• türkiye'deki referandum sürecini ele alan diego cupolo imzalı dikkat çekici bir yazı yayınlamışlar:
    https://www.theatlantic.com/…m-erdogan-kurds/522894
  • pocket listemdeki makalelerin çoğunu oluşturan bilim, kültür, sanat, teknoloji, ekonomi, siyaset, sağlık vs. gibi sectionlarıyla kapsamı geniş gavur dergisi. foreign policy, time, slate, the economist, the new yorker vs. gibi dergilerden farklı olarak yazıların çoğuna bırakın dergiye abone olmayı üye olmadan bile ücretsiz olarak ulaşabiliyorsunuz. entelektüel manada ve genel kültür bağlamında bana çok şey kattı diyebilirim keşfettiğim son 2 yılda. ayrıca sosyal medya sayfalarında da baya aktifler. her gün geçmişteki sayılarından birkaç yazıyı paylaşıyorlar o günkü gündemin akışına göre. bazen facebook'taki gönderilerin altında güzel tartışmalar dönebiliyor. ara sıra kendimi tutamayıp ben de o tartışmalara katılıyorum.
  • efektif bir protesto'nun nasıl olması gerektiğine dair geçtiğimiz şubat ayında yayımlanmış bir yazıya şimdi denk geldim. neredeyse tamamen türkiye için de geçerli yazıda bahsedilenler. sol neden iktidar olamıyor sorusunun cevaplarından da biri aynı zamanda.
    link
  • evergrey' in 2019 albümü. uzun süredir sağlam bir albüm çıkartmayan evergrey' in ilk dinlemede keyif veren albümü.

    ilk dinlemde weightless harika bir şarkı ve özlenen evergrey tadını son lokmasına kadar veriyor.

    işin enteresan kısmı; albümün kayıtları stüdyodaki bir hırsızlıkta çalınmış. sonrasında albümü tekrar ele almak zorunda kalmışlar. iyiki de yapmışlar
    thomas englund' un söylemine göre bu yaşanan trajediden daha kuvetli bir albüm çıkmış.

    sonuçlara bakarsak haklı olduğunu düşündürüyor.

    monday morning apocalypse' ten beri kabak tadı vermiş evergrey' e harika ferah bir tat gelmiş.

    thomas englund' u redemption' ın son albümünde de dinlemiştim ama kendi yazdığı müzikte daha da güzel parladığını görüyoruz tekrar.

    olmuş bu albüm...
  • tek seferde $50 alıp, yıllık abone olabiliyoruz. 52 hafta boyunca her hafta yalnızca $1 alıyor ve 2 hafta da ücretsiz sunuluyor. yıllardır takip ettiğim, makalelerini büyük bir ivedilikle okuduğum dergi kendileri. az önce dijital üyeliğimi başlattım. haftalık 1 dolar böyle bir devasa kaynak için hiçbir şey bence.

    ek olarak; dijital aboneliğiniz olmadan 5 defa ücretsiz içerik okuyabiliyorsunuz. medium'un free hali gibi.

    şuradan üyelik detaylarına bakabiliyoruz.
  • cumhuriyetçi* eğilimler taşımasına rağmen en sağlam trump karşıtı yazıların okunabileceği kaliteli ve eski bir amerikan dergisi.
  • cok duzgun bir dergidir. ıcerisinde harika yazilar bulup kaybolabilirsiniz. lakin personel azaltimina gitmesi can sıkıcı.
  • 2016 amerika seçimlerinde yayın kurulları tarafından açık bir şekilde hillary clinton'u desteklediklerini açıklasalar da, oldukça tarafsız olduğunu düşündüğüm çok kaliteli ve köklü dergi.
  • bu dergi beni acayip ofsayta dusuruyor son zamanlarda. allahim, yoksa ben de bir "ortanin sagcisi" miyim?

    yasadigim ulkenin medyasini, fikir dunyasini takip etmeyi seviyorum. japonya'da yasarken bu kolaydi. ingilizce cok opsiyon yoktu. olanlar da zaten buyuk oranda devletten nemalanan propoganda araclariydi. yine de bazen gulerek bazen dehsete duserek takip ediyordum ulkede neler oluyor, neler bitiyor, japonlar nelere takiliyor falan... arada japonca makaleleri paylasan arkadaslar oluyordu ama enteresan bir sekilde ingilizce veya japonca, belli bir patern oluyordu okunacak materyallerde (sanki butun makaleler tek bir kaynaktan servis ediliyordu ahaha).

