• saraybosna'yla ilgili bir video ararken tesadufen bir bolumune rastladigim, balkan kulturu ve tarihine olan amator ilgimden dolayi hepsini bulup yavas yavas izledigim belgesel serisi. konuyla kiyisindan kosesinden ilgilenen herkese tavsiye ederim.

    zannedersem roportajlar ya savas zamaninda ya da savastan hemen sonra yapilmis olacak, keza hemen herkes safliga varan bir aciksozlulukle anlatiyor olaylari (milosevic haric.) bir kac kisi disinda (mesela arkan ve mladic) savasta kilit rol oynayan herkesle roportaj yapilmis, alija, tudjman, karadzic, ganic, milan kucvan, stipe mesic, vojislav seselj, milosevic, hepsi konusuyor. balkan kulturunde siyasi dogruculuk namina herhangi bir iz olmadigindan olsa gerek yedikleri her halti rahat rahat anlatiyorlar, hele karadzic bir yerde nasil korumalarina silahsiz kalabaliga ates acmalari emrini verdigini insaninin kanini donduracak bir rahatlikla anlatiyor.

    derleyen arkadaslar bu aciksozlulukten olabildigince yararlanmak adina roportajlari elverdigince diyalog haline getirmisler. mesela tudjman'la alija arasinda bir diyalog gectiyse, tudjman'in roportajina kesmisler 'aliya'ya soyle soyle dedim' dedikten sonra aliya'nin roportajina geciliyor, cevabini ondan dinliyoruz. boylece sanki roportaj degil de hakikaten aralarindaki diyalogu dinliyormusuz havasi vermisler. bu hiza tum seri boyunca sadece seselj ve milosevic arasinda bozuluyor. (milosevic seselj'in cetelerini bosna'ya katliam yapmaya gonderdigini inkar ediyor.)

    pek cok batili kaynagin aksine, bbc savasin tum suclarini sirplara maletmek yerine diger etnik gruplarin, ozellikle de hirvatlarin yedigi haltlari guzelce islemis. hicbir detayi pas gecmeden, srebrenica'yi, knin'i, kosova'yi uzun uzun anlatmis. bati'ya, bati'nin sessiz kalisina, nato ve bm'nin beceriksizliklerine de giydirmeyi ihmal etmemisler. boyle bir insanlik draminda rol alan kimsenin masum olmadigini cok guzel ortaya koymuslar.

    belgeselin gene de en guzel tarafi gosterdigi bazi ilginc detaylar. mesela tudjman'in sloven ordusu ve yugoslav halk ordusu catismaya devam ederken konuyu cozumlemek uzere zagreb'e gelen avrupali parlamenterlere caka satmak icin gecenin 3'unde tam tesekkullu yemek sunmasi, bu sirada 3 gundur uyumamis olan sloven cumhurbaskani kucvan'in elinde turk kahvesi saskin saskin etrafina bakinmasi baya komikti. onun disinda tudjman'in mitingini dinleyenlere yeni kudus'u vaat etmesinin ardindan mesic'in roportajinda 'o gun biraz abartmis olabiliriz' demesi, aliya'nin kendisini rehin alan sirp askerlere anlasma geregi ayrilmadan evvel gunaydin diyip hal hatir sormasi (zaten aliya karizmasiyla hepsinden ayriliyor) savasta ilk olen askerin sloven ordusunun vurdugu yugoslav ordusuna mensup sloven bir pilot olmasi (kardes kardesi oldurmeden savas savas olmuyor ne de olsa) sehirlerini savunmaya calisan bir avuc bosnak'in kameraya 'bize yesil bereli diyorlar' ( donemin musluman paramiliter grubu) dedikten sonra aralarindan birinin gri beresini cikarip 'al bak yesil degil!' diye isyan etmesi gibi turlu turlu trajikomik detaylari icinde barindiriyor.

    neyse lafi uzattim, konu ilginizi cekiyorsa kesinlikle izleyin, cok degerli bir kaynak ve guzel bir calisma. altyazilarin yer yer biraz sallapati olmasi disinda neredeyse mukemmel.
  • bu belgeseli baştan sonra -sanırım- dört kere izlemiş biri olarak ve eski yugoslavya'da slovenya ve karadağ hariç her bölgeyi dolaşmış biri olarak üzerine biraz yorum yapmam mükün sanıyorum. balkan politikasına da kişisel bir ilgi duyduğum için de bence muhteşem bir iş.

