini veriyor gibi.”
  • ben koltukta uykuyla uyanıklık arasında gidip gelirken, şu hayattaki gerçek dostlarımın, iki arkadaşımın birbiriyle sohbet ederkenki kısık sesleri.
    nazik, akıllı, bazen havadan sudan, bazen daha önemli konular ama benim için hep geborgenheit.
  • hükümet istifa diye bağıran halkın sesi.
  • kedi mırlaması, bilimsel olarakta kanıtlandı.
  • rüzgara dair sesleri her zaman çok sevdim. rüzgar eserdi ve sanki başka bir dünyada, başka nizamlar içinde yaşıyor gibi hissederdim. rüzgarın sesi etrafı öyle kuşatırdı ki adeta sırf benim olan bir romanı yaşardım. bir kış gecesi esen sert poyrazdan, bir yaz akşamüstünde esen hafif lodosa kadar tüm o esintiler coşkunluk verirdi. rüzgar dıştan gelirdi fakat içime dair her şeyi değiştirirdi. şimdi o sesler bir uğultu zihnimde. hatırlıyorum ve mutlu oluyorum.
  • gün batarken kıyıya naifçe değen dalga sesi.
  • 1-sobadan çıkan ses:

    vakit akşamı geçmiş, ışık günü terk etmiştir. dışarda hava soğuk içerde lambalar sönüktür. kaynağı sobanın üstündeki delik olan kızıllık, tavanda ve duvarlarda dans eder. "gürül gürül" çıkan ses o anlara eşlik eder.

    2-ince ince yağan yağmurun nefesi:

    sakin bir ikindi vakti... kanadı açık pencerenin önünde, bahçeye açılan kapının eşiğinde ya da verandada oturmuş, etrafı açık olup yağmurun kokusunu içine çekebildiğin ve üstü kapalı olup kendini ıslanmaktan koruyabildiğin bir mekandasındır. havayı yaran, çatılara düşen, çimenlere ve zemine ulaşan sakin damlaların "çisil çisil" sesini duyarsın...
  • çocukken fatih camiinin avlusunda top oynardık. akşam üstü hava kararırken eve döneceğimiz zaman bilen bilir fatih sultan mehmed'in türbesinin yan kısmında ufak yeşillik alanlara bülbül gelirdi. ağaçlar sık olduğu için hayvanlar kendilerini güvende hisseder, yere yakın olmasından çekinmeden konarlardı. ötmeye başladıklarındaki hissettiğim huzuru bir daha hayatımın hiçbir döneminde hissetmemişimdir.

    sonra ağaçları kestiler, bülbüler de sustu..
  • bazen, bazı anların ses kaydını alırım.

    film izlerken, arabada yolculuk yaparken, bir yemek sofrasında alakasız bir muhabbetin içindeyken, uyumaya ramak kalmış lafı gevelerken.

    sonra uzaktayken sevdiklerim, rastgele açarım birini. bir anda çatal kaşık sesiyle birlikte mesela, tanıdık sesler doldurur odayı.

    terapi gibi mi emin olmamakla beraber,
    ninni gibi olduğu kesin, ki dinlerken uyurum çoğu zaman.
hesabın var mı? giriş yap