    abd bu acidan cok enteresan bir medyuma donustu benim acimdan.

    simdi ve oncelikle, abd inanilmaz kendine odakli bir ulke. ikincisi, malum yil 2021, belli bir egitim ve farkindalik seviyesine erismis bir bireyin, hele ki uluslararasi platformlarda takiliyorsa abd-menseili kultur emperyalizmine ugramamasi imkansiz. yani daha buraya gelmeden zaten az cok burada hangi gazete var, hangi dergi var, fox grubu boyle yamuk, vesaire belli bir bilgim vardi (the paris review'in varligindan haberdar degildim gerci, ilk is uyelik aldigim dergilerden biri oldu).

    ucuncusu de burada gercekten her tipte insan var. yani bunu hint kokenlisi, siyahisi vesaire diye soylemiyorum. omaha'da dogup hayati boyunca nebraska'dan disari cikmamis milyoner de var, ny'da bildigin central park'da yasayip goodreads'e review giren tipler de... bu cesitlilik medyaya da yansimis vaziyette. ve bu ortami zeki insanlar yonetiyor.

    mesela iki sosyolojik, bir yemek kulturu makalesine bakip the new york times'in dunyanin en cicis, en pambik gazetesi oldugunu dusunuyorsun bir an. sonra aklina geliyor, washington post ile beraber irak savasinin (ya da istilasinin) en buyuk yardakcisi kimdi diye dusunuyorsun, hooop evet, the new york times (gerci new york times bu b.ku hemen hemen her konuda yiyor ama nedense entelijansiyanin bayrak tasiyani... neyse neyse).

    the atlantic boyle yanar donerli ortamda en azindan durdugu yeri uzun zaman once belli etmis bir dergi (en azindan son yillara kadar yerinden milim oynamamis anladigim kadariyla, o da ortanin az sagi). ogul bush'un konusmalarini yazan adamin yazarlik yaptigi bir dergiden bahsediyoruz. bu acidan mide bulandirici.

    yalniz beni dusuncelere gark eden durum sudur ki, abd'ye tasindigimdan beri googleda surda burda makaleleri oneriliyor bana the atlantic'in ve acip okudugumda hem acayip keyif aliyorum, hem bir merak uyandiriyor, hem de ne yazik ki cogu zaman yazilanlara "katiliyorum". halbuki geyigine the political compass testini yaptigimda bernie sanders'in az solu, jeremy corbyn'in az sagi, bildigin left libertarian cikiyorum...

    mesela su son novak djokovic (no-vaxx djocovid) olayinda bence medyadaki en tumturakli (gote got diyen) makale the atlantic'de yayinlandi. neredeyse diger tum medya organlari "aman keyfimiz bozulmasin ali riza bey" tavrinda takilirken, jemele hill makalesinde acik acik "asi olacagina kaos yaratan diger bir asi dusmani" yazdi. sonucta kac tane grand slam sampiyonlugu bir insanin canina deger ki?

    ogrencilere, doktorlara, akademisyenlere, biliminsanlarina, ogretmenlere falan yillik 35 dolarlik uyelik kampanyasi var, ustelik eve yazili dergi yolluyorlar. ny'da ortalama bir restoranda bir aksam yemegi fiyati. ben de an itibariyle uyeligimi aldim bakalim. eminim cinlerimi tepeme cikaracak makalelere de denk gelecegim ama genel olarak, en azindan kendi deneyimim, oyle cok bahsedildigi kadar da sagci takilmiyorlar su an icin. belki de yonetim katinda degisiklikler olmus olabilir. bilemiyorum. bilebildigim sey ise gercekten enteresan konularin islendigi, ilgi cekici ve okumasi keyifli makalelerin yayinlandigi.

    bir the paris review, bir the atlantic gomdum. yanina bir de bir yemek/yasam tarzi dergisi ekledik mi super olacak.
hesabın var mı? giriş yap