• avustralya çölü eşliğinde üç tane tapılası drag queen'in maceralarını ve yaşamlarını anlatan bağımsız avustralya filmi.
    dragqueenlerimiz terence stamp, guy pierce (la confidential'daki hırslı polis) ve hugo weaving (matrix'teki ai ajan kardeşimiz)
    ince esprilerle donanmış, üç adet travesitiyi i will survive'i söylerken görebileceğimiz bir film
  • avustralyalilarin abba takintisinin acik secik gorulebilecegi bir filmdir. digeri icin (bkz: muriels wedding) 1994'de kostum dalinda oscar odulu almisti. muthis oyunculuk ve kiyafetler.. sooo gay..
  • terence stamp'i sade elbisesi, ince kolyesi ile asla karikatür olmayan bir travesti olarak izlemek gibi unutulmaz bir deneyim sunan mükemmel film. üç oyuncu da ayrı ayrı mükemmeldi demek gerek.
  • hugo weaving'i kalleş rollerde izlemeden çok önce de ne kadar da iyi bir oyuncu olduğunu anlamamızı sağlayan eğlenceli film. avustralyalılar da pek bi gurur duyarlar bu filmle. gerçi gurur duydukları kadar da vardır.
  • asla tecrübe edemeyeceğim bir hayatın en sevdiğim giriş kapısıdır bu film. filmlerin en güzel yanı da bu sanırım. en azından kendi adıma. bambaşka bir dünyanın bambaşka bir yansıması. esas konuşulmaya değer olan da filmdeki üç adamın*** olağanüstü performansları. hele ki 27 yaşında bir guy pearce vardır ki ne zaman bir filmini izlesem zamanında drag rolü yapmış değil de adam rolü yapıyormuş gibi gelir. hey ki hey. ve ne zaman hayatı ciddiye almada kulak yakan sınıra ulaşsam şöyle derim "acaba şu an yanımda felicia jollygoodfellow olsa ne yapardı?"

    --- spoiler ---

    çocukluklara dair flashbackler pekala yerindedir. sözümona ötekinin anormalin sorgusu hep yapılır. çirkin meraklılar illa bir neden bulmaya çalışır. oysa bazen neden bile yoktur, sıradan olağanlıklar vardır.

    çocuk yetiştirme adına güzel bir ahlak değerlendirmesi de vardır. yalana başvurmayan, gerçekleri saklamayan, dürüst. ahlaki değerler seçime tabidir der, birey vakti gelince kendi değerlerine kendi karar verir.

    yine de mitzi'nin oğlu için maskülen havalara girme çabaları ama yere tükürmeyi dahi becerememesi... babalık gibi zor bir görevi -hele ki kendi için- sırtlaması ama çocuğu gözündeki pozisyonunu kaldıramayıp sahnede bayılması. hepsi acayip naif dokunuşlara sahip sahnelerdir.

    ama en çok da bernadette'in şu sözleri insanı vuruyor: hepimiz oturup bu leş şehri eleştiriyoruz durmadan oysa enteresan şekilde hepimizi de koruyor bu şehir. taşradaki bu çirkin duvar bizim çıkmamızı mı yoksa onların girmesini mi engelliyor, bilmiyorum.

    --- spoiler ---

    homofobik dünyanın öldürücü gürültüsünden kaçıp neşeli bir abba şarkısı dinlemek gibi bu film. eshottan lavanta renkli çılgın otobüse sevgilerle.
  • profesyonel oyuncuların, her rolü, muhteşem bir şekilde oynamalarına en güzel örnek bu filmdir. insanın, avusturalya'ya gidip, bernadette, mitzi ve felicia'yı bulup aralarına katılası gelir.
  • herhalde tüm dünyanın agent smith olarak tanıdığı hugo weaving'in 30'lu yaşlarına tanıklık etmenin ilginç olduğu, '94 yapımı başarılı avustralya filmi. yönetmeni de başka bir filmini izlemediğim stephan elliott...
  • filmin kahramanlarinin hem evleri hem ulaşim araçlari olan otobüs-karavan çok güzeldir.
  • hollywood versiyonu da aslını aratmayacak derecede komiktir:
    (bkz: to wong foo thanks for everything, julie newmar)

    31. uluslararası istanbul film festivali'nde 'priscilla, çöllerin kraliçesi' adıyla gösterilmişti.
hesabın var mı? giriş yap