the blue cafe

• bir sabah eger bu sarki ile uyanirsaniz, sarkiyi secip koyan kisi ^** size bakiyorsa, sarkinin sozleri yavas yavas beyninizden suzulmeye basladiysa, where have you been?, where are you goin to? soru cumleleri birbiri ardina patliyorsa, umarim bu bir ruyadir^*yalvarisi ile gozlerinizi kapayip tekrar actiginizda o ve muzigi hala bogazinizi sikiyorsa^**, hayatiniz film seridini bir ileri iki geri sarip izlettiriyorsa, en sonunda tamamen uyku surecinizin bitmesi ile bir !^*'e donusmuseniz bilin ki agir bir sekilde boku yemissinizdir.
  bu tip durumlarda ortamdan cikinca gidip pcnin basina mp3'unu indirip sakin ama sakin loopa alip dinlemeyin!
  cok kisisel dipnot: hic kaile alinmayan sarkilar bir gun kafanizin icinde hayat boyu donmeye mahkum olabilirler. (bkz: no surprises)
• where have you been?
  where are you going to?
  
  acıtır.
• klibinde yer alan macera dolu görüntüler schimanski adlı bir alman tv dizisine ait olan müstesna ve fevkalede blue eser. görüntülerin hangi filme/diziye ait olduğunu çok aradım ama buldum sonunda, mutluyum, madalyamı bekliyorum.
• bir pazar sabahı dinlenerek uyanılması çok çok leziz olan, sırf uğruna the blue cafe isimli bir mekan açıp açılış ve kapanış şarkısı olarak çalınması ne kadar hoş olurdu düşüncelerinin arasında kaybolmaya neden olan şarkı.
• hayatım kilometreler boyu uzanan ve kırık hayalerden izler taşıyan sonsuz yollardan ibaret.
  nerelerdeydin dediğini duyar gibiyim. seni mavi kafe'de karşılayacağım.
  çünkü orası o'nun bildiği ve umursamayan kişiyle buluştuğu yer.
  yaşlı olan, dönüşü olmayan ihtimali seçmeye cüret eden genç olana kaderin kartlarını gösteriyor.
  
  nerelerdeydin? nereye gidiyorsun?
  yeni ne var bilmek istiyorum, seninle gitmek istiyorum.
  ne gördün? yeni ne biliyorsun?
  nereye gidiyorsun? çünkü seninle gitmek istiyorum.
  o yüzden beni mavi kafe'de karşıla.
  
  bedel büyük, fiyat yüksek. tüm bildiklerini al ve hoşçakal de.
  masumiyetin ve tecrübesizliğin artık hiçbir şey ifade etmiyor.
  çünkü orası o'nun bildiği ve umursamayan kişiyle buluştuğu yer.
  nerelerdeydin dediğini duyar gibiyim. seni mavi kafe'de karşılayacağım.
  
  nerelerdeydin? nereye gidiyorsun?
  yeni ne var bilmek istiyorum, seninle gitmek istiyorum.
  ne gördün? yeni ne biliyorsun?
  nereye gidiyorsun? çünkü seninle gitmek istiyorum.
  o yüzden beni mavi kafe'de karşıla.
• sevkiliyle ozde$le$tirilen mekanin zamandan daha onemli ve guzel oldugunu anlatan harika chris rea $arkisi..
• nerelerdeydin?
  peki şimdi nereye gidiyorsun?
  aradığın ne?
  kimin için terk ediyorsun?
  
  seninle gelmek istediğimi
  bilmiyor musun?
  
  gidiyorsun ama,
  çok ayıp ediyorsun…
  
  (demiş sanki chris rea)
• icerisinde;
  souare peg, round hole
  miss your kiss
  shadows of the big man
  where do we go from here? (sarki budur hoca)
  since i found you
  thinking of you
  as long as i have your love
  anyone quite like you
  sweet summer day
  stick by you
  i'm atill holding on
  the blue cafe
  parcalarinin yer aldigi, chris rea'nin nam salmasina vesile, 1998 cikisli album ve parcanin adi.
• yanlış zamanda çalmasıyla içi feci acıtan güzel şarkı.
• oturaklı amcamız chris rea'nın sesiyle resmen püfür püfür eser bu şarkı. sessiz sakin bir deniz kıyısında sevgiliyle dinlemek ne hoştur ama!