• (bkz: #67752092)
    (bkz: #68524085)

    bence futbol izlemeyi bıraksın, curling takip etmeye başlasın. okuduklarım o kadar saçma şeyler ki, "troll'ün tekine meze mi oluyorum yoksa?" dedim. bu gibi durumlar için kullanılan şakaysa hiç komik değil ciddiyse hiç komik değil bir tabir var, tepkimi çok güzel özetliyor. nerede kımıl zararlısı tip varsa ölürcesine savunuyor eleman, zihniyetini anlamak mümkün değil.

    bu elemanın beyin işleyişine göre bir fikriniz onunkiyle örtüşmüyorsa gidip kanıt getireceksiniz. mesela rüzgar nereden eserse oraya yanlayan ama iktidara yanlamakta geç kalınca muhalif ayaklarıyla veletlerin gözünü boyayan bilgin gökberk'in ne olduğunu kabul edebilmesi için çalıştığı gazetelerden 20 yıllık arşiv araştırması yapmam gerekiyor. ahah, sözlükteki her veledi ikna etmek için arşiv araştırması yapacaksak ohooo. yine de beyefendiye sözlükten bir örnek gösterdim.

    (bkz: #6901863)

    kanıt gösteremedin diye ağlamaktan başka konuya dair gık edemedi. 90lı yıllarda yılbaşı programlarında rakı içilmesini bilmek gibi bir şey bu, bazı şeyler tecrübeyle öğrenilir. tıpkı şu söylediğim şeyin doğruluğu için sana star tv arşivinden video getirmek zorunda olmadığım gibi, bilgin gökberk denen tipin ne olduğunu da kanıtlamak zorunda değilim. çok merak ediyorsan adamın o dönem çalıştığı gazetelerin arşiv kısmına uğra, tek tek oku. bu kadar uğraşmayacaksan babana sor, belki o biliyordur. bu yeni jenerasyon veletlerin her şeyin internetten saniyesinde şak diye çıkacağına inanmaları beni çok güldürüyor.

    bu kafayla 18-20 yaşına kadar kendisini leyleklerin getirdiğine falan inanıyordur bu, ahahahah. kendisine laf anlatmaya uğraşacaksanız bu entry referansınız olsun, hiç uğraşmayın. sabri sarıoğlu'nu savunan, örnek gösterirken totti - roma konularına benzeten adama laf anlatıyorsunuz, aklınızdan çıkmasın.
  • azimli bir şekilde sol frame'ı katleden yazar.
  • lümpen başlığında ki yazı stilinden ve her s.ki genellemesinden anlıyoruz ki kendisi bir manipülatif lümpen.

    lümpen genelleyeceğim derken sıvamış yazar.
  • (bkz: futbol üfürükçüsü) göyyyya piston futbolu diye bir kavram türetti, piyasa o noktanın ucundan geçmedi. koca dünyada bi bielsa okuyup sabahlara kadar football manager okuyunca geleceğin futbolunu öngörebileceğini sanıyor. yazdıkları doğru değil.
  • şimdi madem kendisi de arzu ediyor, niçin futbol üfürükçüsü dediğimi tekrar ve uzun şekilde anlatayım.

    bilen bilir, melih şabanoğlu isminde bir galatasaray yazarı vardır. iyi bir galatasaray tarihçisi ve romantiğidir. ama futbolu iyi okuyamaz.

    bundan on yıl evvel melih bey'in bir blogu vardı, gayın-sin. her maçtan sonra on sayfa yazı yazardı. hatırlıyorum rijkaard'ın geldiği sezon; işte takım bir maç yapıyor; berabere bitiyor; maç berabere bitti ama, ayhan ile mustafa sarp'ın ısı haritasındaki konumları bir metre daha yaklaştı; durumun integralini alırsak iki ay içinde takım boyu 15 metreye düşecek, uçacağız gibi uzuuun uzun yazılar yazardı.

    bir gün işin aslında riijkard veya mustafa sarp olmadığı anlaşıldı.tarihi ballandıra ballandıra anlatan melih bey futbolu da kurgulaya kurgulaya anlatıyordu.

    şimdi gelelim tevfikken isimli arkadaşımıza ve 3-1-3-3 sistemine. dünya çapındaki hocalar bir yandan devrin futboluna adapte iken diğer yandan da yeni yeni sistemler üzerine kafa yoruyorlardır ammenna. hatta sistemini mükemmelleştirmek için tek "stopere geçelim" gibi ütopyalar edinip üzerinde çalışabilirler ammenna. hatta futbolun gidişatı bir şekilde tek stoperli sistemi gerektirecek yere evrilebilecektir ammenna. ama daha böyle bir sistem hiç denenmemişken tüm on birin nasıl dizileceğini öngörmek imkansız oğlu imkansızdır. bunu guardiola da simeone de hatta hatta bielsa da denemeden bulamaz. olay şöyle olur; tek stoperin kazanımları hocanın zihninde ağır basar. akabinde deneye yanıla ortaya birşeyler çıkartır.