    öncelikle genellikle sırp-hırvatça yapılan ropörtajlara rağmen neredeyse tüm politikacılar gerektiğinde son derece diplomatik bir ingilizce konuşabiliyor. ülkemizdeki politikacıların dil bilmeme, dolayısıyla tek yönlü insan olma sorunu aklımdan çıkmadı izlerken.

    türkiye, osmanlı'dan kalan takıntılarıyla, yıllardır bu savaşlarda olanlara taraflı ve boşnak merkezli bir bakışa sahip ve halkımızın kafasındaki fikir "sırplar delirdi ve herkesi öldürdü" gibi bir imaj var ancak bu belgesel,objektif bir gözle izlendiğinde bu savaşta problemlerde her toplumun bir katkısı olduğunu gösteriyor.

    bu belgeselde her şeyi tüm açıklığıyla ortaya koyan politikacılar insanın ağzını açık bırakıyor. haris silajdzic ve bazı hırvatlar dışında ( mesela slobodan praljak) çoğu politikacı gerçekten dürüstçe her şeyi anlatmış. lord carrington'ın ne kadar basiretsiz bir adam olduğu da gözler önüne serilmiş.

    bu kadar güçlü bir ülkenin bölünmesi için dışarıdan sürekli müdahale yapılması birçok yerde gösteriliyor. buna slovenya'daki mladina dergisinden tutun (yaptıkları haberler tüm gerginlikleri kaşımak üzerine) hırvatlara gizlice silah gönderen almanlar örnek olarak verilebilir.

    yugoslav savaşlarındaki en büyük sorun dağınık nüfuslar. slovenlerin ayrılması aslında sırpların ve diğer milletlerin umrunda değil. hırvatlar ise ellerindeki topraklardaki neredeyse %20'ye varan sırp nüfusun haklarını korumayı reddedince ortalık birbirine girmiş. bosna'da ayrılma başlarda düşünülmemiş bile çünkü herkes o kadar karmaşık bir şekilde yerleşik ki nereyi bölersen böl başka bir millet farklı yerde kalıyor.

    bu durumdan aslında en çok muzdarip olan boşnaklar ve sırplar. yugoslavya'nın en kalabalık grubu sırplar her yerdeler ve genelde oldukları bölgelerde daha homojen bir nüfus var. boşnaklar ise osmanlı zamanında az vergi ödemek için müslüman oldukları için toplu olarak yaşadıkları yerler çok az. zenica civarı ve bihaç bölgesi dışında bir "boşnak devleti" kurmak çok da yapıcı değil zira başkent olarak iddia ettikleri saraybosna'nın bile neredeyse %40'ı hırvat ve sırp.

    bu yönden osmanlı dağılırken türkiye sınırları dışında kalan türkler nasıl geri dönmek zorunda bırakıldıysa ya da onların kendini savunması için imkan olmadıysa (veya , aynı durum burada sırplar ve boşnaklar için geçerli olmuş ancak silahlandıkları için kendilerini savunabilmişler).

    ortaya çıkardığı şeyler benim gözümden;

    *slobodan miloseviç'in vizyonsuzluğu (başta milan martiç gibi adamlara prim vermesiyle bosna'da vahşetin kontrolden çıkması, en sonunda en az kazançla çıkanın kendisi olması)
    *alija izetbegoviç'in aptallığı (bu kadar savunmasız ve dağınık bir toplumu öylece bırakıp öldürülmesine göz yumması ve srebrenitsa'ya göz yumup birleşmiş milletler müdahalesi için kullanması, mal gibi gidip sırplara esir düşmesi, esir düştükten sonra da korkak bir şekilde telefondan "emir verin beni geri alın" demesi.)
    * franjo tudjman'ın acımasızlığı (sırf ülke tanınsın diye vukovar'ın yerle bir olmasına göz yumması ve bunu itiraf etmesi)
    *borisav jovic'in aceleciliği (neredeyse her adımda elindeki kozları mal gibi kullanmış - hırvatların gizli silah anlaşması görüntülerinden tut carrington planı'nda yaşananlara kadar)
    * milan kuçan'ın naifliği (parti kongresindeki taleplerinden tut bağımsızlığı ilan ettikten sonra ordunun saldırı yapıp yapmadığını yugoslav komutanlara soracak kadar saf olması)
    * jovan divjak'ın iyi niyeti (adam sırp olmasına rağmen boşnak ordusunda elinden geleni yapıyor ancak sadece "bakın biz sadece müslüman ordusu değiliz" propagandası için vitrin insanı haline getiriliyor)
    * momir bulatovic'in kaypaklığı (italyanlardan para sızdırmak için bağımsızlık fikrine sıcak bakması - ve bunu sırplara itiraf etmesi)
    * vasil tupurkovski'nin şirinliği (makedonlar olayların dışında kaldığı için toplantılarda "ne oluyo burda amk?" bakışı ve komik gözlemleriyle bence belgesele renk katmış)
    * vojislav şeşelj'in utanmazlığı (bence devletten destek aldığını iddia ettiği bazı yerlerde götünü sağlama almak için sallıyor ama sonuçta manyak her yerde manyak. bunun gibiler yüzünden sırplar haklı oldukları birçok konuda haksız konuma düşmüşler)
    * josip reihl-kir'in çaresizliği (srıp-hırvat gerginliğini çözmek için elinden geleni yapmasına rağmen hırvatların "lan bu hıyar yüzünden istediğimiz gibi gerginlik yaratamıyoruz. öldürelim." demesi sonucu kendi elleriyle polisine verdiği silahla öldürülmüş. eşinin olayları anlatırken gözyaşlarını içine akıttığını görebiliyorsunuz.)
    * sefer haliloviç'in iki yüzlülüğü (sırp güçleri anlaşma sonucu konvoy halinde saraybosna'dan çıkarken konvoya saldırı düzenletmesi, verilen sözlere uymaması)
    * momçilo krajisnik'in kaşları (maalesef dedikleri ve yaptıklarını izlerken kaşları sebebiyle dikkatim dağıldı)
    * radovan karaciç'in gerçekle olan bağlantısızlığı (sadece toprak kazanımlarına bakıp durumu değerlendirmesi ve uluslararası konumunun farkına varmayarak bosna ve hırvatistan sırplarının darmadağın olmasına sebep olması - buna boşnakları da dahil etmesi)
    *azem vllasi'nin inandırıcılıkltan uzaklığı (sırplar, arnavutlar bir olalım dedikten sonra sırpların olmadığı bir kosova için elinden geleni yapması)
    * stjepan mesiç'in tam bir politikacı olması

