• the bourne identity aslen robert ludlum'un bir kitabi olup, kitabin basarisi ve kitabin ana karakteri jason bourne'un bagimlilik yapan karizmasi uzerine the bourne supremacy ve the bourne ultimatum diye iki devam kitabi daha bulunmaktadir. jason bourne karakteri alemlere karizmanin tanimini yapan ve carlos*'a ayari 24'ten veren bir kisi olarak nasil da sunepe seker oglan gorunumlu matt damon tarafindan sahnelenecektir, o da bir merak ve esefle kinama konusudur..kitabi okuyunuz (bayinizden israrla isteyiniz), kitabi okuduktan sonra acaba matt damon kac olceginde sicti sivadi sorularinin cevabi icin filme gidiniz diyorum..
  • matt damon, run lola run daki hatun kizimiz (bkz: franka potente) ve julia stiles in basrollerini oynadigi film
  • gittik gorduk uyuduk,hehehe..bilmiyorum belki de sorun bendeydi filmi izlerken ama iki oyuncu da sicmis hakkaten filmde..ozellikle franka potente ingilizceyi nasil daha iyi konusurum diye ugrasmaktan rol yapacak zaman bulamamis.bayik film kisacasi.
  • basrollerde matt damon ve run lola run filminden tanidigimiz franka potentenin oynadigi yeni bir amerikan thriller'i. cekimler neredeyse tamamen avrupa'da yapilmistir, bu nedenle goruntulerin oldukca ic acici oldugu soylenebilir. filmde matt damon hafizasini unutmus bir ajandir, kendini bulmaya calisirken bir yandan da birileri onu yok etmeye calismaktadir. hatun kisi olaylar sirasinda matt kardesimize can yoldasligi yapar..

    filmde bir miktar james bond havasi sezilmektedir, toy arkadasimiz matt damon'a gereksiz bir karizma yapilmaya calisilmistir. yine de yuksek tempolu, izlenesi bir film diyebiliriz..

    bu arada filmde matt damon ettigi fransizca laflarin hicbirinin anlamini bilmemekle beraber, fransiz bir elemanla karsilikli calisarak o sozleri soylemeyi ogrenmistir*
  • matt damon kendini bilmeyen, karate bilen, düz duvara tirmanmayi, düz duvardan inmeyi, adam dövmeyi, tek elle adam dövmeyi, bakışlarıyla adam dövmeyi, fransizca, almanca, italyanca, çekce, portekizce, brezilyaca, papua yeni ginece konuşmayi, attiğini vurmayi, delikanliyi gözünden anlamayi bilen bir süper-insandir... ulan peki ben neciyim ki bunlari yapabiliyorum diyen jason bourne belli ki izlediği james bond filmlerini de unutmuştur, yoksa direk "ulan ben önüme her çikan kadinla yatiyorum (1/1) demek ki ben gizli ajanim" derdi... demedi, unutmuş, amnesia, olur öyle... güzel paris görüntüleri havada uçan adam ve kurşun görüntülerine eklenmiş, araya hikaye ve araba kovalamaca sahnesi konmuş, ortaya hoş bir film çikmiş... yalniz kent sinemasi saolsun, yumruk sesleri o kadar yüksekti ki yumruklari yemiş kadar olduk... özet: yaşasin pont neuf!
  • bu filmde bir sahne vardir ki içinde bilgisayar olan hollywood sahnelerinin en çilginidir... paris'teki cia ajanlarindan biri jason bourne'un resmini scan etmektedir, görüntü sudur: monitörde üzerinde scanning yazan bir bar, progress ifade etmekte, monitörde baska hareket yok ve klavyeye biseyler takirdatan ajan... oha be kardesim her sahnede illa bisey yazmak mi lazim? birak kuzu kuzu scan etsin alet, yüklenmeyin...
  • takip sahnesi sonrasında izleyenlerin hemen bir mini almalıyım evet evet almalıyım şeklinde fereyatlar gösterdiği film.
  • paris manzaraları muhteşemse de biz o köprüyü başka film*de sevmiştik..
  • bir iddiaya gore, son donemlerde afganistanda bir amerikan bombardıman ucaginin hastaneyi bombalaması olayi sonrası ortaya cıkan go hapı* durumlarını anlattıgı soylenen film.
  • geçmişi olmayan adam tükçeleştirmesiyle, en bi abuk çeviriye maruz kalmış filmler sınıfına dahil olan ve şu aralar desemde gösterimde olan film..
hesabın var mı? giriş yap