    eğer tevfikken tek stoperli sisteme geçilecek gelecekte, sebebi de şu şu şu dese geçseydi bir miktar anlaşılırdı. ama 3-1-3-3 gibi tümüyle kendi kurgusu olan hiç denenmemiş bir sistem ortaya atıp futbolun da buna göre şekillenmesi gerektiğini düşünmek bir doğruya on kurgu katmaktır.

    mourinho'ya otobüs çekiyor, guardiola'ya beğenmiyorum diyen adamı normal karşılarım. ama bu arkadaş fenerbahçe'ye en ideal hocanın ümit özat olduğunu söylüyorsa yapılacak tek şey gülmektir.

    kurguladığı sistemde en büyük rollerden birini dinamo gibi oynayacak olan box to box oyuncuya veren kendisi o bölgeye ozan tufan'ı yakıştırınca komik oluyor.

    sayfalarca romantik romantik yazdığı ve piston futbolu dediği şeyi size üç cümlede açıklayabilirim. tiki taka futbolu savunan taraf sizseniz üzerinize çöktüklerinde topu kapıp pas yapa yapa kontra yapma şansınız da çok azdır. çünkü rakip topu kaptırdığı anda delicesine alan daraltır ve sizi pas hatası yapmaya zorlar.

    elinizde süratli ve kuvvetli 3-4 oyuncu varsa, topu alır almaz bu adamların bir anda dikine koşmasını, topu alanın da topla yardırmasını sağlarsanız tiki takayı geride eksik yakalarsınız.
    bu arkadaşın piston futbolu dediği şey pikini bayern ile yaptı ve daha hiç o seviyeye gelemez. çünkü tiki taka futbolu da çehre değiştirdi ve dolayısıyla antitezi de zayıfladı.

    gelelim bu arkadaşın hiçbir çözümü yok dediği mourinho'ya. tiki taka futbolunun pres yapılarak kolay kolay aşılamayacağını gören mou 10 tane futbolcu eskisi ile inter ile tiki takayı zirveden indiren adamdır. 2009 yılında: o zaman biz de geride bekleyelim hem enerjik kalalım hem de orta kafa organizasyonu bile deneme ihtiyacı duymayan barça kilidi açamasın, dinç bir şekilde kontra yapalım diyen mou şimdi modası geçse de çözümü en klasıyla üreten bir adamdır. tüm dünya başka birşey oynarken 4-3-3'ü chelsea ile gündeme getiren adamdır. hem de gerçek üç forvet ile.

    özetle arkadaş çok fm oynuyor.
  • basit bir liseden vasat bir üniversite kazanmış, sokakta kendisinden yaklaşık 25 milyon adet bulunan bir insandır. hayatındaki en büyük başarısını yazarlığının onaylandığı gün yaşayan bu arkadaş ilk zamanlarda sözlüğe sik sok entry'ler düzmekteyken, fav kasmak ve yaklaşık 10-15 kişilik bir hayran grubuna ulaşıp sokak arası ününe kavuşmak için kasılmaya başlamıştır.

    internetin ücra köşelerinden, kimsenin göz atarak zaman bile kaybetmek istemeyeceği şeyleri, insanlar anlayamasın da havalı görünsün amaçlı laf kalabalığıyla pazarlayıp, esasında "ben çok akıllıyım" ve "kesin yaşanmıştır" temalı entry olarak buraya düzmektedir.

    kendi çapında bir immanuel tolstoyevski olma yolunda ilerlediğini düşünsede, genlerinin doldurup, yetiştirilmesinin sıktığı vasatlık kurşunu, varoluşunun en derinliklerine kadar saplanmıştır. çaresi yoktur.

    nargile kafede laptop'ıyla fm oynayan bir tip değilse ben de bir sik bilmiyorum.
  • bu aralar, futbolla ilgili her başlığın altına; kendi açtığı başka bir futbol başlığına çekme çabasında olan yazardır.
  • fazla fm oynayan bir yazar. futbolu fm’den ibaret sanıyor. bir de şimdi stopersiz taktik bulmuş onu anlatıyor. o anlattığı stopersiz taktikte önlibero büyük takımlar karşısında bitkisel hayata girer. yani kısaca boş konuşuyor.

    ayrıca kendisinin fb teknik direktörlüğü için ümit özat önerisi vardır ki, başka şey dememe gerek yok zaten.*
  • keşke her önemli maçtan önce yorum yazsa da teknik bir gözle maçları izleyip, değerlendirebilsek.
    tanım: futbol bilgisine güvendiğim nadir ama underrated yazarlardan.
  • hagi hakkında yaptığı bir yorumu okuduktan sonra kahkaha atıp biraz da hayret ederek başlıklarıyla birlikte engellediğim yazar. böylesi daha iyi olacaktır.
hesabın var mı? giriş yap