    daha devam edilebilir ama aynı dili konuşan, aynı kültürden gelen bu insanları din yoluyla ayıran, birini almanya'ya, diğerini rusya'ya, bir diğerini amerika ve kafa kesen mücahitlere sırtını dayamaya zorlayan bu durum keşke hiç yaşanmasaydı. en azından bu belgesel olup bitenleri nispeten objektif bir şekilde anlatmış.
  • bbc'nin 1995 yılında ekranlara sunduğu eşsiz bir belgesel.

    adından da anlaşılacağı üzere yugoslavya'nın parçalanmasını konu alan bu belgesel, çekildiği tarihlerde henüz savaşın yeni bitmiş olmasından ötürü, bütün mülakatlar olayların asli sorumlulularıyla yapılmıştır.

    tüm tarafların birbirini şu veya bu şekilde suçlar konuma geldiği belgeselde, bazen aynı cephede mücadele veren ortakların da farkında olarak veya olmayarak birbirleri aleyhine demeçler vermeleri; bu yıkıcı savaşın mümessili olma sıfatından bir an önce uzaklaşma çabaları göze çarpmaktadır.

    yugoslavya savaş suçlarını araştıran uluslararası ceza mahkemesi; bu belgeseldeki demeçleri, yaptığı yargılamalarda delil olarak kullanmıştır.

    2018 mart tarihi itibariyle bu belgeselin türkçe dublajlısı veya altyazılı versiyonu bulunmamaktadır.

    belgeseldeki başlıca aktörler:
    slobodan milosevic
    radovan karadzic
    franco tudjman
    alija izetbegovic
  • pek çok kişi tarafından çok uzun zamandır beklenen türkçe altyazılı versiyonu sonunda tamamlanmış belgesel.

    emeği geçen arkadaşların eline, emeğine sağlık demek gerek.

    link;

    https://twitter.com/…tatus/1404376331085828099?s=19
  • bbc yapımı, yugoslavya'nın dağılışını ve bu sıradaki savaşları konu alan, son derece başarılı ve objektif olan önemli belgesel. belgeseli hazırlayan araştırmacılar aynı adda kitaba da imza atmışlardı.
  • muhteşem bir belgesel. tüm cumhuriyetlerin başkanlarının katıldığı toplantının bile görüntüleri var, bazı görüntüleri "bunlar bunu nasıl bulmuş" şaşkınlığıyla izliyorsunuz. bu arada yugoslavya savaşlarıyla ilgili yanlış bilinen, klişeleşmiş pek çok şeyi de düzeltmek gibi önemli bir yararı var belgeselin.
  • türkçe altyazısını hiçbir yerde bulamadığım belgesel.
  • altyazısının çıkmasını dört gözle beklediğim belgeseldir.son 50 yılın en önemli olaylarından biri olan yugoslavya'nın parçalanmasıyla ilgili belki de en kapsamlı belgeselin altyazısının olmaması gerçekten üzüntü verici.umarım kısa sürede alt yazısına kavuşabiliriz.
  • beş saate yakın olması sebebiyle altyazı eklemeye bir türlü vakit bulamadığım belgesel. gönüllü dizi çevirmenlerimiz neden el atmıyor bilinmez, kullanılan ingilizce aşırı basittir oysa ki.
  • yugoslavya'nın çöküşünü hazin bir biçimde anlatan mükemmel bir belgesel.

    her birisi 50 dakikalık olmak üzere toplam 6 bölüm.

    şuradan buyurun:

    https://www.youtube.com/watch?v=vdady9b2ibm

    https://www.dailymotion.com/video/x858n30

    fanatizmin her türlüsü kötüdür arkadaş!
hesabın var mı? giriş yap