• 2004te kendi adlarını taşıyan ilk albümlerini çıkaran,punk ve kabareyi harmanlayarak müzik yapan britanya grubu.
    ingilizce biyografilerini okuyabileceğiniz link :
    http://www.highroadtouring.com/…ography&printable=1
  • dresden dolls almanyanın dresden şehrinde yapılan çok ünlü bebeklerdir böyle taa ikinci dünya savaşı zamanlarından önce; günümüzde kendileri afedersiniz hayvan gibi pahalıdır.. adını bu bebeklerden etkilenerek koyan punk hardcore kökeninden gelip kabare müzikal yapı istikametine gitmekde olan sadece bir piyano ve bir davuldan ibaret muhteşem grubun ise bir de sı vardır yani the dresden dolls .. ayrıca kendileri ne biritanyalıdır ne de yeni bir grupturlar.. 2000 yılında muhteşem bir tanışma ile kurulmuşlardır; ki ikiside birbirinden güzel a is for accident ve the dresden dolls adında 2 albümleri bulunur bunun ötesinde bostonludurlar hatta best band in boston gibi bir tanımlama yaparsam şaşırmayın, trendkilli de hastası yaptım zaten.. yaratıcılığına kurban kaşlarına hayran olduğum amanda da brian da şahane muhabbet insanlar ki evet hava yapıyorum bu cümle ile flame syndromeun yeni sayısıyla kitlelere kitle katacağım zaten..
  • 18 nisanda roadrunner records etiketi ile üçüncü albümleri virginiayı çıkartacak amanda ve brian, ben ise diyecek kelime bulamıyorum yaşanan dd çılgınlığına; bi çok gururlanıyorum, bi garibime gidiyor.. piyanonun tamir masraflarından yakınırken uzun turnelere koşuşturmalara, sabırsız nine inch nails izleyicileri tarafından hor görülmekten festival afişlerinde büyük punto basılmalara, mutlu oluyorum orjinal ve tuhaf şeylerin hakettikleri ilgiye ulaşmalarına.. bir gün yapılacaklar listemin başlarında kendimi sahnenin önüne atmak geliyor, sonra arkasına, sonra da "amanda beni hatırladınmııaaaa" diye ilgi bekleyen kadın olarak başlarına kalmak, evlerine yerleşmek ve beyaz pudralarını bitirmek geliyor sırayla..
    please excuse her for the day, its just the way the medication makes her..
  • kabare-rock da neyin nesiymiş, bir tarafınızdan rock çeşidi uydurmayın uleyn diyen kişilerin bile beğenisini kazanacağına eminim dresden dolls'un. bunun sebebi amanda palmer'ın muhteşem sesi de olabilir tabi. brechtyan abartının da dozunu arttırmaktan hiçbir zaman çekinmeyen bu kişiler, sahnede die ausnahme und die regel *'u canlandırırlar. hatta ve hatta brecht'in die sieben todsünden'indeki anna1 amanda palmer, anna2 ise brian viglione olabilir bana kalırsa.

    onlar için mesleki tatminin doruk noktası, brecht'in bir performanslarını bizzat izlemesi olurdu heralde.
  • artık eskisi gibi görüşmediğim bir arkadaşım sen sevebilirsin içindekileri al bunları diyerek bir cd vermişti zamanında.. götüm kadar bir odanın unutulmuş bir köşesinde birazı okunmuş kitapların altında gereksiz bir çok cd ile beraber kalakalmış dresden dolls da. aylar sonra internet üzerinden dinlediğim bir radyo vesilesiyle half jack'le tanış oldum. kulakları işlevselliğini yitirmemiş her insanın hissedeceği gibi büyüleyici bir dehşet içerisinde yerimden kalkıp bilgisayarın başına koştum bu duru sesin sahibesinin kim olduğunu öğrenmek için... ilk başta pek tanıdık gelmese de daha önce bir yerlerde görmüş olduğumdan neredeyse emindim bu ismi ki evet gayet haklıydım. biraz düşündükten sonra uzunca bir süredir hiç dinlenmemiş hatta dokunulmamış olan o caanım cd'yi saklandığı yerden bulup çıkardım ve sanıyorum ki 3 gündür sürekli dinlediğim, sahip olduğu mutluluğu hüznün ta kendisinden alan, dünyada üretilmiş [iki kişilik] en garip müzikalin bir parçası gibiyim. fırlatılıp atılmış, unutulmuş, terkedilmiş bir cd için dünyada üretilmiş güzellikler adına büyük kayıp. [demem o ki; üzerlerinde 'seni seviyorum' yazan nesnelerin taşıdıkları mana ve önem zamanla yok olacaktır ancak içerisinde barındırdıkları sevgi her daim kalıcı ve gerçektir. çünkü bence sadece yer yüzüne ait değil bağlı bulunduğu kozmik enerjinin tümüne armağan edilmiş mutluluklardır.]
  • sahnede inci gibiydiler, şakaklarınız pıt pıt atardı konserlerinde. amanda palmer'ın enerjisi ile brian vigliore'un enerjisi sahnede birbiriyle çarpışıyordu. inanılmaz bi uyum, zaten davulcu brian sonra gitti nine inch nailsle, violent femmes ile de çaldı. amanda palmer da neil gaimanla evlendi.

    neccesary evil'deki orkestrasyonlara hastayım lan. coin operated boy'la alakalı alakasız kalbimiz kırılır, shores of california'da lirikleri şarapla marina ederiz, missed me ile de istiklalmarşıvekapanış.

    bizdeki kırık çizgi böyle bi gruptu. iyiydi onlar da.
  • tarzlarını brechtian punk cabaret olarak nitelendiren, amanda palmer ve brian viglione'den oluşan amerikalı grup. şimdiye kadar iki stüdyo albümü çıkarmışlardır. geri kalanlar epdir, singledır, live albümlerdir vs. türkiye'ye gelmelerini en çok istediğim gruplardan biridir. nouvelle vogue gelsin istemiştim, gerçekleşti. umarım the dresden dolls'u da (büyük ihtimalle babylon sahnesinde) görürüm ileride.
  • sarkilarini dinlerken muzigin sesini acarsaniz insani kolaylikla mutlu edebilme potansiyeline sahip bir ikili. ozellikle gravity. daha cok bagir diyesim geliyor amanda'ya.

    çirkin mirkin ama harika hatun bu amanda, neil gaiman şanslı herif vesselam.
  • acı aşk filminin en güzel parçası bu gruptan gelmiştir. (bkz: missed me)
  • war pigs'i canlı, farklı ve mukemmel calan super ikili..
hesabın var mı? giriş yap