• bişeyler yazmaya çalıştım ama kendisiyle çelişen tek kelimeyle tarif edebilirim: tarifsiz
  • elinden alınan özgürlüğün geri verilmesine bir kazanım gözüyle bakılan, sanki bir hediye almış gibi hissedilen, askerlik kağıdının geldiği ilk gün kadar saçma sapan bir gündür.
  • nizamiye önünde devriyeye hazırlanan uzun dönem çavuşların derin sigara çekişli bakışlarına maruz kalmaktır. elindeki koca valizi sırt çantası yapıp koşarak gözden kaybolmaktır. "bi yanlışlık oldu, geri gel ulan" demelerinden korkmaktır. kuytu bi yer bulup gizlice tekrar kapıya bakmaktır. kimsenin peşinden koşmadığını fark edip rahatlamış biçimde "bitti ulan, sonunda bitti" demektir. acele adımlarla terminal durağına yürümektir.
  • terhis olmama yakın, son bir ayda üç kez havadaki helikopter vurulduğundan -içindeki adamlar da yaralanmıştı tabi, hatta bi gün telsizden herkes yere yatsın helikopter düşebilir anonsu yapıldı ya la.- , helikopterleri geceye aldılar.

    terhis mahiyetinde iznimin başlamasına 7 gün var daha ama onrileonr bugün gidiceksin dediler haber öğleden sonra geldi. tugay komutanıyla kurmay başkanıyla vedalaşmalar. bölük komutanıyla birbirimizi fazla sevmişiz sanırım. insan üzülüyor. vallahi üzülüyor. zaten konvoylarda bi ton zaman kaybedicekmişim ondan gidiyormuşum. saat 20.00'de helikopter pistinde beklemeye başladım. bölük komutanımda geldi benimle beklemeye başladı. muhabbetler. ayrılık burukluğu. sonra helikopter 01.30'da geldi. şans, helikopter ilk sortide aldı beni. bölük komutanıyla son kez helalleştik -daha önce müteaddit kereler helalleştiğimizden bu sonuncusu biraz buruk oldu haliyle- dağ komandoya bıraktı bizi. hakkarideydim artık. nedensiz kendimi güvende hissettim. malum hakkari çukurcaya göre baya bi güvenli. gece 02.00'de dağ komandonun lojistik şubesine koşturuyorum lojistikçi üsteğmen orada. konvoy ne zaman dedim. demedim haykırdım. adam güldü haliyle. nerden geliyosun sen diyebildi. çukurca dedim. çay ısmarlamalar filan. 6 gün var konvoya dedi. hayallerim yıkıldı.

    baktım olmuyor saat 03.00 gibi sor soruştur bi uzmandan bi taksi numarası buldum. o saatte de aradım. hakkariden vana taksiyle gidicem. artık gitmeliyim çünkü. sokaklarda rahatça yürümeyi özlemeler. taksiciyle anlaştık. sabah 06.00'da dağ komandonun önünde olacak. uyku tutmadı.. 05.30'da dağ komandonun nizamiyesinden çıkıyorum. asker nereye dedi? tğm.onrileonr dedim. özürdilerim komutanım buyrun...

    elimde valizim. 8 ayın sağ salim geçtiğine inanamıyorum ama -bir daha buraya gelmem mümkün olmayacak yada büyük konuşmamak mı lazım?- içim nasıl buruk.

    terminatorde arka planda arda arda patlamalar olurken, gozluklerini takmış gayet cool bir sekilde yuruyen arnold schwarzenegger tadını yaşadım. taksiye binerken. evet.

    sonra taksiyle gitmeler. takside gerilla gerilla şarkıları. aç abi diyorum aç son ses aç. allah belasını versin buranın. adam gülüyor. gülüyoruz. her virajda bi gerginlik. lan bu virajın arkasında yolu kestilermiydi tamam diyorum. ama kesmiyorlar. kesmiyorlar. vana kadar kesmiyorlar hatta. 09.45'de varıyorum. 10.15'de izmir uçağı var. uçağa biniyorum. -hayret ki yer var- 2 saat sonra ülkenin öbür tarafındayım. tezkereyi alıp nizamiyeden çıkmışım ama böle bi yarım çukurcada sanki.

    hay diyorum nerden geldim. bi yandan da diyorum ki lan olm saçmalama. öyle yani.
  • şöyle bi baktım. ağız dolusu tükürdüm. hayatımın en güzel 2-3 gününden biriydi. özgürlüğüne kavuşuyorsun hapisten çıkıp. vatana hizmet adı altında milletin egosunu tatmin etme, gönüllü adı altında zorla alıkonulma durumun bitiyor. inanılmaz mutlu bir andı.
  • müthiş bir hissiyat. bekleme kısmı biter. reklam arası biter. canınızla kocanızda yeniden buluşursunuz. gerçi biz kocamın askerlik döneminde hemen hemen her ay görüşebilen şanslı azınlıktandık ama olsun. her buluşma sayılı gündü. bugünlerde kalbimde şarkılar türküler, halaylar...
    hoş geldim kocammm, hoş geldin sevdiğim.
    kimse sevdiğinden ayrı kalmasın. ayrı kalanların günleri de su gibi aksın gitsin.
  • hürgeneral olunan andır.
  • nizamiye kapısında arkadaşların kucağına seni alır ve dışarıya atarlar. çantanı atarlar ve arkana dönüp bakmadan kaçarcasına gidersin.
  • arkana bakıp asteğmenlere "bitmez" demektir.
  • hayatımın en mutlu anıymış, biliyordum. dağın başıydı araç yoktu ama çantamı aldığım gibi şener şen koşuşuyla çıktım nizamiyeden. (gerçi etraf yol filan videodaki yer gibiydi zaten orjinaline yakın bir çıkış yaptım nizamiyeden) köyün içinden toprak yolu tozu dumana katarak tavukların horozların arasından yardırdım. selam olsun sana toprakla oynayan sümüklü çocuk! selam olsun sana tarlada çalışan emekçi amca! selam olsun sana traktörüyle karşıdan gelen dayı! derken nefesim tükendi tabi. fazla uzağa gidemeden ana yola doğru sürünmeye başladığım sırada karşımdan traktörle gelen dayı da "bu geri zekalının gidişi iyi değil" demiş olacak ki birkaç dakika sonra arkamdan korna çalarak geldi ve alıp merkeze götürdü sağolsun.
hesabın var mı? giriş yap