• üçüncü kitabı grave peril'in çevirisi yine ithaki tarafından hayalet tehlikesi adıyla birkaç gün önce yayınlanmıştır.
  • değeri bilinemeden iptal edilen dizi. benim için ikinci bir firefly vakası.
  • jim butcher tarafından yazılmış olan, şimdilik, 13 kitaptan oluşan fantastik seri. hikaye harry blackstone copperfield dresdenadlı büyücümüzün etrafında şekillenir. (bundan sonrası spoilerimsi o yüzden dikkat ediniz efenim, elimden geldiği kadarıyla spoiler-free yazmaya çalışacağım) harry abimiz çocukken öğretmeni justin du morne he who walks from behind adındaki demon ile bir anlaşma yapınca ve kurban olarak onu kullanmaya çalışınca yakarak öldürür. beyaz konsey'de başına damocles lanetini koyar, bu basitçe şartlı salıverilme gibi bir şey, eğer warlock eğilimleri gösterirse bir warden onu öldürecektir. aynı zamanda chicago polisinin special investigations departmanına (x-files gibi bir yer) teğmen murphy'e anlaşmalı olarak yardım etmektedir ve özel dedektiftir. sarı sayfalarda b harfinin altında büyücü olarak bulabilirsiniz. 1. kitap böyle bir ortamda başlar.

    bu abinin büyü aurası yüzünden 45 sonrası üretilen bütün elektronik şeyler bozulmaktadır yakın temasında. o yüzden bir vosvos kullanmaktadır, o da ha bire ankakuşu gibi tamirciye gidip gelmektedir. harry abi özellikle alev büyülerini (fuego!) çok sever ama kendisinin de ifade ettiği gibi incelikten yoksun tamamiyle büyü gücünden oluşan bir stili vardır. ve trençkotsuz, asasız ve annesinden kalan korunma kolyesiz hiç bir yere çıkmaz

    bu evrende vampirler, kurtadamlar ve diğer fantastik kurgulanımlar mevcuttur ama çok mantıklı bir biçimde konulmuştur, günümüzde geçer. aynı zamanda rpgsi de çıkmıştır ve bir dresdenfan olarak hemen edinerek tüketmiş halde olduğumdan sistemin fate sistemi kullandığını ve çok akışkan bir mekaniğe sahip olduğunu eklemek isterim.
  • ikinci kitabı fool moon'un çevirisi yine ithaki tarafından kurtadamlar adıyla kitap fuarına yetişecek şekilde birkaç hafta içinde yayınlanacaktır.
  • dizisinden kitapları kadar zevk aldığım seridir. diziyi seyrettikten sonra kitaplar daha da keyifli oluyor bence çünkü karakterler birer yüz kazanmış oluyor. paul blackthorne tam hayalimde canlandırdığım harry dresden olmuştu. bob da gayet iyiydi. tabii ufak tefek sarışın bir murphy beklerken valerie cruz'u görünce alışmak biraz zaman aldı ama yine de yadırgamadım. keşke winter queen'leri, summer queen'leri ve değişik vampire court'ları da görebilseydik dizide. şimdi, bir polemik yaratmak gibi olmasın ama bence harry potter kitapları, dresden files'ın yanına bile yaklaşamaz. harry gelsin de wizard görsün.
  • serinin devam kitapları da nihayet uzun bir aradan sonra geliyor. en azından iki kitabını daha okuyacağız çeviri olarak. her zamanki gibi ulaş apak yapacak çevirileri. dördüncü kitap summer knight'ın çevirisi eylülde başlayacakmış. http://www.kayiprihtim.org/…er-yeni-kitaplar-yolda/
  • sesli kitap versiyonu james marsters tarafından okunduğundan mütevellid daha da bir fevkaladenin fevkinde olmuştur. james abimiz hem tiyatrocudur, hem de hepimizin gönlünde taht kurduğu "spike" karakteri harry'yi anımsatmaktadır.

    gerçi 14. kitap smallville'den lex luthor'un babasını canlandıran john glover tarafından seslendirilmiştir. john glover da saydığımız bir abimizdir ama bulaşık makinesini boşaltırken, sabahın köründe otobüste işe gitmek için yolda can çekişirken, ya da gece uyumadan önce kulağınızda james marsters'ın sesini duymanın tadı bir başkadır, ne yalan söyleyeyim. bir sonraki kitaba tekrar aramızda olur inşallah. amin.
  • 4. ve 5. kitaplarda karakter sayısı, aksiyon ve olaylar bir hayli arttı. kafalarda çok soru işareti var. çevirin uleyn devamını bir an önce.
  • devamı çevrilmeyince sikerler diyip ingilizcesini alıp okuduğum, bir kere okumaya başladığımda elimden bırakamadığım için bütün kitaplarını aldığım aksiyon dolu, akıcı, korkutucu ve günümüzde geçen dark fantasy serisidir.
  • o bu değil de üçüncü bölümünde sirotha diye tabir edilmiş* güçlü bir iblis rolündeki amca acaip başarılıydı hakikaten. hafif, eğlencelik bir dizi. herşey mükemmel değil ama eğlendiriyor, izlettiriyor. murphy ablada bir scully havası var ama bu kabullenmeyenden ziyade daha habersiz hadiseden. ayrıca murphynin güzelliğine de değinmeden geçemeyeceğim. asla bebek gibi, manken gibi vs. tanımlarla uyuşmuyor ama karakterli bir güzelliği var*, etkileyici.
hesabın var mı? giriş yap