• 1977 yapımı bir ridley scott filmidir. tarihi bir dramdır.

    film napolyon dönemindeki fransa'da, birbirleriyle sürtüşen iki düellocu teğmenin yıllar süren dövüşme sürecini anlatmaktadır. onlarca yıl geçmesine rağmen hala birinin ötekine karşı duyduğu alt etme isteği dinmemektedir. diğerini alt etmek isteyen kişi de tarantino'nun meşhur mr. white'ı harvey keitel'dır. hırs nedir, ünvan nedir ve en önemlisi gurur nedir diye sorduğumuzda verilebilecek en net cevaptır the duellists. ve nefes kesen sonuyla tüm soruları o ince düello kılıcıyla keser atar. cevap aramanıza gerek kalmaz.

    dönemin fransa sokaklarını çok canlı ve bir o kadar da kasvetli tasvir etmiştir yönetmenimiz. kutlamak lazım. oyuncu profilleri o tarihe göre çok başarılı.

    ayrıca bu filmden hemen sonra ridley scott, ilk iş olarak nasıl oluyor da alien gibi kült bir akımın yaratıcılığına soyunuyor onu da aklım almıyor açıkçası.
  • ridley scott'in ilk filmi. ilk olmasına rağmen, sonradan çekilen bir çok kandırıkçı ridley scott filmine göre daha samimidir.
  • basrollerinde harvey keitel ile david carradine'in kardesi, trouble in mind isimli alan rudolph filmindeki komik sac modelleriyle bilip sevdigimiz keith carradine'in oynadigi ridley scott debütü. sonradan gelen scott filmlerine oranla daha deneysel, oyunbaz bir kurgu ile göze carpiyor filmimiz kimi bölümlerinde. daha ilk filminde tutturdugu ritm ve isiklandirmadaki ustalik ile göz alirken, reklamci gecmisi sebebiyle kamerayi yerlestirdigi noktalarda biraz güven eksikligi, hikaye anlatma yeteneginin hamligi sezinleniyor. buna karsilik sonraki ridley scott filmerinde görülmeyen yer yer garip bir mizah anlayisi, özellikle harvey keitel'in fanatik düello manyagi karakteri cevresinde kahkahalar attiriyor kimi sahnelerde.

    filmin konusuna gelirsek: keith carradine kendi halinde efendi bir atli süvaridir, napolyon fransasinda. harvey keitel ise kuduz köpek gibi karsisina cikipta dallamaca laf edeni (etmeyeni de) düelloya davet eden bir baska cilgin süvaridir. gün gelir, bir düello sonrasinda carradine keitel'e generalin emrini iletmekle görevlendirilir; böylelikle seneler boyunca sürecek bir kavga baslamis olur. bir türlü birbirlerini öldüremezler. carradine'in pek umrunda degildir mesele ama, kariyerinde ilerledikce ve görüp gecirdikce, en olmadik yerlerde birden karsisina cikar keitel, ve düelloya davet eder kendisini.

    her neyse iste böyle bir film...
  • 6:08 süreye sahip bu harika iron maiden parçasını steve harris yaratmıştır ve aynı adlı filmden esinlenerek yazmıştır.
  • bass gitarla solo atmaya karşı olan steve harris'in baştan sona solo atarcasına bass gitarı konuşturduğu mükemmel ötesi parça.
  • hazır somewhere back in time turnesi de varken iron maiden'ın konserde çalmasını şiddetle istediğim parçası.genel trafiği açısından bence gayet yüksek tansiyonlu nakaratları kolay akılda kalır ve eşlik edilmesi çok rahat,hepsinden öte harika enstrumental geçişler sırasında harika ışık şovları kullanılarak bilhassa üç gitarın öne çıkacağı yerlerde seyircinin de katılımıyla üst düzey bir konser performansı sağlanacaktır bu parçayla.dileğim odur ki: iron maiden artık her konserin demirbaşlarından birini emekliye ayırıp bu harika parça çalarsa eminim o emektar parçanın yokluğunu bile kimse farketmez,öte yandan daha önce canlı çalınmamış bu parçayı setliste katarak vefakar iron maiden hayranlarına unutamayacakları bir anı yaşatmış olurlar.
  • çok güzel zaman geçireceğiniz, harika bir film.

    filmden kendimce çıkardığım mesaj da yüzleşmedir, ertelemeden.

    ilk başta yapması gerekeni yıllar sonra yapmak da ilginç tabii.
  • iron maiden'ın 5. albümünün 5.şarkısı. nakaratta "onurun için savaş, canın için savaş" diyor. kutli olsun. bu rock'n roll dalgası bitmez. iki yüzüm üç olsun.
  • olmadık sebepten düello çıkaran iki teğmenin yılların ilerlemesine ve rütbelerin artmasına rağmen devam eden husumetlerini konu alan tuhaf film. mesaj falan var mıydı bilmiyorum!
  • sözlükten lyricleri silinmiş bir diğer iron maiden baş yapıtı:

    the duellists

    he threw down the glove you made the mistake
    of picking it up now you’re gone
    the choosing of guns or fighting with swords
    the choice of weapons is done
    he’ll tear you apart as soon as you start
    you know you don’t have a chance.
    chorus:
    oh....oh...fight for the honour
    fight for the splendour fight for the pleasure
    oh....oh...fight for the honour fight for the splendour
    fight for your life!

    ready to start the duel begins
    the best man wins in the end.
    a lunge and a feint, a parry too late

    a cut to the chest and you’re down
    seeing the stain then feeling the pain
    feeling the sweat on your brow.

    the fighting resumes, a silence looms the
    swordsmen move `gainst each other
    a cut and a thrust, a parry, a blow,
    a stab to the heart and you’re down
    the angel of death hears your last breath
    meanwhile the reaper looks on.

    oh...oh...fought for the honour
    fought for the splendour
    fought for the pleasure
    oh...oh...fought for the honour
    fought for the splendour
    fought to the death
hesabın var mı? giriş yap