• bizim sirkette birine e-mail ya da sirket ici chat ortaminda bu sozu yazdiginizda,
    karsiliginda size "re" yaziliyor.
    evet, "re".
    %100'luk bir istatistik var elimde.
    neymis efendim, "rica ederim"in kisaltilmisiymis...
    yemisim sizi be!
    ben sana "te" mi yaziyorum?
    bu kadar mi basitlestiniz?

    igrencsiniz...
  • gercegi dayimda gordum, tesekkur ederim seklinde olsaydi daha guzel olurdu bu sarki, eminim.

    not: dayım realist bir insan, size ne amk.
  • 3-5 ya$ arasi cocuklar soylediginde inanilmaz guzel olan cumle..
  • ben sana teşekkür ederim, beni sen öptün,
    ben uyurken benim alnımdan beni sen öptün;
    serinlik vurdu korulara, canlandı serçelerim;
    sen mavi bir tilkiydin, binmiştin mavi ata,
    ben belki dün ölmüştüm, belki de geçen hafta.

    sen bana çok güzeldin, senin ayakların da.

    (bkz: ülkü tamer)
  • gülben ergen'in son kasetinden, kasetten beklenmeyecek güzellikte olan şarkı...
  • bir bayanın sigarasını yaktıktan sonra sigara yakanın bayana söyleyeceği sözdür.*
    (bkz: adab i muaşeret kurallari)
  • son bir yıldır, çevremde olan herkese ara ara söylediğim kelime grubu.

    hayatımda eskiden beri olan, hayatımdan çıkan, hayatıma giren, benim ben olmamı sağlayan herkese çok teşekkür ediyorum.
    inanılmaz derecede üzülsem bile, sevinçten havalara uçsam bile, ölümüne kederlensem bile hayatımda olduğunuz, bulunduğunuz, geçerken uğradığınız için....
    bana öğrettikleriniz, macerama katıldığınız, sınırlarımı gösterdiğiniz için....

    çok teşekkür ederim.

    intihar notu gibi oldu ama değil. tam tersine, kendimi yaşayacağım bir hayata başlangıç notu.
  • büyülü sözcük. büyülü çünkü bütün kapıları açar, kapanması gerekenleri yumuşakça kapar... uygar dünyanın dudaklarında yok olup gitmiştir.*
  • sırp komutan ratko mladiç'in srebrenitza'nın; hollandalı birlikler tarafından kendisine bağlı sırp güçlerine içindeki 60 bin civarında boşnak'la birlikte teslim edildiği gün söylediği cümle...

    o sırada srebrenitza birleşmiş milletler tarafından güvenlikli bölge ilan edilmiş durumdaydı.......
  • bu yaşa bıraktın ehliyeti diye diye gittim sınava. halkalı'da bir okul. çıktım sınavdan. malum bu civarlarda meşhur nikah telaşı var, yollar kapanmış. taksiler sınav çıkışı dolu geçiyor. önce alt yolda ki durağa yürüdüm, taksiden umudu kestim üstüne bir de minibüsler tıklım tıklım. geri işe dönmem lazım bi yandan. hastaların randevusu geçiyo. malum özel sektör. gecikme olunca ciğerimi sökerler falan diye korkuyorum. telefon almadım sınava giriyorum diye. en azından 20 dakika bekledim yok binemiyorum. zaman geçiyor. koşarak, belki oradan daha çok taksi geçer umuduyla 2-3 km lik rampayı tırmandım. yok. gelen bir iki taksi de dolu. koca koca kuru binaların arasında kalmışım. karşıdan göründü benim kahraman.nerden baksan 120 kg'lık, yaşmaklı prenses, pazar çantasıyla geliyor salınarak. ben inceden dağılmaya başlamışım randevular kapıda bekliyor 1 saattir. teyzem buradan geçmez mi taksi falan diyorum. aa geçmez mi deyzem, lüks mekan buralar hep geçiverir. ben yerlisiyim diyo. nası yerlisisin sen buranın be teyzem diyemiyorum tabi tombik surata. neyse bu önce pazar arabasını güvenli bir şekilde park ettikten sonra dikiliyor yanıma. görüntüyü hayal edebiliyorsunuz değil mi? yaşmağıyla, 90 kalıp dışarıya gerdiği göğüsüyle, terliğiyle taksilere süper ıslıklar çalıyor, kadın şöför gördüğü arabaları terlikli ayağını uzatarak durdurmaya çalışıyor, durmayana kızıyor. ve gitmiyor bir yere. gideyim de demiyor. bırakmaz beni öyle. nası mücadele. kahramanım büyüdükçe ben kibarlaşıp süzülüyorum. en son teyze bi kadına alsanıza bu kızımızı acelesi varmış dediğinde kaşlarımın şekliyle kendime geldim. nasıl bir moda girdiysem. neyse zaman geçiyor. telefonunu veriyor. arıyorum açmıyorlar. artık kendimi dolu bi taksinin camından içeri atıyorum. hanfendi bende gelsem sizle kaldım burada diye. kadıncağız kabul ediyor. benim ki kapımı açıyor. teyzem xxx hastanesinde akutkronik diyetisyeni varmış diyecen, gelicen seni zayıflatıcam söz diyorum. taksici gülüyor. arkada ki yolcu abla gülüyor. ablayı da gideceği yere tam bırakamıyoruz geçişleri kapatmışlar diye çocuğuyla yürümek zorunda kalıyor uzun bi yolu. şimdi evime dönüyorum. telaştan düşünmemişim bile konu üzerine. ama şuan aklımda sadece pazar çantasıyla gelişi var. ekşi sözlük için sığ bir hikaye ama bir yere yazmam lazımdı o kadını. teşekkür ederim prenses. bulucam seni.
hesabın var mı? giriş yap