• yıllar evvel bana da denk gelen seksomanyak teyzelerdir.
    7 yaşımdayken annemin gününde mutfakta çay koyulurken teyze beni yanına çağırıp "git salondakilere sor bakalım çayların yanında amcuk da isterler mi?" dedirtmişti. ben de gidip sordum tabi. millet gülmeye başlayınca şımarıp kelimenin ayıp bir şey olduğunu anlayıp salonda "gahgahgah amcuuk isteyen yok mu gahgahaga" diye bağırmaya başlamıştım ki annemden yediğim dayakla kendime geldim.
  • bazen bilmece de sorar.

    - kıllı ağzını açtı, çıplak içine düştü?
    - ???
    - çorap! hahahayyy. ay nurtennnn senin oğlan da pek saf gız!

    (bkz: çocukluk travmaları)
  • bir kişinin de yazmadığı fıkraları anlatan teyze.

    "köyü basan bir gurup terörist bütün köy halkını sıraya dizer... grubun başı köy halkına derki... hayatta kalabilmeniz için bir şansınız var. köyün erkekleri tek sıra dizilecekler. hepiniz mallarınızı çıkartacaksınız. karıların gözünü bağlayacam. gözü bağlı olarak kadınlar hepsine elliyecek. kim kocasınınkini elleyerek tanırsa o karı kocanın hayatını bağışlayacam... derken kadınlar birer birer gözleri bağlanıp getirilir. birinci kadın başlar. bu değil, bu değil, bu değil bu!! kocasını ve kendini ölümden kurtarır. ikinci kadın gelir. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu!... onlarda kurtulurlar. üçüncü kadınıda getirdiklerinde terörist dayanamayıp adamların arasına geçer. kadın başlar kocasını aramak için ellemeye. bu değil, bu değil, bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil, bu değil, bu değil, bu...."

    gibi

    (bkz: sözlükte fıkra anlatmak)
  • aynı teyze, takım tutma muhabbetinde, ben kocamın takımlarını tutuyorum diyip kih kih gülen teyzedir de.

    peşine derhal limonlu kekin tarifini alır.
  • bigun bi rahip hamama gidip yikanmaya karar vermiş. girmis hamama, soyunmus girmis suya. girdikten sonra sabunu unuttugunu hatirlamis. geri uzerini giymeye de cok usenen rahip, tam o sirada rahibelerin derste olmasini da firsat bilip "nolcek len surdan hemen alip gelirim" deyip atlamis sokaga çüklü çüklü. sabunu tam almis geri donerken dersi kiran 3 rahibenin geldigini gormus. elinde 2 kalip sabun, pipi ortada, kacamaz da "dur surada heykel taklidi yapiyim nasilsa anlamaz bu bakireler" demis. bi elinde bi kalip sabun, digerinde bir kalip baslamis heykel gibi durmaya. rahibeler civildayarak yanina gelmisler. baslamislar incelemeye.

    - ay bu heykel yeni mi?
    - yeni demek ki. elinde bisey var.
    - aa sabun. heykel bana sabun verdi.
    - aaa bana da bi kalip sabun verdi kiz!

    kendisine sabun kalmayan 3. bakire sabun alma umuduyla heykelin orasini burasini kurcalar. biraz kurcaladiktan sonra:
    - aaay kizlar valla bana da sivi sabun verdi!!

    agzina sicam havva teyze. psikolojimi siktin, sivi sabunlarini da uzerine attirdin.

    zalim teyzelerdir.
  • diline vurmuştur bu teyzenin. öyle tatlıdır ki. öyle samimi. bu teyzeler genellikle hüzünlü, kırık dökük geçen evliliklerinin, çocuk yetiştirme telaşlarının ardından ulan amına koyarım böyle hayatın deme noktasına ermiş, çoluğu çocuğu evlendirmiş, kaybedecek ya da kazanacak hiç bişeyi kalmamış, böylece kafasına göre atıp tutan, rahatça küfür eden, cinselliğiyle barışık kadınlar haline gelmişlerdir. biraz geç olmuştur tabi ve bu biraz hüzünlü bi durumdur ama yine de hiç yoktan iyidir denebilir.
  • hafif tombulcadır.
  • her günde mutlaka bulunan ağzı küfürlü teyze. günde kısır börek çay üçlüsünden sonra çekilebilen tek varlık.
  • yıhyıhyıh diye güler ve tavuğa benzer*
  • kendisi bundan haberdar mıdır bilmiyorum, ama annem akşam günden eve geldiğinde, o gün anlattığı terbiyesiz fıkrayı mutlaka bize anlatıyor. ve bu yüzden babam, kardeşim veya ben o teyzeyle sokakta her karşılaştığımızda tebessüm etmeye başlıyoruz. muhtemelen gündeki diğer teyzelerin ailelerinde de aynı durum yaşanıyordur.
hesabın var mı? giriş yap