• cocuklugun soguk geceleri'den:

    "olum dusuncesi izliyor beni. gece gunduz kendimi oldurmeyi dusunuyorum. bunun belli bir nedeni yok. yasansa da olur, yasanmasa da. bir kaygi yalniz. beni, kendimi oldurmeyi denemeye iten bir kaygi.

    karanlik bir gecenin gec vaktinde kalkiyorum. herkes her geceki uykusunu uyuyor. ev soguk. cok sessiz davranmaya ozen gosteriyorum. gunlerdir biriktirdigim ilaclari avuc avuc yutuyorum. kusmamak icin uzerine recelli ekmek yiyorum. genc bir kizim. olu govdemin guzel gorunmesi icin gun boyu hazirlik yapiyorum. sanki guzel bir olu govdeyle oc almak istedigim insanlar var. karsi cikmak istedigim evler, koltuklar, halilar, muzikler, ogretmenler var. karsi cikmak istedigim kurallar var. bir haykiris! kucuk dunyaniz sizin olsun. bir haykiris! sessizce yataga donuyorum. olumu ve yoklugu uzun sure dusunmeye vaktim kalmiyor. simdi gozumun onundeki goruntuler renkli kirlari andiriyor. korkacak bir sey yok. kirlarda kosuyorum. sanki bir deniz kentinde yasamiyorum. hep kirlar. esintiyle birlikte egilen otlar arasinda bir basimayim. birazdan olum beni alacak."

    yazar. oysa bu kadar guzel yemisler varken, insan nasil olmeyi dusunur...
  • şimdi yazanlar, iyi yazanlar, iyi yazmasalar bile iyi yqazacaklarını hissettirenler, farkında olmadan onu yeniden-üretiyorlar, ona banziyorlar ister istemez. akranlarından, çağından biraz daha ötede imiş yazarken, kabul etmek gerek. kadın duyarlığı diye birşey varsa eğer, onu da yansıtmış. ve de erken gitmiş: az yazmış, erkenden uzaklaşmış.
  • kafka'dan "kafka ile yasamak acınacak guncelliğimizin en buyuk umudu" diye bahsetmis olan kayıp çevirmen + yazar.
  • "tanımadığın sürece her acı dayanılabilir."
  • ablam sayesinde keşfettiğim, yaşamın ucuna yolculuk adlı eseri ile hayatımı derinden etkileyen ve hayatına kendi elleriyle son vermeyi deneyen ancak yakalandığı kanser hastalığı sebebiyle18 şubat 1986 yılında isviçre’nin zürich kentinde vefat eden yazar.
  • seneler once ben yeni yetme bir tipken annem benden dogum gunu icin bi kitap almami istemisti. kitabin isimini ve yazarini elime tutusturmus ve beni kitapciya gondermisti... tezer ozlu - yasamin ucuna yolculuk...
    cok merak etmis ve annemden once ben okumustum... sonra dier kitaplari alindi tek...
    yasamin ucuna yolculuk ise uni. edebiyattan tez konumdu. 99 almistim... hala merak ederim acaba o bi puani neden nerden kirdilar...
    keske hala yaziyor olsaydi da yeni kitaplarini okuyabilseydim ama varolanlari defalarca okumaktan da sanirim hic bikmayacagim...
  • sylvia plath'i çok seven bu kadin ikisi arasinda sadece mekansal farklilik varmisçasina bir benzerlik bulundurur yazilarinda, üslubunda. gece gece okumak çok tehlikeliymis ancak, kaçmakta olanlar, gitmekten gidip de göreceklerinden korkanlar için. uçurumun ucundayken ki bas dönmeleriniz oluveriyor bir anda, elde ayakta kuvvet denilebilecek ne varsa aliyor. kar'da söyle bir bölüm var:
    "o öldü. hiçbir sey anlamadim onun ölümünden. korkmadim da. yalniz bir evin yüksek katindan caddeye bakarken, asagida giden cenaze arabasinda onun götürüldügünü biliyordum. bir kadin beni oyuncaklarla oynamaya zorluyordu. sanki simdi bir baskasinin ölümünden bir sey anliyor muyum?

    kendi ölümümden?"
    birkaç hafta önceki kötü bir deneyim, belki kisisel tarihin bu kadar önemli** bir bölümün kaybolusunun, bir devrin kapanisinin dank etmesine vesileymis suncacik kelimelerden olusan bir bölüm. oturup bir güzel aglama nedeniymis.
  • her seferinde ruhumu delip geçen, niye gittin* diye sinirlenmeme sebep, kelimelerin kifayetsiz* oldugu kadin.. bir düsün vücuda gelmis hali,tezer..
  • "seninle yatarken aldatmiyorum seni,bu bile çok degil mi?" diye sorabilen essiz kadin yazardir.
    çocuklugundan baslanip serinin sonuna gelinerek okundugunda daha farkli bir tat birakir insan hafizasinda.
  • benim için prag'ı daha da bi anlamlaştıran tapılası kişilik. onunla prag'ta aramak isterdim, bulmadan yalnız geri dönmek pahasına olsada.
hesabın var mı? giriş yap